TMK'nın 640/3.maddesine göre;mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir. Miras ortaklığında mirasçıların birlikte hareket etmeleri zorunluluğu, işlemleri, kullanım ve idareyi birlikte yapmaları, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunması veya bu konularda anlaşamamaları halinde miras ortaklığı adına gerekli işlemleri yapmak, dava açmak, açılmış veya açılacak davaları takip etmek üzere Medeni kanunumuz mirasın paylaşılmasına kadar miras ortaklığına bir temsilci atanması olanağı sağlamıştır (TMK. md. 640 ) mirasçılardan biri veya bir kaçının isteği üzerine hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir. Miras ortaklığı temsilcisi olarak mirasçılardan biri atanabileceği gibi üçüncü kişi de temsilci atanabilir. Ancak, mirasçılar arasında çıkar çatışması varsa mirasçılardan biri terekeye temsilci atanamaz. (Prof. Dr. Ali Naim İnan, Prof. Dr. Şeref Ertaş,Yrd. Doç. Dr....
Kimlik numaralı T10 miras ortaklığına "terekenin paylaşılmasına kadar" temsilci olarak tayinine karar verilmiştir. Davalılar T3 ve T8 istinaf dilekçesinde; Murisin sağlığında muris ile tereke kapsamında kalan otoparkın işletilmesi konusunda Aziz Taylan ile anlaşma yapıldığını, adı geçenin bu kapsamda otoparkı işlettiğini, murisin ölümünden sonra da diğer mirasçılarla Aziz Taylan arasında sözleşme imzalandığını, davacının kötüniyetli olduğunu, terekeye temsilci atanmasının tek bir mirasçının menfaatine göre belirlenemeyeceğini belirterek kararı istinaf etmiştir. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava miras ortaklığına temsilci tayinine ilişkindir....
GEREKÇE: Dava, terekeye temsilci atanması davasıdır. Aynı mahkemede görülen 2018/15 esas sayılı davanın tereke tespiti, tereke defteri açılması ve terekeye temsilci atanması davası olup her iki dosyanın tarafları, konusu aynı olup birlikte görülmesi usul ekonomisine uygundur. Bir davada aynı maddi vakıalara dayanılarak ileri sürülen isteklerin birlikte incelenmesinde, sağlıklı bir hukuki değerlendirme yapılabilmesi bakımından hukuki yarar bulunduğu kuşkusuzdur. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 166. maddesinin 1. fıkrasında; "Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar." hükmü düzenlenmiştir....
Esasen bu istek gözetilerek terekeye temsilci atanmış ancak tebligat yapılmasına rağmen temsilci oturumlara katılmamıştır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanmasıyla, mirasçıların davadaki sıfatlarının sona ereceği davayı takip etme yetkisinin tereke temsilcisine ait olacağı açıktır. Kaldıki, mirasçıların davayı takip etmeleri neticeye etkili değildir. 6.12.2007 günlü oturumda davalı, dosyanın tamamlandığını bildirerek, davanın reddini istemekle davayı takip etme yönünde iradesini kullanmış; mahkemece davanın esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda, mirasçının davada takip yetkisinin ve taraf sıfatının kalmaması nedeniyle kararı temyiz etme hakkı da yoktur. O halde, davacının davada sıfatı kalmadığından temyiz Dilekçesinin REDDİNE, 23.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dava, tereke adına açılmış olup terekeye yargılama aşamasında temsilci atanmıştır. Her ne kadar, mirasçı olan ... dava açmışsa da, istek tereke adına olduğuna ve terekeye de temsilci atandığına göre; artık dava açan kişinin davada sıfatının, bir başka ifadeyle dava takip yetkisinin kalmayacağı sabittir. Somut olayda, yerel mahkemece ittihaz edilen davanın reddine ilişkin kararın tereke temsilcisinin tebliğ edilmesine karşın, temsilci kararı temyiz etmemiş, ancak mirasçılardan davayı açan Ali Bekar'ın vekili temyiz etmiştir. Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, tereke temsilcisinin kararı temyiz eden avukata tereke adına verdiği bir vekaletnamenin bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde, tereke temsilcisi kararı temyiz etmediğine göre sıfatı olmayan kişinin vekili tarafından yapılan temyiz itirazının dinlenmesine olanak yoktur....
TEMSİLCİ ADAYI: B.. B.. Tereke hukukuna ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk ve İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı gönderme kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R - Dava, tereke hukukuna ilişkindir. İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk Mahkemesince "...davanın konusunun terekeye temsilci tayini olduğu mahkememizce 11/12/2013 tarihinde muris İ.. E..'in terekesine temsilci olarak B.. B..'nun atandığı, bu hükümle dosyadan el çekildiği müteveffa İ.. E.. hakkındaki tereke dosyasının derdest olup talebin tereke hâkimliğince değerlendirilmesi gerektiği..." gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir. İstanbul Anadolu 10. Sulh Hukuk mahkemesince "...İstanbul Anadolu 4. Sulh Hukuk mahkemesinin 11/12/2013 tarih ve 2013/48 E. - 38 K. sayılı kararı ile muris İ.. E..'...
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/01/2021 NUMARASI : 2020/10 ESAS, 2021/2 KARAR DAVA KONUSU : Terekeye Temsilci Atanması KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili ilk derece mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davacıların açacakları ve devam eden davalarına ilişkin olarak müteveffa T10'un terekesine temsilci atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu yolda ortakların tümünün muvafakatı sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640.maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı biter davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir....
Somut olayda her ne kadar mirasçı T4 ve T5 vekili tarafından davanın reddi talep edilmişse de terekenin idaresi konusunda mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunduğundan terekenin paylaşmaya kadar geçerli olmak kaydıyla, tereke temsilcisi aracılığıyla temsili zorunlu olup nitekim davacı tarafından bildirilen terekeye ait bankada bulunan para ilişkisine dair hukuki işlemlerin devam edememesi nedeniyle terekeye temsilci atanmasında hukuki yarar vardır. Mahkememizce davacı tarafın göstermiş olduğu tereke temsilci adayının terekeyi tarafsız ve objektif olarak temsil edeceği kanaatine varılarak davanın kabulüne, Kayseri ili, Hacılar ilçesi, Orta Mah....
Tereke adına açılacak davalarda bütün mirasçıların birlikte dava açması veya tamamının davaya muvafakat etmesi yahut terekeye temsilci atanması suretiyle davaya devam edilmesi zorunludur. Davada taraf olanlar dışındaki mirasçıların dahili dava yoluyla davaya dahil edilerek bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması mümkün değildir. Ancak 21.11.2012 tarihli celsedeki ara kararda verilen kesin süre içerisinde dahili dava yoluyla taraf teşkilinin sağlanabileceği belirtildiğine bu şekilde davacı tarafın yanıltıldığının anlaşılmasına göre kesin sürenin usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Hal böyle olunca davacı tarafa terekeye temsilci atanması için süre verilmeli, verilen süre içerisinde terekeye temsilci atanmadığı takdirde davanın reddine karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davacı ve katılan davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davacı ... ve katılan davacı ...'...