"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, tapuda vekil eliyle gerçekleştirilen temliki tasarruflar hakkında, vekaletin hile ile alındığı ve kötüye kullanıldığı iddiası ile (TBK m. 502) açılan tapu iptal ve tesciline ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamından sonra bir karar verilmiş olmasına göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 1. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 02/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, TTK'nın 4. maddesinin atfıyla, Türk Borçlar Kanununda yer alan, işletmenin satılma veya değiştirilmesinden (TBK m. 202-203) kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Her ne kadar, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’nun 07.06.2016 tarih, 2016/16507 esas, 2016/24979 karar sayılı ilamı ile dosya Dairemize gönderilmiş ise de, maddi hatanın giderilerek görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE VE KARAR Sanık hakkında 2863 sayılı Kanun'un 74 üncü maddesinin birinci maddesinin birinci cümlesi uyarınca tayin edilen temel cezada, olay yerinde keşif yapılarak, kazı mahallinin sit alanı veya 2863 sayılı Kanun'a göre korunması gerekli başka bir yer olup olmadığı tereddütsüz şekilde belirlendikten sonra 74 üncü maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca indirime gidilip gidilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 74 üncü maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesine ilişkin uygulama yapılması, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Ancak; 1- Sanık hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kamu davası açıldığı ve hükmün gerekçesinde de sanığın atılı hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarını işlediği kabul edildiği halde, hüküm fıkrasında çelişki yaratılacak şekilde hırsızlık suçundan dolayı sanığın iki kez cezalandırılmasına karar verilerek hükmün karıştırılması suretiyle yazılı şekilde hükümler kurulması, 2- Kabule göre de; a) Müşteki ...’ın, olay günü kullanması için emaneten tanık ...’a verdiği ve onun da çalıştığı otelin personel lojmanları önündeki kulübeye park ettiği motosikletin çalınması şeklinde gerçekleşen olayda; dosya içerisinde yer alan olay yeri krokisinden olay mahallinin konut eklentisi yahut açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan iş yeri eklentisi niteliğinde bir yer olup olmadığının anlaşılamaması karşısında, keşif yapılmak suretiyle olay mahallinin eklenti niteliğinde olup olmadığının ve eklenti niteliğindeyse konut...
DAVA KONUSU : Tevdi Mahalli Tayini (TBK M.107) KARAR : Antalya 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 23/12/2022 tarih ve 2022/131 D.iş - 2022/135 Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Talep eden dava dilekçesinde özetle; Habipler Mahallesi Prof. Dr....
Zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve ------ 6098 sayılı TBK. md. 61. maddesi gereğince maddi zarardan müteselsilen sorumludur. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri 6098 sayılı TBK. madde 120 ve 121'e göre, borcun tamamından sorumludur. Nitekim, 2918 sayılı KTK.nun 88/1 maddesinde müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. 6098 sayılı TBK. madde 166'ya göre, davalı sigorta şirketinin limiti kadar, diğer borçlu sigorta şirketi, işleten ve sürücünün de borçtan kurtulduğunun kabulü gerekir....
Mahkememizce davaya konu edilen krediye ilişkin genel kredi sözleşmesi, hesap ekstresi ve ihtarnameler getirtilerek incelenmiş ve kredi sözleşmelerinin incelenmesinde, mevcut kredinin ticari kredi olduğu görülmekle dosya anapara, akdi faiz ve temerrüt faizlerinin ne olduğunun belirlenmesi yönüyle bankacı bilirkişi heyetine tevdi olunmuştur. Bankacı bilirkişi heyetinin 30/09/2019 tarihli raporunun incelenmesinde, temerrüt faizi hesaplanırken davalılara çekilen ihtarnamelerin tebliğinden itibaren sözleşmede ön görülen oranlar üzerinden usulüne uygun bir şekilde akdi ve temerrüt faizi hesaplamalarının yapıldığı, anapara hesaplamalarının da hesap ekstrelerinde belirtilen kriterler baz alınarak doğru hesaplandığı anlaşılmıştır. Mahkememizce bankacı bilirkişi ......'in 03/06/2018 tarihli raporuna itibar edilerek rapor doğrultusunda davacının davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir....
Mahkemece, bilikişilerden, alkolün münhasıran kazaya etken olup olmadığının belirlenmesi istenilmiş, Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak araalrında nöroloji ve trafik alanında uzman bilirkişilerin yer aldığı heyetten rapor alınmıştır. Bilirkişi raporuna göre kaza münhasıran sigortalı araç sürücüsünün alkolün etkisi ile sol şeritteki araca dikkat etmeden kavşakta sola dönmeye çalışması sırasında meydana geldiği kazada başka bir etken olmadığı, ancak diğer aracın hızlı olmasının aracın hasarının artmasına neden olduğu belirtilmiştir. Rapor içeriğindeki çelişki nedeni ile ek rapor alınmış, ek rapor aynı içerikte düzenlenmiştir. Ne var ki, kaza mahallinin kavşak olduğu ve diğer aracın hızlı olduğu belirlenmiştir. Bu hali ile rapor kendi içerisinde çelişkili olup hüküm vermeye yeterli değildir....
Borçlu ..... 26.04.2013 tarihli yargılama oturumunda; haciz mahallinin dışında bir trafo olduğunu ve o trafonun davacı üçüncü kişi şirket tarafından kesilerek götürüldüğünü, davacı şirketin satın aldığı trafonun dava konusu trafo olmadığını iddia etmiştir. Bu kapsamda; tarafların delillerinin tespit edilerek toplanması, davacı üçüncü kişi ve davalı alacaklının ayrı ayrı tanık deliline dayandığı da gözetilerek, gerek görüldüğü taktirde mahallinde keşif yapılarak, davacı üçüncü kişinin dayandığı sözleşmeye konu trafonun dava konusu trafo olup olmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün, dava konusu trafoya ilişkin bölümünün BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
ın bilgi ve görüleri alınarak, tanıkların sanıklarla yüzleştirilmek suretiyle hangi abonelikte kimin, ne kadar menfaat temin ettiğinin kesin olarak belirlenmesi ve sanıkların para tahsil yetkisi olmamasına göre de, eylemin dolandırıcılık niteliğinde olup olmadığı da tartışılmak suretiyle, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumun tayin ve takdirinin gerektiğinin gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....