ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 22/07/2020 NUMARASI: 2020/345 2020/365 DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan) Taraflar arasındaki davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret ve İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sermaye arttırımında ayni sermaye olarak koymak üzere ortağın şirketten olan alacağının TTK 342-343 gereğince tespiti istemine ilişkindir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince, "... ayni sermaye konulacak şirket merkezi adresinin Topkapı olduğu ve İstanbul Adliyesi yargı çevresinde bulunduğu, TTK.nun 343.maddesi uyarınca yetkili mahkemenin ayni sermaye koyulacak şirketin adresinin bulunduğu yer mahkemesi olarak belirlendiği ve bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olduğu..." gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 9....
şekilde şirketin kayıtlarıyla oynandığını, şirketin ticari defterleri ve yaptığı ticari işlemlerin gerçek olup olmadığı araştırıldığından davalının şirkete yapılan yatırımın gerçek anlamda şirket içerisinde kullanılıp kullanılmadığının tespit edileceğini, müvekkilinin hissedarı olduğu şirket ortaklığından kaynaklanan haklarını tam olarak elde edemediği gibi şirketlerin sorumluluklarını dahi en ince ayrıntısına kadar bilmediğini, bu bilgiler ışığında Mustafa Yavuz'un işbu şirketlerin arkasındaki kurucu yönetici olduğunu, bu şirketleri kullanarak şirket kayıtlarının yanıltıcı ve aldatıcı biçimde düzenlenmek suretiyle şirketi sürekli borç durumuna sürüklediği, bu nedenle şirketin güncel öz sermayesinin tespiti mizan defterlerinde kayıtlı taşınır ve taşınmazların şirket uhdesinde yer alıp almadığı hususlarının tespitinin gerektiği, tespit davası açılmasının eda davasının öncesinde açılabileceğini, bu bağlamda müvekkilinin hissedarı şirket nezdindeki hisseleri ve hissesine düşen hak edişleri...
Davalı şirketin kar payı dağıtılması yada dağıtılmaması gündemi ile yapmış olduğu olağan, olağanüstü genel kurul toplantısının bulunup bulunmadığı araştırılmış, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü ve davalı şirket kar payı dağıtımı konusunda herhangi bir olağan veya olağanüstü genel kurul toplantısı bulunmadığını bildirilmiştir. Limited şirketlerde karın dağıtımına ilişkin esaslar 6102 sayılı TTK'nın 608 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ortaklık sözleşmesinde aksine kural bulunmadıkça ortaklar sermaye koyma borçlarını yerine getirdikleri oranda yıllık bilançoda gösterilen safi kârdan pay alabileceklerdir. Bir sermaye ortaklığı sayılan limited ortaklıkta çıkarılan ticari bilançoya göre saptanan kâr dağıtılabilecektir. Kârın dağıtılması için çıkarılması gereken ortaklık bilançosu TTK'nın 616 maddesi hükmüne göre ortaklar kurulunun kararı ile kesinleşecek ve buna göre kârın dağıtımına ortaklar kurulunun karar verebilecektir....
ın emsallerine, piyasa teamüllerine, ticari hayatın basiret ve dürüstlük ilkelerine aykırı olarak 20.000.000,00 TL tutarında sermaye veya mal varlığı kaybına uğraması fiilinde Sermaye Piyasası Kanunu'nun 21 ve 110/c maddesinde düzenlenmiş olan suçun maddi ve manevi unsurlarının gerçekleşmesi sebebiyle, suç duyurusunda bulunulmasına, yukarıda yer verilen işlemler sebebiyle sermaye veya mal varlığı azaltılan ...'dan Sermaye Piyasası Kanunu'nun 21/4. maddesi uyarınca, lehine faiz hariç 20.000.000,00 TL menfaat sağlanan ... Tarım ve ... nezdinde aktarılan tutarın üç ay içerisinde tahsil ve takibi için gerekli işlemlerin yapılmasının istenmesine ve ayrıca adı geçenler aleyhine bu miktarın yasal faizi ile birlikte ...'a iadesine yönelik Kurul tarafından iade davası açılmasına karar verildiği de anlaşılmaktadır. ... Tarım'ın halka açık ...'a olan borcuna karşılık olarak, şirket değeri bulunmayan ... payları 20.000.000,00 TL bedel ile ... Tarım lehine ve hesabına, ...'a devredilmiştir....
DAVA : Öz Sermaye Tespiti DAVA TARİHİ : 08/01/2024 KARAR TARİHİ : 09/02/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2024 Mahkememizde görülmekte olan Öz Sermaye Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket yönetim kurulunun 20.12.2023 tarih ve .... sayılı sermaye artırım kararı uyarınca müvekkili şirket adına kayıtlı bulunan .... parsel ... metrekare .... ve arsası,.... , .... parsel .... metrekare 3 katlı ... ve arsası, .... nolu Bağımsız bölüm-Dükkan, .... nolu Bağımsız bölüm-Dükkan,.... nolu Bağımsız bölüm-Dükkan nitelikli taşınmazların ayni sermaye olarak şirket sermayesine katılması için taşınmazların ayni sermaye değer tespitinin yapılmasını talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TTK'nın 343. maddesi gereğince şirkete ayni sermaye olarak konulmak istenen taşınmazların değer tespiti talebine ilişkin olup mahkememizce davacı tarafından dayanılan deliller toplanmış, ...'...
GEREKÇE: Asıl dava, sermaye koyma borcunun olmadığının tespiti, birleşen dava ise ıskata ilişkin yönetim kurulu kararının TTK 391. maddesi gereğince butlanın tespiti davasıdır.Talep, ıskat işleminin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir istemini kapsamaktadır.İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re'sen yapılmıştır.Davalı şirket yönetim kurulunun 15/09/2020 tarihli kararıyla, şirket ortağı davacının ıskatına (paylara ilişkin haklardan yoksun bırakılmasına) karar verilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin son üç yılda kâr getirici faaliyetinin olmadığı, sermaye artırımı kararına rağmen ortakların sermaye koyma borcunu ödemedikleri, şirket ortaklarına ait taşınmazların şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin taahhüde de uyulmadığı, yeni ortak alımı konusunda bir gelişme sağlanmadığı, bu haliyle bilirkişi raporlarında da tespit edildiği üzere borca batık şirketin iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun kabul edilemeyeceği, somut tedbirler içermediği gerekçesiyle iflasın ertelenmesi talebinin reddine, istemci şirketin iflasına dair verilen karar istemci vekilinin temyiz istemi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16.02.2011 tarih ve 2010/13721-1903 E-K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez, istemci vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....
Mahkememizce deliller toplandıktan sonra tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporunda özetle; davalı şirket ticaret defterlerinin incelenmesinde, davacı şirket ortaklarının kredi kartlarından tahsil edilen 20.000,00 TL'nin davalı kayıtlarında dava dışı ... ... şirketinin borcuna mahsup edildiğinin tespit edildiğini, ödemenin dava dışı ... ... şirketinin ilgili dönem borcuna mahsup edildiğinden buna bağlı olarak davacının ticari defter kayıtlarında olmayan ödemeyi ... ... adına yaptığını beyan ettiğinden iade isteminin muhasebe tekniği açısından yerinde olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/628 Esas KARAR NO : 2022/98 DAVA : Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 03/11/2021 KARAR TARİHİ : 01/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Sermaye Artırımından Kaynaklanan) dava dosyası incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Mülkiyeti davacı ... ait, ... parsel nolu; ... m2 yüzölçümlü arsa niteliğinde parsel ... uygulama imar planında ... ve ... olarak planlanmış ve imar uygulaması ile ... yapılarak tescil edildiğini, yüzde yüz hissesi davacı ... ait ... A.Ş.'...
Diğer yandan; Sermaye şirketlerinden biri olarak tanımlanan limited şirkete ilişkin hususlar, TTK’nın 573 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. Limited şirket, TTK’nın 602. maddesi uyarınca işlem ve fiilleri neticesinde doğan borçlardan dolayı sadece malvarlığıyla sınırlı olarak sorumlu olup bu husus, sınırlı sorumluluk ilkesi olarak adlandırılmaktadır. Bunun yanında limited şirket ortağı ise TTK’nın 573/2. maddesi gereği şirketin borçlarından sorumlu olmayıp sadece taahhüt ettiği esas sermaye payı oranında şirkete karşı sorumludur. Başka bir anlatımla ortağın, taahhüt ettiği sermayeyi koyma borcuyla sınırlı olan sorumluluğu şirkete karşı olup, şirket borçlarından dolayı alacaklılara karşı herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır....