WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, karşı davalı erkeğin ailesine yakın yerde ev tutup kendisine orada yaşamaya zorladığını, sürekli iş çıkışı ailesinin evine gittiğini, eve gelince kendisini azarladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, beğenmeme ve aşağılayıcı tavırlarının olduğunu, ailesinin de benzer tavırlar sergilediğini, karşı davalının hakaretler ettiğini, 09.06.2018 tarihinde karşı davalı erkek ve ailesinin kendisini evden kovduklarını, sonrasında eve çilingirle girebildiğini, kendisini evden attıktan sonra karşı davalı erkeğin evi terk ettiğini, bunun üzerine 03.07.2018 tarihinde karşı davalı erkeğe eve dön ihtarı gönderdiğini, fakat eve dönmediğini, kira sözleşmesini de feshettiğini, karşı davalı erkeğin kendisine ait evlilik öncesine ait aracını sattırıp parasını alıp harcadığını, yine düğünde takılan altınlar ve 10.000,00 TL nakit parayı erkek ve ailesinin alıp geri vermediklerini belirterek asıl davanın...

Ardından 28/03/2013 tarihinde davalının davacıdan savunma istediği, 05/04/2013 tarihli ihtarı ile de iş sözmeşmesinin savunma vermeyip işe gelmediği de belirtilip ahlak ve iyiniyetle bağdaşmayan davranış nedeni ile fesh edildiği açıklanmıştır. Davalı, şikayetçi kadın işçileri tanık olarak da dinletmiş ve işçiler dilekçe içeriklerinin doğruluğunu dile getirmişlerdir. Kadın işçilerin tacizle ilgili şikayetini işveren 27/03/2013 tarihinde öğrenmiş olup, konu ile ilgili davacıdan savunma istendiğinde davacı işçinin işyerini bu olay nedeni ile terk ettiği anlaşılmaktadır. Bu terk haklı nedene dayanmamaktadır. Işverinin işçinin işyerini terkinden sonra 05/04/2013 tarihinde gönderdiği fesih bildiriminin hukuki sonucu yoktur. Işçi işyerini kendi haksız yere terk etmiş ve bu durumda fesih gerçeklemiştir....

    Davalı-davacı vekili birleşen Karşıyaka 1 Aile Mahkemesi'nin 2017/393 E., 2017/489 K. sayılı dosyasına verdiği 14.07.2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 27 yıllık evli olduklarını, ortak 1993 doğumlu bir çocuklarının bulunduğunu, davacının yasal ve haklı her hangi bir gerekçeye dayanmadan Kasım 2016 tarihinde ortak konutu terk ederek annesinin evine gittiğini, davalı-davacının tüm iyi niyetli çabalarına rağmen eve dönmemesi üzerine, İzmir 8 Noterliği'nin 20.04.2017 tarihli ihtarnamesi ile kendisine dön ihtarı çekilip, ihtarın usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davacının buna uymadığını, bu nedenlerle tarafların terk nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı-davacı vekili asıl dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmediği,davalı-davacının asıl davaya cevap dilekçesinin ibraz edilmediği anlaşılmıştır....

    CEVAP Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin annesinin bir günlüğüne tarafların evinde kalmasının kadın tarafından sorun yapıldığını, evi terk ettiğini, ablasının etkisi altında kaldığını, 21.12.2015 tarihinde erkeğin kadına eve dön ihtarı gönderdiğini ancak kadının dönmediğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....

      Taraflar arasında daha önce görülen ve davacı-karşı davalı müteveffa erkeğin Türk Medeni Kanunu'nun 166/son maddesine dayalı olarak açmış olduğu eldeki boşanma davasına dayanak teşkil eden boşanma davası Bakırköy 7.Aile Mahkemesinin 2007/190 esas - 2008/ 184 karar sayılı, erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesinde düzenlenen terk hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, kadın tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davası ile birleştirilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda terk ihtarının usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle erkeğin terke dayalı boşanma davasının reddine, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle birleşen tedbir nafakası davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm temyiz incelemesinden geçerek 15.09.2009 tarihinde kesinleşmiştir....

        Davalı iş sahibi idare vekili cevap dilekçesinde özetle; götürü bedelli sözleşmede fiyat farkının verilmeyeceğinin hüküm altına alındığını, davacının yaptığı işlerin 2017 yılı Mayıs ayının sonuna kadar yapmış olduğu işler olduğunu, bu tarihten sonra iş yapmaya devam etmediğini ve işi terk ettiğini, ancak idareye işi terk ettikten 8 ay sonra, 29/01/2018 tarihinde inşaat malzemelerindeki artışı gerekçe göstererek talepte bulunduğunu, yapım işinin gerçekleşme oranının %11,2745 olduğunu, yüklenici firmanın yapım işini iş programına uygun olarak yapmadığını, işin geldiği seviyede dikkate alınarak ihale dökümanı ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmesi nedeniyle kamu ihale mevzuatı kapsamında sözleşmenin fesih sürecinin idarece başlatıldığını ve 30.03.2018 tarih ve 3982 sayılı sözleşmenin fesih edileceğine dair ihtarı ... 6....

          Ancak; Ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK’nın 44.maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete’de ve alacaklıların bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilan masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı ise İİK’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; 1- İİK’nın 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması, 2- Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması, 3- Aktifte yer alan malın veya yerine kaim olan değerin haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi, 4- Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi” şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden...

            Davalı vekili, 24.05.2014 tarihinden mazeretsiz işe gelmeyip, hakkında tutanak tutulup, istenilen savunması alınıp yine 26.05.2014 tarihinde izinsiz işyerini terk edip, 29.05.2014 tarihinde savunması alınarak, 27.05.2014 tarihinde mazeretsiz işi terk eden ve verilen işi yapmaktan kaçınan davacıya 04.06.2014 tarihinde noter vasıtasıyla, davranışlarının tekrarı halinde iş sözleşmesinin fesih edileceği ihtarı sonrası, 11.06.2014 tarihinli noter vasıtalı fesih bildirimi ile, dilekçesindeki çalışma sürelerine ilişkin yanlış iddialarda bulunan, fazla mesai hususunda da usulünce muvafakati yazılı olarak alınmış olan davacının, iş sözleşmesinin feshinin haklı olduğundan aleyhe davanın, reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Aile Mahkemesi'nin 2018/172 değişik iş sayılı dosyasında eve dön ihtarı yapılmış ise de birleşen davalının ihtara uymadığını belirterek dosyaların birleştirilmesine, tarafların terk sebebiyle boşanmalarına, müşte rek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, 50.000 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Davacı erkeğin dava dilekçesinde davacı kadının ortak konutu terk etmesinden söz etmesi, terk olgusu bir terk ihtarına dayandırılmadıkça dilekçeyi Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca terk nedenli bir boşanma davası haline getirmez. Davacı erkek gerek dilekçesinde, gerekse yargılama aşamalarında; bir terk ihtarı varlığı ve girişiminden söz etmemiş, bilakis evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. Maddesi uyarınca boşanma kararı verilmesini istemiştir. Hal böyle olunca mahkemece davanın evlilik birliğinin sarsılması sebebine ( Türk Medeni Kanununun 166/1- 2. ) dayalı olduğu kabul edilip, delillerin bu çerçevede değerlendirilmesi doğrudur....

              UYAP Entegrasyonu