Somut olayda ise; kazandırma dışı (temlik dışı) tereke araştırılmamıştır. Oysa tenkis davalarında tereke mevcudunun (temlik içi - temlik dışı) mahkemece resen araştırılması zorunludur. Zira mirasbırakan adına olan tereke mevcudunun mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle değerinin tesbiti; gerek sabit tenkis oranının hesaplanması, gerekse ihlal edilen mahfuz hissenin belirlenmesi için zorunludur. Bu sebeple, tereke mevcudu belirlenmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Maddedeki terekenin tespiti talebi, mirasçılar tarafından tespit edilmiş ve var olan ancak koruma altına alınmadığı ve tespiti yaptırılmadığı takdirde terekeden ayrılma ve kaybolma ihtimali bulunan tereke mallarının tespiti isteminden ibarettir. Mirasçılar tarafından tespit edilememiş mal varlığının mahkemece tespiti istemi TMK 589 ve devamı maddeleri ile bağdaşmamaktadır. Bu sebeple mahkemece davacının talebinin reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamakla, davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların ayrı ayrı reddine, Şile İlçesi Karacaköy Köyü ... ada ... parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağında belirtildiği şekilde tespit gibi Hazine adına tapu siciline kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların davacılar tarafından kullanılmadığı, taşınmazın fiilen davalı ...'in kullanımında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşif, uygulama ve beyanlara göre taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı tam olarak belirlenmemiş, taşınmazların ortak miras bırakandan kalması durumunda tereke taksim edilmediği sürece, mirasçılardan biri ya da bir kaçı tarafından sürdürülen fiili kullanımın, tereke adına olduğu üzerinde durulmamıştır....
TMK'nın 605/2 maddesi gereğince "ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Anılan TMK'nın 610/2 maddesindeki durumun mevcut olduğu beyan ve iddia olunmadığına göre muris ...'...
"İçtihat Metni"Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2008 gününde verilen dilekçe ile tereke mallarının korunması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tereke mallarının korunması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, muris ... adına borçlandırma yapıldığını, davalıların mirası reddettiğini belirterek kamu zararının doğmaması için tereke mallarının korunması konusunda gerekli önlemlerin alınmasını talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....
Tereke mallarının değerinin tespit edilmesi gerekli değildir, şayet bir değerlendirme yapılmış ise böyle bir değerlendirmenin maddi hukuk açısından bir sonucu yoktur, ilgilileri bağlamaz....
yaptığını belirtmiş ise de bu paylaşımın kullanıma ilişkin olduğunu ifade ettiği ancak kadastro tespit tutanağında muhtar olarak imzası bulunan ...ile anılan tanığın aynı kişiler olup olmadığının netleştirilmediği, aynı kişi olduğunun tespiti h...nde ise taşınmazın kadastro tespiti sonrasında yapılan itiraz üzerine hangi sebeplerle davalılar adına taşınmazın tespit edildiği hususun sorulmadığı anlaşılmaktadır. 4....
Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.03.2011 gün ve 61/131 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı ve tereke temsilcisi vekili ile müdahil davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tereke temsilcisi Süleyman Kabak, davalı Hazine adına tespit edilen 213 ada 43 parsel kapsamında kalan 480 m2 yüzölçümlü yeri 1984 yılında Davulga Belediyesi’nden satın ve devraldığını, tespit tarihine kadar koşullarına uygun olarak tasarruf edildiğini, aynı ada 36 parselin ise, miras bırakan ...’tan kaldığını 40-50 yıldan fazla süre ile miras bırakan ve mirasçıları tarafından kullanıldığını açıklayarak 213 ada 43 parsel kapsamındaki 480 m2 yerin tapu kaydının iptaliyle vekil edeni adına, 213 ada 36 parselin tapu kaydının iptaliyle veraset belgesindeki payları oranında ... mirasçıları adına tapuya tescilini karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2011 gününde verilen dilekçe ile terekenin tasfiyesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; tereke tasfiye işleminin kapatılmasına dair verilen 26.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, terekenin tasfiyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, tereke tasfiye işleminin kapatılmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından tereke temsilcisinin işlemlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Miras ortaklığı temsilcisi (TMK m. 640) özel kayyım niteliğindedir. TMK'nin 431. maddesi uyarınca vasi tayinindeki usul kayyım (Mümessil) için de uygulanır....
TMK'nın 605/2 maddesi gereğince "ölümü tarihinde murisin ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Somut olaya gelince; davalı alacaklı, davacının murisi ...'...