Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MUHALEFET ŞERHİ Taraflar arasında işverence yapılan feshin haklılığı hususu uyuşmazlık konusudur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II. maddesine göre, somut olayda, “ihtarname” başlıklı 18.09.2010 tarihli tutanakla davacı işçinin “burayı yakarım” tehdidi, sonucu iş sözleşmesi feshedilmiştir. Davalı işverenin bu konuda şikayeti sonrası davacı hakkında tehdit suçundan kamu davası açıldığı, davanın derdest olduğu, kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Davacı işçinin işvereni tehdit edip etmediği, bu davranışının haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığının tesbiti, ceza mahkemesinde açılan davaların sonuçlanması ve kesinleşmesi ile mümkündür. Mahkemece anılan ceza dava dosyalarının (karşılıklı hakaret, tehdit) kesinleşmiş sonucu alınmadan ve feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı saptaması yapılmadan, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir görüşündeyim.13.06.2013...

    D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlunun adının Yiğit olduğunu, boşanma sürecinde oğlunun kendisine destek olduğunu, bu sebeple soyadının Eryiğit olarak değiştirilmesini istediğini, dinlenilen tanıkların davacının iddiasını doğruladığını, 4721 TMK'nın 27. maddesine göre haklı nedene dayalı soyadının değiştirilmesi istemenin kabulü gerektiğini, bu sebeple Mahkemenin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, soyadının değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. TMK' nın 27.maddesi gereğince; "adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenilebilir. Ad değişikliği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez....

    Medeni Kanunun 27. maddesine göre, haklı sebebin varlığı halinde adın ve soyadın değiştirilmesi mümkün olup, Yargıtay uygulamalarında da kişinin toplum içerisinde bilinip tanındığı ad ve soyadı ile anılmayı istemesinin haklı sebep teşkil edeceği kabul edilmiştir. Bu itibarla davacının bildireceği tanıklar dinlenerek toplanacak tüm deliller sonrasında hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının talebinin haklı nedene dayanmadığı adı ve soyadının Türk Dil Kurumuna uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAİL VE TESCİL Dava, ... sonucu tapu kaydı oluşan taşınmazlar hakkında TMK'nın 713. maddesine dayanılarak ... sonrası nedene dayalı açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 gün ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        TMK'nın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, adın değiştirildiğinin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, ad değişmekle kişisel durumun değişmeyeceği bu değişiklikten zarar görenin bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlandığından davacının adını değiştirme talebinin haklı nedene dayandığı, sabıkasının olmasının tek başına davanın reddi gerekçesi olmayacağı ve mahkemece, değişiklik kararı kesinleştiğinde ilgili yerlere bildirileceğinden karışıklık çıkmayacağı ve ayrıca tanık beyanı dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesi yerine uygun bulunmayan gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir....

          C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak feshin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı ve geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır. Somut olayda davacı noter kanalıyla işverene sağlıksız koşullarda çalıştırıldığını, ayrıca çalıştığı yerin ruhsatsız olduğunu, bu nedenle bu yerin yetkili mercii tarafından kapatıldığını, ancak burada çalıştırıldığını belirten 16.06.2011 tarihli ihtarname göndermiştir. Davalı işveren ise davacının kendisine asılsız isnatta bulunduğu gerekçesiyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini bildirmiştir....

            ve geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosya içeriğine göre, davacının eylemi sonucu taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı ve davalı işverenin iş ilişkisini sürdürmesinin kendisinden beklenemeyeceği, geçerli olan bu feshin daha ağır olan haklı neden niteliğinde olup olmadığının açılan kamu davasının veya davacı tarafından açılacak kıdem ve ihbar tazminatı davasının sonucunda ortaya çıkacağı, davalı işverenin iş sözleşmesini feshetmesinin en azından geçerli nedene dayandığı anlaşıldığından sonucu itibariyle doğru olan kararın bu ilave gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 27/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                TMK'nın 27. maddesinde; adın değiştirilmesinin ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebileceği, adın değiştirildiğinin nüfus siciline kayıt ve ilan olunacağı, ad değişmekle kişisel durumun değişmeyeceği bu değişiklikten zarar görenin bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebileceği hükme bağlandığından, dinlenen tanık da davacının istemini doğrular beyanda bulunduğundan davacının adını değiştirme talebinin haklı nedene dayandığı, mahkemece, değişiklik kararı kesinleştiğinde ilgili yerlere bildirileceğinden karışıklık çıkmayacağı ve ayrıca tanık beyanı dikkate alındığında davanın kabulüne karar verilmesi yerine uygun bulunmayan gerekçeyle reddi doğru görülmemiştir....

                  Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, özellikle davalı nüfus müdürlüğünün temyiz dilekçesinin içeriğine göre; davacının amcasının oğlu olduğu belirtilen ...’ın 01.01.1952 tarihinde doğduğu ve 01.09.1977 tarihinde öldüğü iddia edilmiştir. 4721 sayılı TMK’nın 27. maddesinde; “Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava edebilir.” hükmü düzenlenmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu