WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin evi terk etmediğini, müvekkilinin eşi tarafından evden kovulduğunu, müvekkilinin evden ayrılmak zorunda kalmasından sonra davacı tarafından Of Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/447 esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını ve davanın red olduğunu, boşanma davası açılması ile birlikte zaten davalının ayrı yaşama hakkı doğduğunu, boşanma davası kesinleştikten sonra davalıya terk ihtarı göndermesinin kötü niyetli yapılan bir işlem olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

Aile Mahkemesinin 2018/223 D.İş sayılı dosyasında eve dön ihtarı ile Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca eşine ortak konuta dönmesi için ihtar tebliğ ettirmesi nazara alınarak ihtar talep tarihinden önceki davacının kusurlu davranışlarının davalı tarafça affedilip, hoşgörüyle karşılandığının, yeniden birlikte yaşama isteğine ilişkin bir irade açıklaması niteliğinde olduğunun kabulünün gerekeceği, kadının terk ihtarı öncesindeki eylemleri af nedeni ile davacı kadına kusur olarak yüklenemediği, ancak davalının davacıyı aldatması olayının tatilden döndükten sonra davacı tarafından öğrenildiği, bu durum kabullenilmeyerek ayrı yaşamaya başladıklarının anlaşıldığı, davalının aldatmaya yönelik kusurunun af kapsamında değerlendirilmediği, davacıyı aldatan davalının tam kusurlu olduğu, davacıya atfı kabil herhangi bir kusur bulunamadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Gazi Barış Yıldırım'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, kişisel...

Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 01/10/2018 tarih, 2018/164 Değişik İş Esas - 2018/165 Değişik İş Karar sayılı kararı ile davacı karşı davalı kadına terk ihtarı göndermiş olduğu anlaşılmakla, terk ihtarı gönderen taraf karşı taraftan kaynaklanan kusurları bu tarih itibariyle affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamış olduğunun kabulü gerektiğinden, davacı karşı davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verilen olaylarda az kusurlu olduğunun kabulü hatalı olmuş ise de; davacı karşı davalı kadının bu yöne ilişkin istinaf talebi bulunmadığından, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. İlk derece mahkemesince, erkeğe yüklenen kusura ilişkin vakıalar davacı karşı davalı kadın tanık beyanları ile ispat edilmiştir. Evlilik birliği, eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa boşanmaya karar verilebilir....

Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; işçinin işe iade davası açabilmesi için belirsiz süreli iş sözleşmesinin olması ve iş sözleşmesinin geçerli bir sebebe dayanmaksızın işveren tarafından feshedilmiş olmasının gerektiğini, davacının haklı bir nedene dayanmaksızın iş yerini terk ettiğini, davacı çalışan fesih ihtarı yapılmadan iş yerini terk ederek eylemli fesihte bulunduğunu, dosya içeriğine ve kayıtlara bakıldığında davacı tanıklarının davalı aleyhine dava açan kişiler olduğunun anlaşıldığını ve bu nedenle tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece dosyaya toplanan deliller incelenmiştir. Gerekçe; HMK'nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında taraflarca ileri sürülmemiş sebepler inceleme konusu yapılamayacağından davalılar vekillerince istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....

Asliye Hukuk (Aile) Mah. 2014/59 D.İŞ. sayılı dosyasından davacı kadına 17.12.2014 tarihinde terk ihtarı çekildiği, bu ihtar ile birlikte ihtardan önceki döneme ait davacının kusurlarının davalı tarafından affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerektiği, davacı kadının ihtardan sonra gerçekleşen başkaca bir kusurunun varlığının da ispatlanamadığı, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalı erkeğin müşterek konutun manevi bağımsızlığını sağlamadığı ve eşinin ihtiyaçlarını karşılamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmekte olup mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür....

    KARŞI OY YAZISI Yerel mahkeme ve değerli çoğunluk, davalının birlik görevlerini yerine getirmemek amacıyla ortak konutu terk ettiğini ve geri dönmemekte haklı olduğunu kanıtlayamadığını kabul etmiştir. Tarafların davacının anne ve babası ile birlikte yaşadıkları, birlikte yiyip içtikleri, davalının ortak konutta yaşayan kayınvalidesi ve kayınpederi ile sorunlar yaşadığı dosya kapsamına göre sabittir. Davacının davalıyı anne babasıyla birlikte yaşadığı, maddi ve manevi bağımsızlığı bulunmayan ortak konuta çağırdığında (dön ihtarı çektiği) bir çekişme yoktur. Değerli çoğunlukla aramızdaki çekişme, davalının ortak konuta dönmemekte haklı olup olmadığı noktasındadır....

      Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Hükmün esasını oluşturan kısa kararda belirtilmediği halde gerekçeli kararda İİK'nın 354. maddesinin ihtarı ile yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilerek ve gerekçeli kararın gerekçe kısmında sanığa verilen cezanın ertelenmesine karar verildiği belirtildiği halde cezanın ertelenmesine hükmedilmeyerek hükmün karıştırılması, 2- Öncelikle suç tarihi itibariyle ticaret sicil memurluğuna, borçlu şirketin ticareti terk ettiğine dair bildirimde bulunulup bulunulmadığı ve sanığın borçlu şirketin yetkilisi olup olmadığı sorulmadan ve vergi dairesinden 2011 yılı beyannameleri dahil olmak üzere şikayet tarihini kapsar şekilde tüm vergi beyannameleri getirtilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Kabule göre de; 1- Sanık hakkında lehe olan 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesinin uygulanmama gerekçesinin kararda gösterilmemesi, 2- 02.12.2016 tarihli...

        II.GEREKÇE Olay tarihinde kolluk görevlilerine gelen sokak üzerinde terk edilmiş minibüs bulunduğu ihbarı üzerine gidildiğinde minibüsün aralık kapısından kaçak sigaraların görüldüğü ve 421 karton kaçak sigara ele geçirilerek muhafaza altına alındığı anlaşılmıştır. Sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun (5607 sayılı Kanun) 3/18. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı, aynı Kanun'un 3/5-10-22. maddeleri uygulanırken ek savunma hakkı tanındığı belirlenmiştir. Sanık savunmalarında atılı suçu tevil yollu ikrar etmiştir. Sanığa bozma sonrası etkin pişmanlık ihtarı içeren tebligatın usulüne uygun şekilde yapıldığı, ancak ödemede bulunmadığı tespit edilmiştir. Sanığın zincirleme suç oluşturabilecek nitelikte davasının bulunmadığı tespit edilmekle; tebliğnamedeki 1 numaralı görüşe iştirak edilmemiştir....

          ettiğini, giderken yanında 30- 40 Bin TL değerinde ziynet eşyası ile müvekkilinin kasasında bulunan yüklü miktarda parayı da beraberinde götürdüğünü, müvekkilinin bir yıldır davalı eşinden haber alamadığını, adresini de bilmediğini, bu sebeple dön ihtarı da çekemediğini, davalının beraberinde götürdüğü ziynet eşyası ve yüklü miktardaki para ile birlikte yasa dışı yollardan ülkeyi terk ettiği kanısında olduklarını, zira davalının Suriyeli olduğunu, davalının Türkçe konuşamadığını, evliliklerinin ilk altı ayında da davalının evlilik müessesesinin vecibelerini yerine getirmediğini, müvekkili ve davalı arasında fiili beraberliğin yaşanmadığını, kaldı ki bir yıldır ayrı yaşadıklarını....

          DAVA Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının evi terk ettiğini ve müvekkilinin eşine ortak konuta dönmesi için ihtarname gönderdiğini ancak kadının, ihtarnamenin tarafına tebliğinden itibaren iki ay geçmesine rağmen ortak konuta dönmediğini, kadının annesinin tarafların evliliğine müdahale ettiğini, annesinin baskısı nedeniyle ortak konuta dönemediğini belirterek tarafların terk nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

            UYAP Entegrasyonu