Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, annesinin ... olduğunun tespiti ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili ...'ın nüfus kaydında anne adının ... olarak yazılmış olmasına karşın ...'nin kim olduğunun açıkça belirtilmediğini, bu durumdan mağdur olduğunu ileri sürerek annesinin ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, Cilt no:101, Hane no:30, BSN 6'da nüfusa kayıtlı ......

    Somut olayda; davacı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına kabulünü sağlamak amacıyla, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan T3 babası olduğunun tespitini istemiş, ancak dosyaya Suriye Arap Cumhuriyetinde bu bağın (babalık bağının) kurulduğuna dair hiçbir belge ve delil sunmamıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK md. 118- 395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağını; aynı Kanunun 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Bu durumda davacının talebi; Türk Medeni Kanunu’nun 301 ve devamı maddeleri uyarınca babalığın tespiti istemine ilişkin olup, aile mahkemesi görevlidir. Bu sebeple, Batman 2....

    A R A R Davacı ... dava dilekçesinde, annesi ... annesi ...'nin nüfusa tescil edilmeden yaşayıp öldüğünü ileri sürerek adı geçenin nüfusa tescilini istemiş; Mahkemece yapılan yargılama sonucu ...'nin nüfusa kayıt işleminin idari bir işlem olduğu, nüfusa kaydına karar verilemeyeceği gibi kayıtlarda düzeltme yapılarak bağ da kurulamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 04.06.1958 tarihli ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Dava, nüfusa tescil edilmeden kayıt dışı yaşayıp ölen ...'nin davacının anneannesi olduğunun tespiti ile nüfusa tescili istemine ilişkindir....

      de doğup bura nüfusuna kaydedildiğini, küçük yaşlarda ailesi ile birlikte Suriye'ye göç ettiklerinden hayatlarını orada sürdürdüklerini, Suriye'de tekrar nüfusa kaydedildikleri ve orada evlenip çocuk sahibi olduklarını, ancak Türkiye ve Suriye nüfus kayıtları arasında anne adı, doğum yeri, doğum tarihi yönünde bulunan bu farklılıklar sebebi ile davacı ...'nin oğlu olan diğer davacı ...'nin de annesine bağlı olarak Türkiye vatandaşı olamadığını ileri sürerek, müvekkilinin Türkiye nüfusununda doğum yeri ..., doğum tarihi 01/07/1941 ve anne adı Nazo olan ... ile Suriye nüfusuna doğum yeri Şam, doğum tarihi 05/11/1940 ve anne adı Şerife olarak kaydedilen, müvekkili ...'nin annesi müvekkil Sultani ...i'nin aynı kişi olduğuna karar verilmesini istemiş; Mahkemece, ... ile Sultani ...i'nin nüfus kayıtlarının örtüşmediği, aynı kişi olduklarının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dava, nüfus kaydı ile ilgili tespit istemine ilişkindir....

        Kurumun halen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan davacıya 29.06.2012 tarihli başvurusu üzerine 4/1-a bendi kapsamında borçlanma hakkı tanıdığı ve taraflar arasında bu hususta uyuşmazlık bulunmadığı gözetildiğinde davacının borçlanma bedelinin günlük 9,46 TL den hesaplanarak yurt dışında geçen süreyi borçlanma hakkı bulunduğunun tespiti isteminin reddine karar verilmesi doğrudur. Ne var ki mahkemece taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan diğer hususların doğru saptanmadığı anlaşılmaktadır....

          un babasının Türk Vatandaşı ..., annesinin Hazari Arslan olacak şekilde 06.02.1945 doğumlu olarak ve eşi davacı ...'in de eşi olarak aynı haneye tesciline karar verilmesini istemiş; mahkemece davacı ...'in Türkiye sınırları içinde bulunmasına karşın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmadığı, mahkemenin ancak mevcut nüfus kayıtları üzerinde düzeltim veya iptal kararı verebileceği, davacıların isteği nazara alındığında idari yoldan başvuruda bulunulması gerektiği ve davaya konu isteğin mahkeme sınırlarının dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Dava, yabancı uyruklu olan davacının babasının Türk Vatandaşı ... annesinin Türk vatandaşı ... olarak ve eşi davacı ...'...

            Dava, Türkiye vatandaşı annesi ile aralarında nüfus kaydına göre bağlantı bulunmayan davacının annesinin T.C. Vatandaşi T3 olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak (Anne olacak T3 mezarının Suriye'de bulunup ulaşılamadığının anlaşılması karşısında) anne bir kardeşleri ile davacı arasında DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Mahkemece DNA incelemesi konusunda gerekli araştırma yapılarak dava ile ilgili olarak sonuç alınabilecek kişiler arasında DNA testi yaptırılmalıdır. (YARGITAY 8....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, annesinin ... olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, annesinin Ankara ili, Sincan ilçesi, ... Mahallesi, Cilt No:52, Hane No:21, BSN No:23'de nüfusa kayıtlı Kadir ve Havva'dan olma, 01.05.1938 doğumlu ... olduğunun tespitini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin ve özellikle nüfus kayıtlarının incelenmesinden; davacının, annesi olduğunu iddia ettiği ...'in, 01.05.1938 doğumlu olup, 23.02.1939 tarihinde öldüğü, davacının doğum tarihinin ise 01.09.1949 olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece davacının annesi olduğunun tespitine karar verilen ...'...

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 22/12/2021 tarih, 2021/536 Esas 2021/662 Karar sayılı kararına karşı sunmuş olduğu 26/01/2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme dosyasına Batman/ Kozluk Kaymakamlığı İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından gönderilen yazıda taraflarına ait doğum tutanakları sunulduğunu, söz konusu doğum tutanaklarında doğum tarihinin 09/09/1991 olarak belirtildiğini, doğum tutanağının doğum anında değil kimlik kartı çıkartılacağı zaman yani nüfusa tescil anında 17/10/1994 tarihinde şifahen söylem üzerine tutulmuş olduğunun görülmekte olduğunu, buna mukabil olarak doğum tutanağının sadece doğum tarihi hususunda değil aynı zamanda diğer ilgili kayıtlar için de gerçeği yansıtmadığını, zira "evlilik içi çocuk" olmasına karşın ilgili tutanakta "bulunmuş çocuk" olarak nüfusa kaydının yapıldığını, 17/10/1994 tarihinde nüfusa tescilinin yapıldığını ve Suzan olan isminin Sözer olarak nüfusa kayıt edildiğini, buna ilişkin taraflarınca dava açılıp isminin Suzan olarak...

              ı hastanede doğurduğu ve babasının, eşi ... olduğu halde nüfusa babası davalı ... annesi de davalı ... olarak tescil edildiğini ileri sürerek, bu hatanın düzeltilip ...'ın kendi nüfusuna anne adı ...baba adı ... olarak tescilini istemiş; mahkemece yapılan yargılama sonunda ...'ın davacı ... ile ... 'ın çocukları olduğunun tespitine, ... ile gerçek anne ve babasının nüfus kayıtlarına gerekli şerhin düşülerek her iki kayıt arasında bağ kurulmasına karar verilmiştir. Oysa; 1-...'ın babası olduğunun tespitine karar verilen ve sağ olduğu anlaşılan davacının eşi ... Arslan'ın yöntemince davaya dahil edilerek diyeceklerinin saptanmaması, 2-Kabule göre de; Davada tespit ile birlikte düzeltme de istenildiği halde ...'ın gerçek annesi olarak davacı, babası olarak da ...'ın nüfus kaydına nakline hükmedilmesi gerekirken sadece bu hususun tespiti ile yetinilmesi, Doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu