WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/839 Esas sayılı dosyasında 19.10.2020 tarihli celsesinde davalının kendisine anahtar fırlattığını beyan ettiği, davalının yargılama sonucunda suçu sabit bulunup ceza aldığı, aldığı cezanın hagb'ye çevrildiği, davacının babasının alınan ifadesinde kızının evlerine geldiğinde gözünün mor olduğunu beyan ettiği, davalının davacıya "pis köyünüze gidin" dediği anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ağır kusurlu olduğu, davacının ise davalı ile yaş farkını bilerek evlenmesine rağmen evlendikten sonra bunu problem yapıp huzursuzluk çıkarması, sürekli ailesinin yanına gidip uzun süreli olarak orada kalması, en son ayrılmalarına neden olan olay davalının davacıya şiddet uygulaması olduğundan her ne kadar davalı tarafından davacıya terk ihtarı çekileceği fakat davacıyla konuşup eve döneceğini söyleyince terk ihtarı çekmediğini belirtmiş ise de bu hususun davaya herhangi bir katkısı olmayacağı, terk ihtarının evi haklı yere terkeden tarafa çekilemeyeceği...

    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik incelemede, Şikayet dilekçesinin dava açan belge olması ve İİK’nın 351. maddesi uyarınca şikayetçinin şikayet dilekçesi ile bağlı olması karşısında şikayet dilekçesinde isimleri belirtilmeyen sanıklar ... ve ...’ün şikayetçi tarafından dosyaya sunulan başka bir dilekçe ile sanık sıfatını alamayacakları gözetilmeden, usulünce açılmış bir dava olmadığı halde sanıklar hakkında yargılama yapılarak hüküm kurulması, 2- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik incelemede, Ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK’nın 44. maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret sicilin memurluğuna bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, ticaret sicili memurluğunca ticaret...

      Terk (TMK m. 164) hukuki sebebine dayalı boşanma davası kabul edildiğine göre, davacı- karşı davalı kadının haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmeme kusuru boşanma sebebi kabul edilmiştir. Tehdit, hakaret mesajlarından sonra erkeğin ikinci kez eve dön ihtarı çektiği de sabittir. Salt boşanmış olmak ya da bunun sebebiyet verdiği üzüntü manevi tazminatı gerektirmez. Bu durumda davalı- karşı davacı erkeğin kişilik haklarına saldırının varlığı kabul edilemez. Öyleyse, davalı-karşı davacının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan davalı-karşı davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. c- Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK m. 182) Bu hususu Hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir....

        Bu davadan sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve fiili ayrılık döneminde davalı erkek tarafından terk ihtarı çekildiği, davalı erkek eve dön ihtarı ile birlikte davalı tarafla birlikte yaşama iradesi ortaya koyduğu, bu irade ile birlikte bu ihtardan önceki döneme ait davacının kusurlarını affettiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayanak teşkil eden ve retle sonuçlanan ilk davayı açan, böylelikle fiili ayrılığa sebep olan ve sonradan eve dön ihtarı ile ihtar önceki döneme ait davacının kusurlarını affeden davalı erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi hatalıdır. 3-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı erkek tamamen kusurludur....

          Dosyada davacı erkeğin davalı kadına terk ihtarı gönderdikten sonra, davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir bir kusurlu davranışın varlığı da ispatlanmamıştır. O halde davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. 2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

            İrtibat Bürosu Yönetmeni olarak çalışmaktayken 29.11.2006 tarihinde işyerini terk ettiğini ve zimmetinde bulunan işyeri kasasını usulüne uygun olarak devir ve teslim etmediğini, bu konuda davalıya ihtar çekildiğini, akabinde davalı, ... 16.Noterliğinin ... yevmiye numaralı ihtarı ile iş akdini feshettiğini davacı müvekkile bildirdiğini, davalının 10.969,68-YTL'yi zimmetinde tuttuğunun tesbit edildiğini, davalının zimmetinde tuttuğu 10.969,68-YTL'yi ve toplam değeri 70,26-YTL olan beş adet faturayı beş gün içerisinde iade etmesi yolunda davalıya ... 36.Noterliğinin 11.12.2006 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin 12.12.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme yapmaması üzerine ... 24.İcra Müdürlüğünün 2007/363 Sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, %40'dan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              İlk derece mahkemesince davalıya evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmediği, başka kadınlar ile konuştuğu, eşine ayrı bir ev açmadığı, ailesinin evliliklerine karışmasına engel olmadığı vakıalarının kusur olarak yüklendiği , erkeğe kusur olarak yüklenen evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu birlik görevlerini yerine getirmediği, ailesinin evliliklerine karışmasına engel olmadığı vakıalarına davacının dilekçelerinde dayanmadığı, davalıya kusur olarak yüklenemeyeceği, davalının eşine ayrı ev açmadığı vakıasının ise evliliğin başlangıcında olup sonradan müstakil eve çıktıkları bu nedenle kusur olarak yüklenemeyeceği, davalıya yüklenen diğer vakıanın ise sabit olduğu, davalı erkeğin 03/05/2018 tarihli terk ihtarı çektiği, terk ihtarı çeken erkeğin bu tarih öncesi olayları affetmiş sayılacağı, en azından hoşgörü ile karşılayacağı kanaatine varıldığından bu tarih öncesi vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, terk ihtarı sonrası...

              Davacı-karşı davalı koca terk nedenine dayalı olarak TMK 164.maddesi uyarınca boşanma davası açmıştır. Terk ihtarı çekilmesi, ihtar çeken eş için karşı tarafın ihtardan önceki kusurlu davranışlarını af anlamına gelmektedir (Yargıtay 2. H.D. 2010/17691 E.-2011/18483 K.). Bu nedenle davacı-karşı davalı koca tarafından davalı-karşı davacı kadına yönelik isnat edilen terk öncesi kusurlu davranışlar affedilmiş olduğundan, bu davranışlar nedeniyle boşanma davasında davalı-karşı davacı kadına yönelik kusur atfedilmesi mümkün değildir. diğer boşanma nedenleri affedilmiş demektir. Davalı-karşı davacı kadın, ayrı ev açılması isteği ile müşterek haneden ayrıldığı halde, eve dön ihtarı yine davacı-karşı davalı koca ve ailesinin birlikte oturduğu haneye dönmesi için yapıldığı anlaşılmakla ihtar samimiyetsiz olup davalı-karşı davacı kadın ihtara uymamakta haklıdır....

              Redde sonuçlanan boşanma davası ile davacı kadın kusursuz hale gelmiş olup, bu davanın açıldığı tarihten önceki olaylar artık davacı kadına kusur olarak yüklenemeyeceği gibi terk ihtarı ile erkek evlilik birliğini sürdürmek istediğine göre terk ihtar tarihinden önceki olaylar da kadına kusur olarak yüklenemez. Davanın 01/08/2016 tarihinde açıldığı, davalı erkek tarafından, boşanma davasının açılmasından sonra 23/08/2016 tarihinde, davacının müşterek çocukları Ömer'e şiddet uyguladığı iddiası ile şikayetçi olduğu anlaşılmaktadır....

              GEREKÇE : Dava, terk (TMK m.164) hukuksal sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'ilerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararı davalı kadın tarafından tamamına yönelik olarak istinaf edilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ise, istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtarın da sonuçsuz kalması halinde terk edilen eşin, boşanma davası açabileceğini hükme bağlamıştır. Terk sebebine dayanan boşanma davasının kabulü için usulüne uygun ve samimi ihtar tebliğine rağmen, ihtar edilen eşin haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi gerekir....

              UYAP Entegrasyonu