"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada ... 1. Sulh Hukuk ile ... 1. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, muris ...'in açık adresinin belli olmadığı, ancak dört aydan beri ...-......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tereke hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk ile ... 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Yasasının 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümleri yer almaktadır. Yerleşim yerinin tespit edilemediği hallerde, karine olarak nüfusa kayıtlı olunan yer de yerleşim yeri olarak kabul edilir. Dosya kapsamından, ... Dinlenme ve Bakımevinde kalmakta iken vefat eden ...'nun başka yerleşim yeri bulunmadığı anlaşılmakla, yetkili mahkeme ... 4....
yönünde talepte bulunulmuş ise de, davacı mirasçı tarafından terekeye mirasçı T3'in atanmasının kabul edilmediği, taraflar arasında tereke temsilcisi atanması hususunda anlaşma olmadığından Denizli Baro Başkanlığına müzekkere yazılarak bir tereke temsilcisinin bildirilmesinin istenildiği, Denizli Barosu tarafından T6 tereke temsilcisi olarak bildirildiği, temsilciye usulüne uygun tebligat yapıldığı, temsilcinin mahkeme huzurunda alınan beyanında söz konusu dosyada terekeyi temsil etmeyi kabul ettiğini beyan ettiği, tereke temsilcisi tarafından uygun bir ücret talep edildiği, terekede bulunan mal varlığı gözönüne alınarak tereke temsilcisine aylık 4.000,00....
nin beyanları doğrultusunda, muvazaa iddiasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi uyarınca ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davada tereke temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2. Dava sırasında mirasbırakan ... terekesine atanan tereke temsilcisinin davayı takip ettiği, tereke temsilcisinin atanmasıyla tereke ortaklarının terekeyi temsil ve davayı takip yetkilerinin ortadan kalktığı, böylelikle mirasçıların istinaf yoluna başvuru hakkının da tereke temsilcisine geçtiği gerekçesiyle 6100 sayılı Kanun'un 352 nci maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine, 11.11.2022 tarihli tashih şerhi ile temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili ve tereke temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1....
Taraflar arasındaki kadastro tespiti sırasında yol olarak tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ıncı maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona ermekte ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçmektedir....
Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş terekeye ait olduğu bildirilen mal varlığı unsurlarını tespit edip deftere geçirmek, bunlardan muhafazası mümkün olmayanlar varsa satıp paraya çevrilmesini sağlamak ve menkuller için de para, döviz vb. varsa bunları tereke malvarlığı olarak bankaya yatırmak; altın vb. ziynet eşyaları varsa bunları tereke mahkemesi kasasına alıp kaydetmek; diğer eşyaları ise ilgilisine veya üçüncü bir kişiye yediemin sıfatıyla teslim etmek ve böylece tespit edilen eşyaları kararda göstermekten ibarettir. Davacı vekili terekenin tespiti yanında TMK'nın 640. maddesi uyarınca 04.08.2012 tarihinde vefat eden muris ...'un miras şirketine temsilci atanmasını istemiştir. Mahkemece, davacı vekilinin terekeye temsilci tayin edilmesi istemine dair 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesi gereğince bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekili ve davalı mirasçılardan ...'...
Hukuk Dairesinin 22.06.2015 tarih ve 2014/21663 Esas 2015/8784 Karar sayılı ilamı ile " Uyuşmazlığın niteliğinin tam olarak tespit edilmediğini, davanın tereke adına mı yoksa miras payına yönelik mi açıldığı hususunda tereddüt oluştuğunu, Mahkemece davacılardan (tereke temsilcisi) uyuşmazlık konusu taşınmazlara yönelik taleplerinin tereke adına mı yoksa miras paylarına yönelik mi olduğunun açıklattırılması ayrıca dava konusu taşınmazlardan 125 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yargılama sırasında satış ile davalı ... oğlu ...’ya geçtiği dikkate alındığında davacı tarafa davayı yeni malike karşı tapu iptal ve tescil davası olarak mı yoksa önceki malike karşı tazminat davası olarak mı yöneltecekleri hususunun da açıklattırılması gerektiği belirtilerek..." tenkise yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur. C....
Şayet miras ortaklığı mirasın paylaştırılması veya başka bir suretle sona erdirilmişse, bu durumda tereke temsilcisi atanması olanaklı değildir. Ancak mirasçılar tam paylaştırma değil de, kısmi paylaştırma yoluna gitmiş olsalar bile kuşkusuz böyle bir kısmi paylaştırma durumunun varlığı, miras ortaklığını sona erdirmeyeceğinden paylaşılmayan kısımda miras ortaklığı devam edeceği için, o kısmın idaresi bakımından tereke temsilcisi atanması olanaklıdır. Nitekim bir kararında Yargıtay da, mirasçıların terekenin değerlerinin bir kısmını paylaşmaları durumunda, paylaşılmayan kısım için tereke temsilcisi atanmasının olanaklı olduğunu içtihat etmiştir Tereke temsilcisi atanması bakımından şekli şartların sonuncusu, tereke temsilcisine ilişkin ihtiyacın başka şekillerde karşılanmamış olmasıdır. Gerçekten de tereke temsilcisinin atanmasıyla birlikte, mirasçılar vasıtasıyla terekenin idaresiyle ilgili olarak ortaya çıkan yetersizlik ortadan kaldırılmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tereke Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Türk Medeni Kanununun 589.maddesi ve devamına dayalı terekenin tespit ve korunmasına ilişkin tespitler, tedbir niteliğinde olup, tereke mallarının teslimine karar verilmesinin sonuca etkili olmamasına ve kararın da temyizinin mümkün bulunmamasına göre temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi.03.03.2011 (Prş.)...
Sayılı dosyasından tereke tespit davası açılmış olması nedeni ile ödeme emri gönderilemediğini, Söz konusu tereke tespit davası devam ederken bir kısım mirasçılar mirası reddetmişse de aleyhine ihtiyati haciz istenen mirasçı ... yasal süre içerisinde mirası reddetmemiş olmakla, müteveffa müteselsil kefil ... ' ın terekesinin tek yasal mirasçısı durumunda olduğunu, söz konusu tereke tespit davasından verilen gerekçeli karar ile işbu husus sabit hale geldiğini, borçlu tarafça yapılan tüm itirazların reddine karar verilmesini yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "... ihtiyati haczin kanuna uygun olduğu kanaatiyle ihtiyati hacze itirazların reddine karar vermek gerekmiştir....