Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve dinlenen tanık anlatımları karşısında, iş verence fesih geçerli nedene dayandığından, davanın reddine karar verilmiştir. GEREKÇE: Dairece istinaf sebepleri ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme sonucunda; Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; feshin geçersiz olduğunu, davanın kabulü gerektiğini ileriye sürmüştür. Davalı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; feshin haklı nedene dayandığını ileriye sürmüştür....

Dolayısıyla davacı yanın dilekçesinde belirttiği gibi bir haklı fesih durumu söz konusu değildir. Davacı esasen haklı bir nedene dayanmadan istifa etmiştir. Davacının ihtar tarihinde müvekkil işverenden alacağı bir ücret alacağı yoktur. Bu durum bilirkişi raporunda gösterilmiştir. Bu tablo incelendiğinde Bilirkişinin belirttiği aylarda aksama olmuş fakat diğer tüm aylarda düzenli ödeme olmuştur. 2017 yılında ise ayda bir olarak ödemeler düzenli yapılmış, davacının ihtar çektiği 25.05.2017 tarihinden bir gün evvel 24.05.2017 tarihinde maaşı yatmıştır. Bu sebeple iş sözleşmesinin ücretlerin ödenmemesi sebebiyle haklı olarak feshedildiği görüşünü ve buna dayanılarak hükmedilen kıdem tazminatını kabul etmiyoruz. 2- YILLIK İZİN KONUSU BAKIMINDAN: Mahkeme davacının 10 günlük yıllık izin alacağı olduğuna hükmetmiştir. Bu kararın dayanağı meçhuldur. Buna ilişkin belgeler tarafımızdan dosyaya sunulmuş ek rapor sunduğumuz belgelere göre düzenlenmiştir....

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile güvence altına alınmış olan adın, kişilik hakları içerisinde taşıdığı önemi gözönünde bulunduran 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasında kişiliği korumaya ilişkin hükümlerle yetinilmeyip (m.23- 25), onu ayrıca düzenlemek yoluna gidilmiştir (m.26- 27). Buna göre anılan Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.03.2000 tarih ve 2000/18- 127. K:2000/154 E K sayılı kararında da belirtildiği üzere; kişi adının-soyadının sürekliliği asıl olmakla birlikte, haklı nedenlerin bulunması koşuluyla değiştirilmesine de yasal olanak tanınmış, Medeni Kanunun 27. maddesinde " -adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hâkimden istenebilir." hükmüne yer verilmiştir....

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, ... soyadının çok yaygın bir soyadı olduğunu bazı özel nedenlerden dolayı bu soyadını kullanmak ve taşımak istemediğini, soyadının ... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, davacıyı mahcup edecek, utandıracak bir soyadı olmadığı ayrıca davacının davayı çocuklar yönünden değil sadece kendisi yönünden açması ve adli sicil kaydının bulunması nedeniyle davacının niyetinin sırf sabıka kaydı bulunması nedeniyle soyadını değiştirmek istediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK’nın 27. maddesinde; “Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez....

    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından davacının beden çalışma gücünün %60'ını kaybetmediğinin belirtildiği, buna göre davacının torna ustası olarak davalı işyerinde çalışabileceği, bu durumda davacı tarafından yapılan feshin haklı nedene dayanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamında özetle; “Davacı işçinin iş akdini haklı nedene dayalı olarak feshedip feshetmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur....

      Davalı, davacı hakkında açılan soruşturma sonucunda davacının rüşvet aldığının belirlendiği buna dayalı olarak disiplin kurulu kararıyla iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekilince temyiz etmiştir. Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davacı 01.08.2011 tarihinde emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini feshettiğini iddia etmiş, davalı ise davacı hakkında açılan soruşturma sonucunda davacının rüşvet aldığının belirlendiği buna dayalı olarak disiplin kurulu kararıyla iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. Davacı 26.07.2011 tarihinde izinde olduğu dönemde dilekçe vererek 01.08.2011 tarihinde işten ayrılmak istediğini bildirmiştir. Bu dilekçede emekli olmak isteği ile ilgili herhangi bir ifade yoktur....

        Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık vardır. Dosya içeriğine göre; davacının, davalı işyerinde satış departmanında çalıştığı, iş sözleşmesinin 27.08.2021 tarihinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-d hükmüne dayanılarak işverence feshedildiği anlaşılmaktadır. İş Kanunu’nun 25. maddesinin II. bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Böyle durumlarda işçi, Anayasanın 25 ve 26. maddesi ile güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih nedeni sayılmalıdır....

        Mahkemece, davacının soyadı Yerlikaya iken haklı nedenle Piyale olarak düzeltildiği, M....'nun 27. maddesine göre adın değiştirilmesinin haklı sebebe göre yapılabileceği, Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36/1-b maddesi ''Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılır.'' hükmü Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmasının, bu tür davaların açılabilmesi için haklı neden bulunması şartını ortadan kaldırmayacağı, davacının daha önce bilerek ve isteyerek seçtiği soyadını şimdi alay konusu oluyor demesinin samimi olmadığı, soyadının anlamının kötü olmadığı gibi nüfus kayıtlarında keyfi olarak değişiklik yapılması bu kayıtlara güven duygusunu azaltacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesine göre, adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden herzaman istenebilir....

          Yine davalı, Aksaray’daki 75 işçinin açtığı sendikal fesih nedenine dayanan işe iade davalarının bir kısmında feshin geçerli veya haklı nedene dayandığından davanın reddine karar verildiği belirtilerek bunlara ilişkin bir kısım Dairemizin kararları sunulmuştur. Gerçekten bir kısım işçilerin açtığı davalarda feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı belirtilerek Dairemizce davanın reddine karar verilmiştir. Bu ret kararı verilen işçilerin ve iş sözleşmeleri iki yıl önce feshedilen işçilerin sendikal fesih değerlendirmesinde dikkate alınmamaları gerekir. Bunları dikkate almaksızın oranlama yapan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Yine davalı, Aksaray’daki 75 işçinin açtığı sendikal fesih nedenine dayanan işe iade davalarının bir kısmında feshin geçerli veya haklı nedene dayandığından davanın reddine karar verildiği belirtilerek bunlara ilişkin bir kısım Dairemizin kararları sunulmuştur. Gerçekten bir kısım işçilerin açtığı davalarda feshin haklı veya geçerli nedene dayandığı belirtilerek Dairemizce davanın reddine karar verilmiştir. Bu ret kararı verilen işçilerin ve iş sözleşmeleri iki yıl önce feshedilen işçilerin sendikal fesih değerlendirmesinde dikkate alınmamaları gerekir. Bunları dikkate almaksızın oranlama yapan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu