Bilindiği üzere bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur....
verilecek hüküm neticesinde müvekkilinin, taşınmazlar üzerinde hak sahibi olacağını, bu sebeple de taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir koyulması gerekmekte olduğunu, ancak, taraflarınca ihtiyati tedbir ile birlikte terekeye temsilci atanmasının da talep edildiğini, mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilse dahi taşınmazlar üzerinde tasarrufta bulunulmasının önüne geçebilmek amacıyla terekeye temsilci atanması hususunun kabul edilmesi gerektiğini, ancak mahkemenin, ara kararında bu hususa hiç değinmediğini, mahkemece bu hususun gözardı edilmesinin kabul edilemeyeceğini, talepleri doğrultusunda terekeye temsilci atanmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı olan 27/09/2021 tarihli tedbir taleplerinin reddine ilişkin kararının kaldırılarak taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini, olmadığı taktirde ise terekeye temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
-KARAR- Dosya içeriğinin incelenmesinde; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı terekeye iade istekli tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davanın kabulüne karar verildiği, taraflar arasında boşanma ve tek mirasçıları olan ... ...'ün evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemiyle açılan davalar bulunduğu ve sözü edilen dava dosyalarının dosya içerisinde olmadığı anlaşılmaktadır. İlgisi yönünden Polatlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/1036 esas ve evlatlık edinilen ... ... hakkında açılan evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemli dava dosyalarının birer örneğinin, karar verilmiş ise kesinleşme şerhini içerir onaylı örneğinin merciinden getirtilerek evraka eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 6.6.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Türk Medeni Kanununun 644. maddesinde "Bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hâkimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verilir. Terekeye dahil diğer hakların ve alacakların paylar oranında bölünmesi hususunda da yukarıdaki hükümler uygulanır." düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda, davacılar, mirasbırakanlarının banka hesapları üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduklarına göre uyuşmazlığın misrasbırakanın son yerleşim yeri olan İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Aralık Sulh Hukuk mahkemesi ise, davanın miras payının belirlenerek aynen taksim, olmadığı takdirde bedel tahsili davası niteliğinde olduğu, ancak davalı hayvanların kendisine ait olduğunu iddia ettiğinden ortadaki ihtilafının çözümü için öncelikle mülkiyet konusunun halledilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 Sayılı TMK.'nın 640/2. maddesinde “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler” hükmü yer almaktadır. Somut olayda uyuşmazlık, 17/11/2008 tarihinde vefat eden ortak muristen kaldığı iddia edilen ve tarafların elbirliği halinde malik oldukları hayvanların, davalı nezdinde bulunması nedeniyle, bunların miras payı oranında aynen taksimi, mümkün olmaması halinde bedelinin ödenmesi talep edildiğinden, nitelik itibariyle davanın, ortaklığın giderilmesine ilişkin olduğunun kabulü gerekmektedir....
un davaya muvafakat verdiğine veya terekeye mümessil tayinine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır. Duruşma gününün tebliğ edilmesi davaya muvafakat verildiği anlamına gelmez. Hal böyle olunca, davacının tüm mirasçıların muvafakati bulunmadan tereke adına üçüncü kişiye karşı tek başına genel mahkemede tapu iptali ve tescil davası açıp bu davayı sürdürme yetkisi bulunmadığından, davacı tarafa diğer mirasçı ...'un davaya muvafakatini sağlaması ya da terekeye temsilci tayin ettirmesi yoluyla temsilciden açılan davaya karşı diyeceklerinin sorulması hususunda mehil verilmeli, davaya muvafakat sağlandığı veya terekeye temsilci atandığı takdirde bundan sonra davanın esasına girilerek inceleme yapılmalıdır. Mahkemece bu yön göz ardı edilip hatalı değerlendirme ile duruşma gününün tebliğ edilmesine, davaya muvafakat verildiği anlamı yüklenerek dava şartı yerine getirilmeden davaya devam edilerek esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ...'...
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; icra takibine konu alacağın takip talebinde de belirtildiği üzere terekeye ait alacağın mirasçılardan ... tarafından davalılar aracılığıyla haksız tahsil edilmesine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki ihtilafın kambiyo senedinden kaynaklı bir ihtilaf olmadığı; gerek icra takibinde, gerekse açılan davada ileri sürülen iddianın terekeye ait alacağın haksız olarak mirasçılardan ... tarafından davalılar aracılığıyla tahsiline ilişkin olduğu, bu bağlamda ihtilafın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan asıl ve birleşen davanın TTK 4.maddesi kapsamında mutlak veya nispi ticari dava olmadığı, bu nedenlerle asıl ve birleşen davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Muris ...’ün mirasının paylaşılmadığı ve terekesinin iştirak halinde olduğu ayrıca terekeye temsilci tayin edilmediği de dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. İştirak halinde mülkiyette mirasçıların tek başlarına dava açma yetkileri bulunmamaktadır. Bu durumda davacılara terekeye mümessil tayin ettirilmesi ya da diğer mirasçıların davaya muvafakatleri sağlanarak buna göre taraf teşkili sağlanıp işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde davalıya iadesine, 05/02/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Tereke ile ilgili olup konusu para alacağı olan davaların bütün mirasçılara karşı açılması zorunlu değildir; bir mirasçıya karşı da alacak davası açılabilir....
Bu durumda ya mirası reddetmeyen tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri tüm mirasçılarının davaya dahil edilip muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekmektedir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade isteğine ilişkindir....