Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. Somut olayda mirasçılar arasında görülen bir dava bulunmakta olup bu davalar tereke temsilcisi ile görülen davalardan olmadığı halde dava tereke temsilcisi ile görülmüş, mahkemece hatalı olarak tereke temsilcisi atanması eldeki davada tereke temsilcisi T15'ın taraf haline getirmeyeceği, bu haliyle tereke temsilcisinin kararı istinaf etme hakkının bulunmadığı anlaşılmakla tereke temsilcisi T15'ın istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Buna göre; GEREKÇELİ KARARIN VE TEREKE TEMSİLCİ VEKİLİNİN İSTİNAF BAŞVURU DİLEKÇESİNİN birleşen dosyanın davalısı İdris ŞENOL'a tebliğ edilmesine, yasal bekleme süresinin beklenmesine tebliğ mazbatasının dosaya eklenmesine, Ayrıca HMK.nın 344. madde gereğince, İstinaf kanun yoluna başvuran asıl ve birleşen dosyada tereke temsilcisi vekili olan Av. T2 gerekli ihtaratlı tebligat yapılarak; yukarıda belirtilen eksik harcı süresinde tamamlanmasının sağlanmasına, aksi halde aynı fıkra hükmüne göre mahkeme, istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi için HMK.nın 344.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuran tarafın gerekli harç ve gideri tam yatırmasının sağlanması için dosyanın HMK.nın 352. madde gereğince mahkemesi'ne iade edilmesi gerektiği tespit olunarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeye göre; 1- İstinaf kanun yoluna başvuran asıl ve birleşen dosyada tereke temsilcisi vekili olan Av....
Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Terekenin tespiti talep edildiğinde mirasçılardan terekenin malvarlığı ile ilgili bilgi istenmesinin yanı sıra mahkemece kendiliğinden malvarlığının bulunabileceği tüm bankalar, tapu müdürlüğü, trafik tescil müdürlüğü, ticaret sicil müdürlüğü, ilgili kolluk birimi gibi kurumlara yazı yazılarak terekenin mevcudu tespit edilmelidir....
Tereke temsilcisi istinaf isteminde özetle; kararın esasına ilişkin bir itirazı bulunmadığını ancak tereke temsilcisine ücret takdir edilmemesinin doğru olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ücret yönünden düzeltilmesini talep etmiştir. C....
Mahkemece, terekenin tespitini isteyen davacı vekilinin terekeye temsilci atanmasına dair talebinden vazgeçtiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, müteveffa ereke mevcudunun tespit edildiği, tereke tespitini gerektirir mahkemece yapılacak başka bir işlem olmadığından terekeden el çekilmesine karar verilmiştir. ./.. 2015/2489- 10047 -2- Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işlemi, kural olarak bir süreye bağlı olmayıp bu önlemin alınması olanaksız veya yararsız hale gelmedikçe tereke paylaşılmadığı sürece istenebilir. Çünkü, koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Tereke tespiti davaları delil tespiti niteliğinde olup, istihkak davası niteliğinde değildir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir....
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2022 NUMARASI : 2019/68 TEREKE 2022/9 KARAR DAVA KONUSU : Tereke KARAR : İstanbul 18....
Mahkemece, müteveffaya mal varlığı tespit edilip menkul taşınır ve taşınmaz malvarlığına ilişkin defter tutularak terekenin tespit edildiği anlaşıldığından terekenin kapatılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Talep; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 589-591. maddesine dayalı terekenin tedbir niteliğindeki tespiti ve defterinin tutulması isteğine ilişkindir. Sulh Hâkiminin terekenin tespiti ve tereke unsurlarının deftere geçirilmesine ilişkin kararları, terekenin korunması önlemleri kapsamında tedbir niteliğinde olup, temyizi kabil kararlardan değildir. Bu sebeple davalı vekilinin temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle REDDİNE, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tereke dosyasının halen derdest olduğunu, buğday ürün bedelinin terekeye dahil edilip edilmemesi kararı verilmesi halinde bu tespit kararının belirli olacağını, buna göre hukuki işlem yapılabileceğini, davanın ancak tereke temsilcisi tarafından açılabileceğini, davalı müvekkilinin de çiftçilik yaptığını, davalının masraflarını kendisi karşılayarak buğday ekimi yaptığını, bu işlemlerin müteveffa ve tereke ile bir ilgisinin bulunmadığını, buğday ekiminin davalının şahsi eylemi olup terekeye dahil edilecek bir bedel de bulunmadığını belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi, istem üzerine veya res'en tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır. Bu önlemler özellikle kanunda belirtilen hallerde terekede bulunan mal ve hakların yazımına, terekenin mühürlenmesine, terekenin resmen yönetilmesine ve varsa vasiyetnamelerin açılmasına ilişkindir (TMK.nun 589/1- 2 maddesi). Koruma önlemi olarak terekenin tespiti işleminin maddi hukuk bakımından haklara ve borçlara bir etkisi bulunmamaktadır. Bu işlem, tespiti yapılan malvarlığı unsurlarının terekeye ait olduğu, tespit edilmeyenlerin de terekeye ait olmadığına delil teşkil etmez. Mirasçıların, tespit olunanlara "onay" vermeleri veya benimsemeleri, onları tespiti yapılmamış olan borçlara ilişkin sorumluluktan kurtarmayacağı gibi, tespit edilmemiş olan tereke alacakları için de talepte bulunamayacakları anlamına gelmez....