Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. arasında ticari ilişki olduğu görülmektedir. Davacı ...Ş. diğer davacı ... Ve Tic. A.Ş. ye mal ve hizmet satışı yaptığı diğer davacı ... Ve Tic. A.Ş de bu mal ve hizmet bedellerini cari hesaba göre ödediği ticari defter üzerinde tespit edilmektedir. Yukarıdan beri yapılan Mali inceleme ve değerlendirmeler doğrultusunda; Ayni sermaye olarak Şirketin sermayesine ilave edilmek istenen ve borç hesabında bulunan 245.542.238,79 TL tutarlı bedelin, sermaye olarak konulması kararlaştırılan 145.000.000.-TL tutarın TTK. 342 ve 343. maddeleri gereği sermayeye ilave edilmesi uygun olarak değerlendirilmekle" şeklindeki tespitleri ile sermaye olarak konulması kararlaştırılan 145.000.000.-TL tutarın sermayeye ilave edilmesinin uygun olabileceğinin takdir ve hesap edildiğini bildirmiştir....

    çek verdiği, dava dışı ---- takibe konu ---- bedelli fatura ile dava dışı --- tutarlı borçlarına karşılık verdiği ----- tutarlı çekin banka cevap yazısına göre davacı şirket tarafından tahsil edilemediği, Davalı şirke ve dava dışı ----- defter inceleme gün ve saatinde hazır bulunmadığı ve ticari defterlerinin yerinde incelenmesini de talep etmediğinden davalı şirket ile dava dışı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenemediği, Taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davaya ve takibe konu ----tarihli, ------ bedelli faturanın davacı tarafından davalı adına usulüne uygun olarak düzenlendiği, fatura ve fatura muhteviyatının davalı tarafa teslim edildiği, dava ve takibe konu faturaya karşılık olmak üzere dava dışı ----- tarafından davacı şirkete ve dava dışı ----- adına ---- tutarlı borcuna karşılık ---- tutarlı çek verdiği, çekin iptal edilmesi nedeni ile ödenmediği, dava dışı ----- tarafından davalı şirket borcuna karşılık olarak verilen çekin iptali sonucu ödenmesi ile...

      ayni sermaye olarak davalı adına tescil edilen taşınmazdaki davalı payının yolsuz tescil halini aldığını ve M.K'nın 712. maddesine göre tapunun iptali ile davacı adına tescilini isteme gereği doğduğunu, diğer ortaklar sermaye koyma borcunu yerine getirmediklerinden TTK'nın 299. maddesi uyarınca şirketin kurulmuş sayılamayacağını ileri sürerek, davalı şirketin kurulmamış sayılmasına, davacı tarafından yani sermaye olarak davalıya temlik edilen taşınmaz tapu kaydının iptali ile davacı adına tapu tesciline, yolsuz tescile dayalı olarak taşınmaza yapılan haksız el atmanın önlenmesine, taşınmaz üzerindeki binada faaliyet gösteren özel okul gelirleri üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, paranın tevdi mahalline bloke edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...

        Bu düzenleme nedeniyle TTK'nın özellikle anonim şirketlere ilişkin hükümleri ile 1163 sayılı Kanun'a aykırı olmayan birleşme, bölünme ve tür değiştirmeye ilişkin hükümlerinin kooperatiflere uygulanacağı ve kooperatiflerin de defter tutmak zorunda olduğu açıktır. Ayrıca 99. maddesinde tarafı olduğu hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlendiği gibi 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 179. maddesindeki düzenleme uyarınca kooperatiflerin iflasa tabi oldukları da gözden kaçırılmamalıdır. Yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatiflerin ticaret şirketi ve tacir olduğu açıkça görülmektedir. Bu açık kanun hükümleri karşısında ticaret siciline tescili zorunlu olan, ancak bu şekilde tüzel kişilik kazanabilen, ticari defterler tutan, ortaklarının sermaye koyma borcu bulunan, şirketler ile birlikte düzenleme yapılıp birleşme, bölünme ve tür değiştirme şartları düzenlenen ve iflasa tabi olan kooperatifin ticaret şirketi ve tacir sayılmaması mümkün değildir....

        Davalı vekili, şirkete ortak olmadığını, sermaye koyma taahhüdünde bulunmadığını, ortak olduğu kabul edilse bile 46.000 TL banka kanalıyla, 41.000 TL elden davacı şirketin yönetim kurulu başkanına ödediğini, ayrıca ultrason cihazı ve muayene masasını da 13.000 TL karşılığı şirkete devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece Dairemiz tarafından verilen bozma kararına uyularak, davalının sermaye koyma borcunun 54.000,00 TL olduğu, tıp merkezindeki çalışmalarından ötürü tahakkuk eden 41.000,00 TL alacağın karşılıklı mutabakatla sermaye koyma borcu yerine kabul edildiği, bakiye olarak 13.000,00 TL borcu bulunduğu gerekçesiyle takibe itirazın kısmen iptaline, takibin 13.000,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili için devamına, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....

