Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Katılım Bankası AŞ'den aldıkları kredinin teminatı olarak verildiğini, kredinin ödenmesinden sonra davalı şirketin teminat icin verdiği bonoları bankadan iade alıp elinde tuttuğunu, bu arada davalı şirketin 2007 ve 2008 olağan genel kurulunda sermayenin arttırılmasına karar verildiği, müvekkilinin genel kurul toplantılarına katılmadığı ve sermaye artırımına iştirak etmediğinden rüçhan hakkını kullanmadığı ve iştirak taahhütnamesini imzalamadığı halde şirket avukatı 11.04.2008 tarihli mektup ile 16.03.2008 tarihli genel kurulda alınan sermayenin artırılmasına yönelik karar gereğince şirkete ödenmesi gereken sermaye borcuna karşılık verilen senet bedelinin ödenmesi, aksi halde müvekkili hakkında icra takibi yapılacağını ihtar ettiğini, takip konusu bononun sermaye artırımı ile hiçbir ilgisinin olmadığını ileri sürmüştür....

    İnşaat tarafından keşide edilerek ... şirketine verildiğini, çekin bu şirket tarafından müvekkiline verildiğini, müvekkili tarafından ciro edilmeden çalındığını, çekin meşru hamilinin müvekkili olduğunu, ... şirketi ile sonraki ciranta ... arasında ticari ilişki bulunmadığını, hırsızlık nedeniyle başlatılan Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/13976 ve 2017/3791 sayılı soruşturma dosyalarının devam ettiğini, soruşturmada alınan el koyma ve tedbir kararının muhatap bankaca uygulanmayarak çekin ibraz edene iade edildiğini, ayrıca çeke ilişkin olarak Uşak 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/107 esas sayılı dosyasında iptal davası açıldığını, çek müvekkili şirkete ciro edilmiş olup kesinlikle ... şirketine ciro edilmediğini, bu firmanın çeki kötü niyetli olarak ele geçirdiğini, müvekkili şirket meşru hamil olup davalılar ile arasında ticari ilişki bulunmadığını belirterek,çekin istirdatına, icra dosyasına ödenmesi halinde çek bedelinin müvekkiline iadesine karar verilmesini istemiştir....

      Limited şirket sermaye ortaklığı olup sermaye koyma borcunu ödeyen ortakların şirket ve şirketin alacaklarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır. Şirket borcundan dolayı yöneticilerin sorumluluğu ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 549-553 maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 553. Maddeye göre kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri kusurları ile ihlal ettikleri takdirde kusurlarının bulunmadığını ispatlamadıkça hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. TTK 555.Maddede, şirketin uğradığı zararın tazminini şirket veya bir pay sahibinin zararın şirkete ödenmek suretiyle talep edebilecekleri düzenlenmiştir. TTK 556.Maddede ise şirketin iflas etmesi halinde alacaklıların şirketi zararının şirkete ödenmesini isteme hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir....

        iştira senedi borcuna ilişkin kalem yönünden: yukarıda B/1 nolu hüküm fıkrasında belirtilen bedel düştükten sonra kalan ve asıl alacak niteliğinde olan 6.158,25 TL asıl alacak kalemi üzerinden, e)Teminat mektubu borcuna ilişkin kalem yönünden: 288,79 TL asıl alacak, 33,20 TL işlemiş faiz ve 1,65 TL --- kalemleri üzerinden, f)Ticari kredili mevduat borcuna ilişkin kalem yönünden: 16.947,06 TL asıl alacak, 1.405,18 TL işlemiş faiz ve 70,25TL---- kalemleri üzerinden, g)Taksitli ticari kredi borcuna ilişkin kalem yönünden: 489.850,00 TL asıl alacak, 29.293,02 TL işlemiş faiz ve 1.464,64 TL ---- kalemleri üzerinden, yürütülmesine; itirazların belirtilen çerçevede iptaline ve takibin belirtilen şekilde devamına, h)Şartları gerçekleşmediğinden iki taraf yönünden de icra tazminatına ilişkin taleplerin reddine, ı)Gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan 83.491,85 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 17.031,70 TL peşin harçtan yukarıdaki ilgili hüküm fıkralarına göre mahsuben...

          Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinafa konu kararın yerinde görülen kısmı gereğince şirket sermayesinden azaltılarak ortaklara dağıtılan 14.000.000,00 TL'lik tutarın, şirket kararı doğrultusunda, ortaklar tarafından daha önce şirkete konulan nakit sermaye, 17/01/2008 tarihinde sermayeye ilave edilen sermaye düzeltmesi olumlu farkları, 11/07/1995 ve 26/12/2001 tarihlerinde sermayeye ilave edilen yeniden değerleme artış fonu kalemlerinden sağlandığının kabulü gerektiği, buna göre işletmeden çekilen ortaklara ait nakit sermaye tutarının ticari kazancın bir unsuru olmaması nedeniyle bu tutar için beyanname verilmesine ve vergilendirme yapılmasına gerek bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin bu kısma yönelik istinaf talebinin reddi gerektiği, istinafa konu kararın yerinde görülmeyen sermaye azaltımının sermaye düzeltmesi olumlu farkından ve yeniden değerleme artış fonlarından kaynaklanan kısmına gelince; şirket bilançolarının pasif (sermaye) kalemlerinde...

