"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tazminat ve nafaka miktarları yönünden; davalı kadın tarafından ise kararın tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek tarafından 06.05.2009 tarihinde terk ihtarı çekildiği, davacı erkek eve dön ihtarı ile birlikte davalı tarafla birlikte yaşama iradesi ortaya koyduğu, bu irade ile birlikte bu ihtardan önceki döneme ait davalı kadının kusurlarını affettiği anlaşılmaktadır. Bu tarihten sonra kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre davacı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurludur....
Gerçekleşen bu durum karşısında terk ihtarı geçersiz olmakla, davanın reddine yönelik karar vermek gerekmiş yine tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacının 1200 TL geliri olması, başkaca gelirinin bulunduğuna dair bilgi ve belgenin bulunmaması ayrıca davalının çocukları yanında ikamet etmesi de gözönüne alınarak davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmemiş, yine davacı tanıklarından Hatice Kocaman'ın beyanında davalının davacıyı istemediği, yine Ali Bal'ın beyanında davacının eşi ve çocukları tarafından kovulması üzerine müşterek konutu terk ettiği ve Tirebolu'ya yerleştiğini belirttiği, davacı tanığı Mustafa Şeker'in davacının dört yıldır yalnız yaşadığını, zaman zaman hasta olduğunu, eşi ve çocuklarının yanına dahi gelmediğini belirttiği, yine davacı tanığı Dursun Aydın'ın da benzer beyanlarda bulunduğu, davalı tanıklarının ise aksi yönde davacının kusuru ile evi terk ettiği belirttikleri, davacının şiddet eğilimli olup, davalıya şiddet uyguladıklarını belirttikleri...
Gerçekleşen bu durum karşısında terk ihtarı geçersiz olmakla, davanın reddine yönelik karar vermek gerekmiş yine tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacının 1200 TL geliri olması, başkaca gelirinin bulunduğuna dair bilgi ve belgenin bulunmaması ayrıca davalının çocukları yanında ikamet etmesi de gözönüne alınarak davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmemiş, yine davacı tanıklarından Hatice Kocaman'ın beyanında davalının davacıyı istemediği, yine Ali Bal'ın beyanında davacının eşi ve çocukları tarafından kovulması üzerine müşterek konutu terk ettiği ve Tirebolu'ya yerleştiğini belirttiği, davacı tanığı Mustafa Şeker'in davacının dört yıldır yalnız yaşadığını, zaman zaman hasta olduğunu, eşi ve çocuklarının yanına dahi gelmediğini belirttiği, yine davacı tanığı Dursun Aydın'ın da benzer beyanlarda bulunduğu, davalı tanıklarının ise aksi yönde davacının kusuru ile evi terk ettiği belirttikleri, davacının şiddet eğilimli olup, davalıya şiddet uyguladıklarını belirttikleri...
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadının, erkeğin ek kusurunu ispat edemediği, erkeğin Konya 2.Aile Mahkemesinin 2019/630 D.iş 2019/631 D.iş Karar sayılı kararı ile 11/12/2019 tarihinde kadının ortak konuta dönmesi için terk ihtarı gönderdiği, bu tarihten önceye dayalı tüm olaylardan ötürü kadını affettiğinin kabul edilmesinin gerektiği, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2013/8770 Esas 2013/23271 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzre eşine terk ihtarında bulunan tarafın ; varsa, eşinin ihtar tarihine kadar olan bütün kusurlu davranışlarını affetmiş en azından hoşgörüyle karşılamış sayılacağı, terk ihtarının karşı yan için gönderildiği tarihten önceki olaylar açısından objektif bir kusursuzluk hali yarattığı, kadının Alperen isimli kişi ile mesajlaşmalarının ağustos 2019 döneminde vuku bulduğu, terk ihtarından sonra kadının kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, yukarıda zikredilen Yargıtay İlamı nazara alındığında erkeğin terk ihtarından...
Birleşen dava; Dava dilekçesi; Davalı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile kadının resmen evli iken kadının müşterek haneyi terk edip gittiğini, bundan dolayı Çumra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/133 Değişik İş sayılı dosyasından terk ihtarı kararı verildiğini ve kararın 11/01/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, kadının bu süre içerisinde eve dönmediğini belirterek bu nedenlerle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince, terk ihtarının usulünce tebliği yapılmadığından TMKnın 164 maddesine dayalı davanın usulden reddedilmesi gerekirken, esastan reddi hatalı olmakla, kararın gerekçesinde hata yapıldığından davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacı kadın vekilinin, istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK, esas hakkında YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Davalıya yapılan terk ihtarı tebliği usulüne uygun olmadığından, davacının TMK'nın 164....
İlk derece mahkemesince, terk ihtarının usulünce tebliği yapılmadığından TMKnın 164 maddesine dayalı davanın usulden reddedilmesi gerekirken, esastan reddi hatalı olmakla, kararın gerekçesinde hata yapıldığından davacının istinaf talebinin kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davacı kadın vekilinin, istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının KALDIRILARAK, esas hakkında YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE; 1- ) Davalıya yapılan terk ihtarı tebliği usulüne uygun olmadığından, davacının TMK'nın 164....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı ile vekâlet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı erkeğin eşine Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca terk ihtarı çektiği ve bu davadan önce 24/12/2013 tarihinde terk (TMK m.164) hukuki sebebine dayalı olarak boşanma davası açtığı ve davasının reddedilerek 26/01/2015 tarihinde kesinleştiği, davalı erkeğin çektiği bu ihtarla eşinin önceki kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, davacı kadının ihtardan sonra gerçekleşen başkaca bir kusurunun varlığı...
ve ... yönünden kabulüyle itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına, diğer davalı ... yönünden davanın atiye terk edilmesi nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle uyuşmazlık konusu sözleşmede vade tarihi bulunmadığı gibi davalı bankanın icra takibinden önce hesabı kat ettiğine dair bir ihtarı bulunmaması nedeniyle davaya konu alacağın zamanaşımına uğramadığının anlaşılmasına göre davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden ... ve ...'den alınmasına, 11/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda tarafların boşanmasına ilişkin kararda "davacı kadının ailesinin kızlarının evine gidip gelemediği, erkeğin, evlenen kızın annesi babası yoktur dediği, son olarak ailesinin yanına geldiğinde kadında darp izleri olduğu, şiddet gördüğünün anlaşıldığı, erkeğin davacı eşine değer vermediği, küçümsediği, fikrini sormadığı, ismi ile hitap etmediği, azarladığı, davacı kadının ise eşini rencide edecek şekilde konuştuğu, ayrılmak islediğini söylediği, ancak bu olaylardan sonra barışıp 2 ay birlikte yaşadıkları, tekrar ayrıldıktan sonra ise davalı erkeğin terk ihtarı çektiği, bu durumda davalı erkeğin ihtar tarihinden önceki olayları affettiği, ihtardan sonraki bir olayın varlığının da iddia ve ispat edilemediği, tüm dosya kapsamı ile tanık beyanı birlikle değerlendirildiğinde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikle bir geçimsizlik olduğu” gerekçesiyle davacı kadının boşanma davası kabul edilmiş, davada davalı erkeğin...