New York Anlaşması'na göre (m.IV) Türk Mahkemelerinde tenfiz davası açan davacının dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye 1- Hakem kararının onaylanmış aslını veya aslına uygunluğu onaylanmış bir suretini, 2- Hakem kararının dayandığı tahkim şartı veya sözleşmenin usulüne uygun aslını veya asla uygunluğu onaylanmış bir suretini, 3- Şayet karar ve tahkim şartı ya da sözleşmesi tenfiz ülkesinin resmi dilinde değilse hakem kararı ile tahkim sözleşmesi veya şartının usulüne uygun ve onaylı tercümelerini ibraz etmek zorunda olup, iş bu belgelerin dosyaya ibrazı için davacı vekiline yargılama aşamasında süre verilmiş ancak belgeler tamamlanmamıştır. Yüksek Yargıtay'ın yerleşik uygulaması gereği dava dilekçesine eklenmesi gereken belgeler tenfiz şartı olarak kabul edilmiş olup, somut olayda anılan belgelerin noksansız olarak ibraz edilmemesi nedeni ile tenfiz şartı yokluğundan davanın usulden reddine..." gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Yabancı mahkeme kararının tanınması istemli davada, karşı taraf ancak tenfiz şartlarının mevcut olmadığı öne sürerek isteğe karşı koyabilir (MÖHUK m. 55/2). 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un tenfiz kararı verilebilmesinin koşullarının düzenleyen 54. maddesinin (ç) bendi gereğince; “o yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesinde itiraz etmemiş olması” şarttır. Bu koşul, yabancı mahkeme ilamının tanınma sında da aranır (5718 s. MÖHUK. m.58)....
Dava, tanıma ve tenfiz istemine ilişkindir. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Kanunu'nda kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır....
Gerçekten de, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 Sayılı Kanun’un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı)....
Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı). Zira aksinin kabulü, aynı davanın ... mahkemesinde tekrar görülmesi ve yeni bir Türk mahkemesi kararının ortaya çıkması sonucunu doğurur. Ancak örneğin ... hukukunun vazgeçilmez kabul ettiği temel prensiplerini ihlal eden veya milletler arası alanda geçerli olan ortak ilkelere aykırı bulunan yabancı mahkeme kararları tenfiz edilemez. Tenfiz hakimi takdir hakkını kullanırken, her somut olayın kendine mahsus özelliklerini de dikkate almalıdır. O halde dava konusu uyuşmazlık yönünden de somut olayın özelliklerine göre bir inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır. Burada ilk olarak yabancı mahkemece davalının savunma hakkının ihlal edilip edilmediğinin incelenmesi gereklidir....
Bu durumda Türk Mahkemesi tarafından yabancı mahkeme kararının 5.736,29 Euro avukatlık ücreti ve 645,33 Euro yargılama gideri yönünden kısmen tenfizine karar verilip Türk kamu düzenine aykırı olan sair yönden tenfiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği görüşündeyim. Bu itibarla yerel mahkeme kararını işin esası yönünden doğru bulan ve onanmasını uygun gören saygıdeğer çoğunluğun bu görüşüne muhalifim. Ancak saygıdeğer çoğunluğun tenfiz kararının yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin bölümlerdeki düzeltmelerine ben de katılmaktayım. 18.11.2019...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/231 Esas KARAR NO : 2022/142 DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 05/04/2021 KARAR TARİHİ : 24/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından davacı aleyhine -----ayıba dayalı bir alacak davası açıldığını, ancak bu davanın reddedildiğini ve kesinleştiğini, Davalının kesin hükme rağmen aynı teslim tarihli mallara yönelik ayıp iddiası ile ---açtığını,---- davanın MÖHUK m.54 tenfiz şartlarını taşıdığını, Tenfiz talebine konu ilamın süresi içerisinde usulüne uygun şekilde ileri sürülmüş bir ayıp ihbarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddi kararı verildiğini, işbu ilamın kamu düzenine aykırılık teşkil etmediğini iddia etmek suretiyle,----- sayılı ---- tespit kararının tanınması ve tenfizi, iddia ve talep etmiştir....
Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde: Dava, tanıma tenfiz talebine ilişkindir. Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş ve yetkili mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürmüştür. 5718 sayılı MÖHUK'un 51/1 hükmü ''(1)Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.'' şeklindedir. Davanın mahiyeti nazara alındığında Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu değerlendirilmiştir. 5718 sayılı MÖHUK'un 51/2 hükmü ''Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.'' şeklindedir. Davalının cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu adres ''...'' adresidir. Dava 30/07/2019 tarihinde açılmıştır....
İstinaf Sebepleri Davalı vekili; davacının asıl boşanma davasının ıslah ile tanıma tenfiz davasına dönüştürülmesinin usulsüz olduğunu, kendi boşanma davalarının bu iş bu dosyadan tefrikinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili; erkeğin tanıma-tenfiz davasının kabulü ile kendi boşanma davasının tefrikine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz ... ile ... aralarındaki tanıma ve tenfiz davasının reddine dair ... 15. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen mallar nedeniyle anlaşma yapılan ... Eyalet Mahkemesi tarafından verilen ... nolu hükmün tanıma ve tenfizini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir. Mahkemece, dilekçeler aşaması tamamlanmadan ve öninceleme aşamasına geçilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme ile, kesin süre içinde kesinleşme şerhli mahkeme kararının sunulmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....