Yukarıda yer alan hukuki açıklamalar ışığında, aylık bağlanması ve devamı için Türk vatandaşı olunmasının zorunlu olmadığı, 19.11.1955 doğumlu davacının 01.09.2000 tarihinde izinle Türk vatandaşlığından çıktığı ve 5901 sayılı “Türk Vatandaşlığı Kanunu”nun 28 inci maddesine göre bu maddede belirtilen istisnalar dışında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ettikleri, maddede bu Türk vatandaşı olmayan bu kişilerin yaşlılık aylığı almalarına engel bir hal bulunmadığı, borçlanılan süreler dikkate alınarak aylık bağlanması için talep tarihinde ve aylığın devamı süresince Türk vatandaşı olma şartı bulunmadığından aylık talep tarihinde Türk vatandaşı olmayan kişinin “yurda kesin dönmüş olması“ koşulunun “yurt dışı çalışma ilişkisinin ve bu bağlamda sosyal güvenlik kurumlarıyla sigortalı ilişkinin sona ermesi” olarak anlaşılması gerektiği, öte yandan “1962 Sosyal Güvenlik Eşit Muamele Sözleşmesi” olarak adlandırılacak olan "Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal...
Doğumla kazanılan vatandaşlık doğum anından itibaren hüküm ifade eder." hükmüne; "Soy bağı" başlıklı 7. maddesinde ise "Türkiye içinde veya dışında Türk vatandaşı ana veya babadan evlilik birliği içinde doğan çocuk Türk vatandaşıdır. Türk vatandaşı ana ve yabancı babadan evlilik birliği dışında doğan çocuk Türk vatandaşıdır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı müvvekili T1 hem Türk vatandaşı hem de Suriye vatandaşı olduğunu, müvekkilinin TC kimlik numarası ile Mardin ili nüfusuna kayıtlı, anne adının Hamit baba adının Adle, doğum tarihinin 01/01/1952 olarak işlendiğini, Suriye Arap Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığınca düzenlenen nüfus kayıt belgesinde ve doğum belgesinde müvekkilinin 01/01/1955 doğumlu olduğunu, gerçek doğum tarihinin 01/01/1955 olduğunu, bu nedenle TC kimlik numaralı T1, Suriye Arap Cumhuriyeti Kameşli Müdüriyeti, Aşuri K 437 kayıt yeri ve nolu 01/01/1955 Kameşli doğumlu ulusal nolu T1 ile aynı kişi olduğunun tespiti ile Türkiye Nüfus kayıtlarında yanlış yazılan doğum tarihinin 01/01/1955 olarak düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı nüfus idaresi temsilcisi ilk derece mahkemesi duruşmasında özetle; tanık beyanları çelişkilidir, ispatlasınlar şeklinde beyanda bulunmuştur....
İSTEMİN_KONUSU : Davacının Suriye vatandaşı ... adlı kişiyle Suriye'de yapmış olduğu evliliğin Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıtlarına işlenmesine yönelik talebinin reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, ... İdare Mahkemesince Dairemizin bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolunda verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir....
Ne var ki saklı tutulan haklar yine Türk vatandaşı olunan döneme ilişkin olup davacının yurt dışında sigortaya giriş yaptığı tarihte Türk vatandaşı olmaması nedeniyle Sözleşmeden doğan bu hakkın sosyal güvenliğe dair kazanılmış hak niteliğinde kabulü mümkün değildir. 3201 sayılı Kanun’un 1.maddesine göre talep tarihinde Türk vatandaşı olmayanlar borçlanamazlar. Bu kuralın istisnası 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu‘nun 29.maddesi olup izinle Türk vatandaşlığını kaybedenlere tanınan istisna bu kişilerin Türk vatandaşı oldukları döneme özgüdür. Dolayısıyla Türk vatandaşı olunmayan bir dönemin borçlanılması mümkün olmadığı gibi bu dönemde gerçekleşen sigortaya girişin de kazanılmış hak kabulü mümkün değildir. ./.....
Hukuk Dairesi’nin 20.11.2006 tarih ve 11422-14965, 20.06.2006 tarih ve 2251-9376, 23.03.2006 tarih ve 2215-3162, 16.10.2006 tarih ve 10610-12898 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere 3201 sayılı Kanun bir borçlanma yasası olup, Kanunun 1. maddesine ve Uygulama Yönetmeliğinin 2. maddesine göre, Türk vatandaşlarının, Türk vatandaşı olarak yurtdışında geçen çalışmalarını borçlanabilmeleri öngörülmüştür....
Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir. c) Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder. Somut olayda, davacı asıl davada hem Lübnan'da hem de Türkiye'de nüfus kaydının bulunduğunu, Lübnan kayıtlarına göre Türk kayıtlarındaki ad, soyad, doğum yeri ve doğum tarihinin değiştirilmesini; birleşen davada ise her iki ülke kaydındaki bilgilerin aynı kişiye ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiği, yargılama aşamasında doğum tarihinin değiştirilmesi talebinden vazgeçtiği anlaşılmaktadır. Davacının hem Türk vatandaşı hem de Lübnan vatandaşı kimlik bilgilerini kullandığı anlaşılmaktadır. Türk vatandaşı kimlik bilgilerinin Lübnan vatandaşı kimlik bilgilerine uygun olarak düzeltilmesini talep etmektedir....
Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve nüfus kayıtlarına yönelik tespit davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olduğundan, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bakımdan hakim re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahiptir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile iddianın ileri sürülüş şekline göre Türk vatandaşı olan davacının Mardin İli Artuklu İlçesi Diyarbakırkapı Mahallesi Cilt No:2, Hane No: 114, BSN: 29 ile ... ve...'dan olma 01.07.1941 Mardin doğumlu olarak 15.07.1941 tarihinde nüfusa tescil edilen ... olduğu, nüfus kaydına göre medeni halinin bekar olduğu, nüfus kaydında hiçbir nüfus olayı olmadığı, aynı hanede kendinden başka anne, babası ve kardeşlerinin kayıtlı olduğu, aynı kişi olduğu ileri sürülen ......
özetle; Suriye vatandaşı olan davacının, 29/05/2017 tarihinde Türk vatandaşı olma hakkı da kazandığını, davacının, 06/01/2016 tarihinde Suriye'de Ala Mardini adında bir kadınla evlendiğini ve halen evli olduğunu, ancak bu evliliğin davacının nüfus kaydına işlenmediğini ve bekar olarak göründüğünü, bu yanlışlığın düzeltilmesi için Mezitli T3 başvurduğunu, ancak talebinin reddedildiğini belirterek davacının, eşi Ala Mardini ile evliliğinin tespit edilerek nüfus kaydına işlenmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Türk asıllı karısı Alman vatandaşı ... ile Türk vatandaşı ... Kaya'yı öldürmeye teşebbüsten sanık ...'nın yapılan yargılanması sonunda: şüpheli hakkında geri verme isteminin kabul edilebilir olduğuna dair (...) Birinci Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17/06/2008 gün ve 634 D.iş sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi şüpheli müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA Türk asıllı Alman vatandaşı olan şüpheli ...'nın, 24.12.2007 tarihinde Almanya ülkesinde kendisi gibi Türk asıllı Alman vatandaşı olan eşi ... ve Türk vatandaşı olan ......