Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davacının işe iade kararının kesinleşmesinden itibaren on günlük kanuni süresi içinde davalı işverenden işe başlama talebinde bulunup bulunmadığının tesbiti için Ankara 6. İş Mahkemesinin 2005/872 esas, 2005/1052 karar sayılı işe iade konulu dosyanın ve davacının işe iade davasının kesinleşmesinden sonra yaptığı işe iade talebine ilişkin belgelerin istenmesi için 21.09.2012 tarihinde geri çevirme yapılmış olup, Mahkemece ilgili işe iade dosyası eklenerek dosya iade edilmiş ise de, ilgili işe iade dosyasından davacının on günlük kanuni süresi içinde işe iade talebinde bulunup bulunmadığı anlaşılamamıştır. Bu sebeple, geri çevirme gereklerinin tam olarak yerine getirilmemesinin ilgililer hakkında kanuni sorumluluk doğracağı dikkate alınarak, 1-Ankara 6....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, kesinleşen işe iade kararından sonra işe iade için başvuran ve işe başlatıldıktan sonra ikinci defa iş sözleşmesi feshedilen işçinin, ikinci kez işe iade davası açması ve tekrar işe iadesine karar verilmesi üzerine işe başlatılan ancak yıllık izne gönderilmemeyi kabul etmemesi sonucu işten çıkarılması üzerine, işverenin her iki işe iade davasının sonucundan sorumlu olup olmayacağı veya her iki işe iade davasının hangi sonuçlarından sorumlu olacağının tespiti noktasında toplanmaktadır. Davacıların ilk işe iade kararı üzerine işe başlatılarak iş sözleşmesinin yeniden feshedildiği, kesinleşen ikinci işe iade kararı ile sabittir. Bu sebeple davacının kıdem tazminatına esas hizmet süresine sekiz aylık boşta geçen süre ücretinin eklenmesinde hata bulunmamaktadır....

      İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddî olması gerekir....

        İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen ... güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu ..., gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez....

          İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen ... güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu ..., gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez....

            İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen ... güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu ..., gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez....

              Aynı maddenin 1 fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

                A.Ş. vekili, işe iade davasının ... şirketine karşı açıldığını, işe iade davasında muvazaa iddiasında bulunulmadığından işe iadeden kaynaklanan tazminat davasının da müvekkiline karşı açılamayacağını, 2008 yılında sonuçlanan işe iade davasında davalı ... tarafından temyize başvurulmaması nedeniyle kesinleştiğini, bu kesinleşmenin 02.02.2011 tarihinde gerçekleştiğinden söz edildiğini, oysa işe iade davalarının tefhim veya tebliğden itibaren sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulmaması halinde kesinleşeceğini, bu tarihten itibaren on gün içinde başvurmayan işçinin işe iadeden kaynaklanan tazminatlara hak kazanamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... şirketi cevap dilekçesi sunmamıştır....

                  Davacı İstinaf sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyada, işe iade başvurusunun hem asıl hem alt işverene yapıldığını, asıl işverenin işe başlama davetini aldığının ortada olduğunu, alt işveren Emir Tersanecilik'in işe iade başvurusundan haberdar olmadığını iddia etmesinin gerçeğe uygun olmadığını, hakkın kötüye kullanılmasının örneğini teşkil ettiğini, kaldı ki geçersizliği tespit edilen feshin gerçekleştiği tarihte, mevcut olan alt işverenlik ilişkisinin işe iade tarihinde devam etmesi halinde, asıl işverene de işe başlamak üzere başvurulabileceğini, asıl işveren Sefine Tersanecilik ile diğer alt işveren Emir Tersanecilik arasında asıl-alt işveren ilişkisi devam ettiğinden, asıl işverene yapılan işe iade başvurusunun samimi bir işe başlama talebi olduğunu, Emir Tersanecilik'in dosyada başka bir adresinin olmadığını, adresle ilgili hiçbir beyanının bulunmadığını, işe iade başvurusunun davalının dosyadaki adresine yapılmadığını, işçinin bir işletmenin adresini araştırmak...

                  Mahkemece, 04.11.2011 tarihinde tebliğe çıkan ihtarnamede 31.10.2011 tarihinde davacının işe başlamasını isteyen davalının bu ihtarının usulüne uygun bulunmadığı, tebliğ tarihi itibariyle davacının işe başlaması istenilen tarihte başlamasının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalının işe başlatma yazısı sonrası işe başlamamasının haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu