ın diğer mirasçılarına tebliği ile içlerinden herhangi birisinin hükmü temyiz etmesi halinde temyiz etmeyen diğer mirasçıların temyize muvafakat edip etmedikleri hususunda yazılı açıklamalarının alınması, temyize muvafakat etmemeleri durumunda hükmü temyiz eden mirasçıya terekeye temsilci tayin ettirmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre terekeye temsilci tayin edilmesi durumunda gerekçeli karar temyiz dilekçesi ve işbu geri çevirme kararının tereke temsilcisine tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, temsilcinin kararı temyiz etmesi halinde temyiz dilekçesinin kimlik tespiti de yapılarak dosya içerisine konulması için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2018/1519 KARAR NO : 2020/1187 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SARIVELİLER SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/01/2018 NUMARASI : 2017/89 ESAS - 2018/7 KARAR DAVA KONUSU : Miras Ortaklığına Temsilci Atanması KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sarıveliler Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açmış oldukları tapu iptali ve tescil davasının sonuçlandırılabilmesi için terekeye temsilci atanması gerektiğini belirterek, temsilci olarak kendisinin atanmasını, mahkemece kendisinin temsilci atanması uygun görülmemesi durumunda uygun görülecek kişinin terekeye temsilci atanmasını talep etmiştir. Davalılar T28 T6 T43 T7 T3 Terekeye T6'ın temsilci atanmasına bir diyeceklerinin olmadığını, rıza gösterdiklerini belirtmişlerdir....
İştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili açılan dava ortaklardan birkaçı tarafından dava edilmiştir. Mirasçıların bir kısmı tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir....
Hukuk Dairesinin ilamı ile, davayı açanın ölümü üzerine davaya tüm mirasçıların katılımının sağlanmasını, olmadığı takdirde terekeye temsilci atanarak davanın sonuçlandırılması gerektiği nedenleri ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiğini, mahkemenin tüm mirasçılara davetiye çıkartılmasına rağmen bir kısım mirasçıların davaya katılmadığından ve davaya devam etmek istediklerini söyleyen müvekkillerine terekeye temsilci atanması için dava açmaları için yetki ve süre verildiğini, müvekkillerinin süresi içinde terekeye temsilci atanması için dava açtıklarını, Denizli 2....
Davacı tarafından dava konusu 177 ada 62 parsel sayılı taşınmazın murisleri ...’dan intikal ettiği belirtilerek ...mirasçıları adına tescili istendiğine göre terekeye göre 3. kişi durumunda bulunan davalıya karşı açılan davada diğer mirasçıların muvafakatinin alınması veya terekeye temsilci atanması hususunda davacı tarafa süre verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, mahkemece buna ilişkin tebligat davacıya 25.03.2015 tarihinde yapılmış, dosya içerisine sunulan tevzi formunda 19.03.2015 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinin ... Esasında terekeye temsilci atanmasına ilişkin dava açıldığı görülmüştür. Dairemizce UYAP’tan çıkartılan karar örneğinden de 30.04.2015 tarihinde iş bu dosya için.... terekesine ...’ın mümessil olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran mirasçı Fatma istinaf dilekçesinde özetle; Verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerektiğini, Miras hukukuna ilişkin hükümleri düzenleyen Türk Medeni Kanunu, miras paylaşımından önce terekenin sahipliğinin ve yönetiminin ne surette düzenleneceğini belirlediğini, eğer tek mirasçı varsa zaten sorun bulunmadığını, sorunun, birden çok mirasçının varlığı halinde ortaya çıktığını, yasanın terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarrufta bulunma yetkisi verdiğini, dolayısıyla terekeye ilişkin kararlara tüm mirasçılar katılması gerektiğini, Miras ortaklığında temsilci atanması, mirasçıların ortaklığın idaresinde anlaşamamaları halinde ortaya çıkacak gözüm yolu olduğunu, Türk Medeni Kanunu madde 640/3, miras ortaklığına temsilci ataması davasının dayanağını oluşturduğunu, Davacı ve davalılar, müşterek muris Hüseyin Işık'ın mirasçıları olup, miras ortaklığına temsilci atanmasını gerektirir bir durum ya da davanın mevcut...
Dolayısıyla ilk derece mahkemesince terekeye temsilci tayini talebi TMK 612. Maddesi uyarınca mirasın reddini tespit eden mahkemeyi harekete geçirmeye yönelik bir talep olarak değerlendirilip terekeye temsilci tayini talebinin dosyada değerlendirilmesi gerekirken davanın terekenin tasfiyesi şeklinde açılarak tereke esasına kaydı yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hal böyle olunca, istinaf kanun yoluna başvuranın istinaf talebinin kabulü ile; ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- a/6 maddeleri gereğince kaldırılarak dosyanın işin esasının incelenerek istem konusunda karar verilmek üzere mahalline gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Kastamonu 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki terekeye temsilci atanması davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılar tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep, terekeye temsilci atanması ve terekenin tespitine ilişkindir. Talep eden vekili, müvekkilinin babası...’ın vefat ettiğini, terekenin taksim edilmediğini, taraflar arasında ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/227 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası bulunduğunu, terekenin bu dava sonuçlanıncaya kadar taksim edilemeyeceğini ancak gelirlerin mirasçı ... tarafından alındığını beyanla terekenin tespitini ve terekeye tarafsız bir kişinin temsilci olarak atanmasını istemiştir. Davalılar, terekeye temsilci atanmasını gerektirir bir durum olmadığını, ortaklığın giderilmesi davasının mirasbırakan ile ilgili olmadığını beyanla talebin reddini savunmuştur. Mahkeme, terekeye temsilci atanması talebinin kabulü ile mirasbırakan...'...
Maddesi Uyarınca mirasına temsilci olarak atanmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflarca İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı T9, süresi içinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; taraf teşkili sağlanmadan ve usulsüz tebligatla usuli hata yapılarak karar verildiğini, miras ortaklığına temsilci olarak atanan T10 ile davalılar arasında husumet olduğunu, menfaat uyuşmazlığının da olduğunu, bu nedenle terekeye temsilci olarak atanması kararının hatalı olduğunu, davalılar ile temsilci Akın arasında husumet olup olmadığı menfaat uyuşmazlığı olup olmadığı ile ilgili sağlıklı bir araştırma yapılmadığını, kendilerine duruşma günü tebliğ edilmediği için veya bu konuda kendilerine hiç sorulmadığı için eksik inceleme ile karar verildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....