          süreçteki tüm nakit girişlerinin Türk orta.... tarafından karşılandığını, davalının müvekkili aleyhine bir çok dava açıp şikayette bulunduğunu, genel kurul kararlarının uygulanmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı alındığını, böylelikle şirket faaliyetinin imkansız hale geldiğini, tedbir kararı nedeniyle sermaye artırımının yapılamadığını ileri sürerek kötüniyetle ve hukuka aykırı olarak davalı şirketlerin sebep oldukları zararın tespitini, uğranılan zarar ve mahrum kalınan kara karşılık şimdilik 30.000,00 TL'nin ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

            Şti'nin ilk pay dağılımı hesabında açıkça görüleceği üzere tespit edilen sermayenin her bir ortak yönünden 192.000,00 TL olduğunu, sermayenin arttırılmasıyla 30/06/2011 tarihi itibariyle davalının davacı şirkete sermaye koyma borcunun 555.754,00 TL olduğunu, davalının şirket ortağı olarak koymak zorunda olduğu nakdi sermaye borcu yerine müvekkili şirkete 4 adet taşınmaz devrettiğini, bu taşınmazların davalının sermaye borcu tamamlandığında iade edileceğinin kararlaştırıldığını, davalının sermaye borcunu yerine getirmediğini, taşınmazların davacı şirketin Şekerbank ve İş Bankası'ndan çekilen kredilerin teminatı olarak gösterildiğini, takibe düşmemek için 4 taşınmazın kredilerin kapatılmasında kullanılacağının, satış gelirinin ise davalının sermaye borcundan mahsup edileceğinin bildirildiğini ileri sürerek; asıl davada dava konusu taşınmazların davalının ödenmeyen sermaye borcu yerine davacı şirkete verildiğinin tespitine, mümkün olmadığı taktirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik...

              Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf mahkemece kabul edilen kararda işletilecek faizin yasal değil ticari olması gerektiğinden bahisle söz konusu kararı istinaf etmişse de iş bu istinaf gerekçesinin haksız ve de hukuka aykırı olduğundan reddi gerektiğini, davacı tarafın davadaki taleplerinde ticari faiz talep edildiğini ve fakat yerel mahkemenin verilen kararda şirketten ödünç alınan alınması tarihinden itibaren yasal faizi ile geri ödenmesine ilişkin kısmın haksız olduğundan bahisle kararı istinaf ettiğini, ancak verilen kararın hukuka uygun olduğunu, zira şirket ortağının şirketten ödünç para almasının ticari bir iş olmadığını, ticari olmayan bir iş için de ticari faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkemece verilen kararın bir kısmında, davalı tarafça şirketten ödünç alınan paranın yasal faizi ile iadesine ilişkin kısmı bu minvalde haklı ve de hukuka uygun olup, davacının ödünç paranın ticari faiz ile iade edilmesine ilişkin...

              Davacının şahıs işletmesine ait malvarlıkarı ilgili şirkete ayni sermaye olarak konulurken yukarıda yazılı gerekçelerle araçların devredilemediği, diğer malvarlığının ayni sermaye olarak konulduğu, ancak ayni sermeye olarak konulan malvarlığı değerinden araçların değerinin mahsup edilerek kalan bedel üzerinden ayni sermaye koyma işleminin yapılması gerekirken bu mahsubun yapılmadığı belirlenmiştir. Mahkememizce tespit edilen araç bedellerinden, ilk tespitteki 2.549.000 TL.lik toplam araç değerinin mahsup edilmesinin gerektiği, aksi takdirde aynı araçlardan dolayı mükerrer olarak ayni sermaye konulmasına yol açılabileceği, kaldı ki davacı tarafın da bu mahsubun yapılmasını istediği belirlenmiştir. Mahkememizce bilirkişinin belirlediği toplam 5.407.000 TL.'lik bedelden ilk tespit ile belirlenen toplam 2.549.000 TL.'...

                nın, 2017 yılının son döneminde, yine ticaretle iştigal eden ve fakat olumsuz ticari sicilleri nedeniyle kredi oluşturmakta zorlanan yeğenlerinin talep ve yönlendirmeleri ile ... Bankası A.Ş.'den müvekkili şirket adına kredi talebinde bulunduğu, ancak bu talebin, şirketin kaydi sermayesinin yetersizliği gerekçesi ile uygun görülmediğini, tahsis için öncelikle şirket sermayesinin artırılması gerektiğinin bildirildiğini, müteveffa şirket yetkilisinin de bu neden ve amaçla sermaye artırımı cihetine gittiği öğrenildiğini, müvekkili şirketin tüm bu safahate tek başına vakıf olan şirket tek ortağı ve yetkilisinin vefat etmesi nedeniyle bu işlemin gerçek neden ve amacına ilişkin kesin bir bilgiye erişilmesi ise maalesef mümkün olamadığını, gerek ......

                  UYAP Entegrasyonu