Noterliği 03.09.2019 tarih ve 20549 yevmiye nolu ihtarname ile de karşı yana tekrar ve tekrar sözleşmesi sonlanan forkliftlerin iade alınması gerektiğinin bildirildiğini, karşı yan tarafından sözleşmesel ilişkinin bitmesine karşın aksini iddia etmek ve maddi menfaat temin etmek maksadı ile teslim almaktan imtina ettiği forkliftlerin tevdi mahalli tayini için talepte bulunma zorunluluğu hasıl olduğunu, karşı yanın kira sözleşmesinden doğan teslim alma borcundan imtina ettiği, YALE Marka ve ERP 30 VL Model ; HYUNDAI Marka ve 20B-9 TF 476 Model, forkliftlerin tevdi mahallinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre sözleşmenin devam ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın yargılamayaı gerektirdiği gerekçesiyle davacının tevdii mahalli tayini taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Son olarak da, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise TBK 52. maddesine göre, tazminatı indirebilecek veya tamamen kaldırabilecektir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14/03/2012 tarih 2011/4-824 E., 2012/134 K.; Yine HGK 16/03/2016 Tarih 2014/1018 E., 2016/326 K.). Yani, TBK 51 ve 52. maddelere göre nihai tazminatı belirlemedeki indirimler; 1-Trafik kazasının oluşumunda zarar görenin kusuru varsa (birlikte kusur) bu oranda indirim yapılması, 2-Hatır taşıması varsa TBK 51 ve KTK 87. maddeleri uyarınca indirim yapılması, 3-Zarar görenin olayın oluşumunda etkili olmamakla beraber zararın oluşumunda veya artmasında kusuru varsa(müterafik kusur) kalan tazminattan bu sebeple indirim yapılması biçiminde olmalıdır. Borçlar kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi KARAR Tevdi mahalli tayini isteyen vekili, yüklenici olan müvekkilinin arsa sahibi karşı taraf ile yapılan arsa payı inşaat sözleşmesi hükümlerine göre, edimlerini tamamlayarak, inşaatı bitirdiğini ancak karşı tarafın bağımsız bölümleri teslim almadığını ileri sürerek, evlerin anahtarlarını bırakabilecekleri tevdi mahalli tayinine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf ... vekili, tevdi mahalli tayini isteyen yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, binada eksikliklikler olduğunu savunarak, talebin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece evrak üzerinde yapılan yargılama sonucunda, tevdi mahalli tayini talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, karşı taraf ... vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 382/...-d-... maddesine göre; tevdi mahalli belirlenmesi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddede ise "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği " belirtilmiştir....
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."...
Maddesinde ''Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.'' hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; davacı kiracı olduğunu iddia ederken davalı kiracılık sıfatını kabul etmemektedir. Davacı tarafça kiracılık ilişkini ispata yarar yazılı belgeye de dayanılmadığına göre, kiracılık hususundaki uyuşmazlık yargılamaya gerektirmekte olup, tevdi mahalli koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmesi doğru olmuştur....
Bu kapsamda, davacının haksız bir fiil olan trafik kazası kapsamında uğradığı bedensel zararları olan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarını TBK madde 49 ve 54 hükümlerine göre davalılardan isteyebilecektir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybı nedeniyle zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.----- nazara alınarak bu noktada, maluliyetin tespiti yönünden bilirkişi raporları aldırılmıştır. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelikler birlikte değerlendirildiğinde ilk alınan maluliyet raporu mahkememizce dikkate alınarak bu rapor üzerinden alınan hesap raporu hükme esas alınarak dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı (alacaklı) vekili, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına bulunduğunu, aksini ispat yükü altında olan üçüncü kişinin istihkak iddiasını kanıtlayamadığını, haciz mahallinin borçluya ait olduğunu, alacaklıdan mal kaçırmak için annesi olan üçüncü kişi üzerine kaydının yaptırıldığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir....
Haciz mahallinin borçlunun yıkılan adresi ile aynı cadde üzerinde olması, üçüncü kişi şirketin hissedarlarından birinin borçlunun yeğeni olması yasal mülkiyet karinesinin aksini ispat için yeterli değildir. Mahkemece bu bilgiler ışığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken varsayıma dayalı gerekçeler ile kabule karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nin 366 ve 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 18.12.2019 oy birliğiyle karar verildi....
in, olay yerinde bulunuşlarının tesadüfi olduğuna; katılan vekilinin, kamu zararı araştırılmadan karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanıkların, haklarında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen diğer sanıklar ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, kültür varlıkları bulmak amacıyla, Göynükçukuru Köyü, Dağlı Mahallesinde yer alan özel mülkiyetteki bir taşınmazda 2-3 m genişliğinde, 10-11 m derinliğinde çukur açmak suretiyle izinsiz kazı yaptıkları, kazı mahallinin niteliğine ilişkin olarak kovuşturma aşamasında Müze Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazıda, bahse konu alan ile ilgili tescil kararı bulunmadığından, bölgenin sit alanı içerisinde kalmadığının belirtildiği, bununla birlikte dosya içerisinde, arkeoloji alanında uzman kişiler tarafından olay yerinde yapılan incelemeye dayalı herhangi bir tespit bulunmadığı anlaşılmakla, belirtilen husustaki eksiklik giderilip olay mahallinin niteliği tereddütsüz...
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanığın idaresindeki kamyonet ile olay tarihinde, saat 14:55 sıralarında, meskun mahal ve tek yönlü yolun sağ şeridinde seyir halinde iken, olay yerine geldiğinde, seyrine göre sağ taraftan karşıya geçmek için yola giren 86 yaşındaki yayaya sol şeritte çarptığı olayda; Kaza tespit tutanağı ekinde yer alan krokiye göre, çarpma noktasının yaya geçidinin 45 metre ilerisi olarak gösterildiği, çarpmadan öncesanığın 37 metre fren izi yaptığı, durma noktasına kadar 23 metre, toplamda 60 metre fren mesafesi bulunduğu, mahal hız limitinin ise 50 km/s olarak gösterildiği;Mahkemece, olay yerinde yapılan 29/12/2015 tarihli keşif ve keşifte görevlendirilen bilirkişinin 07/01/2016 tarihli raporuna göre ise “... kaza mahallinin 350 metre gerisinde gidişe göre sağ banket üzerinde...