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2019/441 Esas KARAR NO:2022/867 DAVA :Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ:12/07/2019 KARAR TARİHİ:26/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkette her yıl yapılması gereken olağan genel kurul toplantısı yapılmadığından müvekkil şirketin mali durumu ve faaliyetleri ile ilgili bilgi alamadığını, ve yapılan işleri inceleyemediğini, uzun yıllardır kar dağıtımı yapılamadığını, müvekkili davalı tarafından çeşitli itkamlara maruz kalmış, haksız şekilde suçlandığını, bu olaylar neticesinde ortaklık ilişkisi bir yana müvekkili ile davalı arasında husumet oluştuğunu, tamamen davalı şirketin kötü niyetinden ibaret olduğunu, davalı şirketin müvekkili hakkında gerçek dışı iddialar üreterek garabe yaratmaya çalışması hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, davalı şirket...

              Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; sermayeye ilave edilmiş yeniden değerleme fonlarının sermaye azaltımı sırasında öncelikli olduğu ve kurumlar vergisinin konusuna girdiğine ilişkin vergi kanunlarında bir hüküm bulunmamakla birlikte, davalı idare tarafından verilen özelgelerde de şirket ortakları tarafından şirkete nakden veya aynen konulan sermaye, ticari kazancın bir unsuru olmadığından, sermaye azaltımına konu edilen tutar üzerinden vergi hesaplanmaması ve kesinti yapılmaması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, uyuşmazlıkta, davalı idarece bu kanun boşluğu yorum yoluyla genişletilerek ve vergiden istisna edilerek sermayeye ilave edilen yeniden değerleme fonunun sermaye azaltımı suretiyle işletmeden çekilmesi durumunda vergilendirme yapılabileceği kabul edilerek yapılan dava konusu tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'da öngörülen oranda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya...

                Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E..., K:... sayılı kararda; sermayeye ilave edilmiş yeniden değerleme fonlarının sermaye azaltımı sırasında öncelikli olduğu ve kurumlar vergisinin konusuna girdiğine ilişkin vergi kanunlarında bir hüküm bulunmamakla birlikte, davalı idare tarafından verilen özelgelerde de şirket ortakları tarafından şirkete nakden veya aynen konulan sermaye, ticari kazancın bir unsuru olmadığından, sermaye azaltımına konu edilen tutar üzerinden vergi hesaplanmaması ve kesinti yapılmaması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, uyuşmazlıkta, davalı idarece bu kanun boşluğu yorum yoluyla genişletilerek ve vergiden istisna edilerek sermayeye ilave edilen yeniden değerleme fonunun sermaye azaltımı suretiyle işletmeden çekilmesi durumunda vergilendirme yapılabileceği kabul edilerek yapılan dava konusu tahakkuk işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu tutarın ödeme tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'da öngörülen oranda hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davacıya...

                  DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 04/03/2022 KARAR TARİHİ : 09/06/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden ... %10, ... %6, ... ise % 4 hisse ile davalı şirketin 20 yıllık ortakları olduklarını, şirket yöneticisinin % 40 payı ile ... ve diğer ortağın ise % 40 pay ile M....

                    Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir." düzenlenmiş olup, iş bu yasal düzenlemeye göre, şirkete ayni sermaye koymak için değer tespiti ve buna ilişkin rapor talebinde bulunanın, hangi şirkete ayni sermaye koyma taahhüdünde bulunduğunu açıklaması ve bunun üzerine yapılacak inceleme sonucu, kanunun aradığı şartlarda rapor düzenlenmesi gerektiği ve raporu hazırlayacak bilirkişi ücretinin de peşin olarak yatırılması gerektiği halde, davacı Adalet İlkme tarafından açılan iş bu davada, değer tespiti istenen taşınmaza ilişkin bilgiler sunulmakta ise de, değer tespiti istenen taşınmazın hangi şirkete ne oranda sermaye olarak konulacağı açıklanmadığı gibi, raporu hazırlayacak bilirkişi ücretinin yatırılmadığının tespiti üzerine, mahkememizce hazırlanan tensip zaptı ile davacıya dava dilekçesinde belirtilen eksikliği tamamlaması ve ek delil gider avansını yatırması hususunda ihtaratlı davetiyenin, davacıya 28/09/2021 tarihinde tebliğine rağmen verilen iki haftalık kesin süre içerisinde...

                      UYAP Entegrasyonu