Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sözleşme hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmiş olmasına bağlı olduğundan, davalı şirkete usulune uygun tebliğ edilmeyen dava dilekçesi ve ekindeki belgelerden de aksi kanıtlanamayan davanın davalı şirketin savunma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle reddi gerektiğini beyanla, anılan kararın tenfiz şartlarını taşımadığından davacının tenfiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Hollanda ile Türkiye arasında yabancı mahkeme kararının tenfizine yönelik bir anlaşma bulunmasa da Hollanda mevzuatında yabancı mahkeme kararlarının tenfizine yönelik hüküm bulunduğu, tenfiz şartlarının Türk hukukuna benzer olarak düzenlendiği, tenfiz için zorunlu karşılıklılık koşulunun gerçekleştiği, dava dilekçesi ve duruşma gününün davalılara 04.02.2017 ve 31.01.2017 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın yapıldığına dair bildirimin mahkemeye duruşma tarihi olan 28.03.2017 ve 30.03.2017 tarihlerinde ulaştığı, davalıların yokluğunda yapılan 28.03.2017 tarihli duruşmanın 14.04.2017 tarihine ertelendiği ve tenfize konu kararın da bu tarihte verildiği, dava dilekçesinin davalıların savunma hazırlamasını mümkün kılacak makul bir süre önce davalılara tebliğ edilmiş olup, mahkemece davalıların yokluğunda karar verilmiş olmasının savunma haklarının kısıtlanmış olduğu şekilde değerlendirilemeyeceği,...

      vurgulanmalıdır ki, tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur....

        Dilekçede aşağıdaki hususlar yer alar; a) Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri. b) Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilamın tarih ve numarası ve hükmün özeti. c) Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu, MADDE 53- Tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir. a)Yabanca mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi. b) İlamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi. MADDE 56- Mahkemece ilamın kısmen veya tamamen tenfizine veya istemin reddine karar verilebilir. Bu karar yabancı mahkeme ilamının altına yazılır ve hakim tarafından mühürlenip imzalanır....

        Tanıma ve tenfiz davalarında; Tanıma davası, yabancı bir mahkemeden bir hukuk davasına ilişkin olarak verilen ve verildiği mahkemenin tabi olduğu hukuk sistemi uyarınca kesinleşmiş olan mahkeme kararlarının Türkiye'de de kesin delil ve kesin hüküm teşkil etmesini sağlamaya yönelik davalardır. Tenfiz davası ise; icra kabiliyetine sahip olan mahkeme kararlarının Türkiye'de de icra edilebilirliğini sağlamaya yönelik davalardır. Diğer bir deyişle tanıma davaları; yalnızca kesin delil ve kesin hüküm niteliği kazandıran davalar olup icra kabiliyeti kazandırma gücüne sahip değildir. Oysa tenfiz davaları; tanıma davalarının sağladığı etkilerin yanı sıra icra kabiliyetine de yol açar. Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'da kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez....

        Tenfiz için aranan şartlardan biri, Türk kamu düzeninin müdahalesi ile ilgilidir. 5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesine göre, yabancı bir mahkeme ilamının tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme ilamının Türk Kamu düzeninin müdahalesini gerektirebilecek bir "hüküm" taşımaması şarttır. Burada yabancı mahkeme ilamının tenfizinin reddini temin edebilecek tek imkân yabancı mahkeme "hükmünün ya da hüküm fıkralarının" Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmasıdır. Önemle vurgulanmalıdır ki, tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakiminin ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi de söz konusu olamaz....

        Kabule göre de; davacı vekili dava dilekçesinde tenfiz dışında tahsil ve faize ilişkin başkaca taleplerde bulunmuş, mahkemece davacının tenfiz talebinin kabulüne karar verilmekle yetinilmiştir. Davacının tenfiz talebi dışındaki, tahsile ve faize ilişkin diğer taleplerinin Yargıtay uygulamalarına göre tenfiz davasına konu edilemeyeceği, tenfiz davasında ancak, davaya konu edilen kararın tenfizine karar verilmesinin istenebileceği tartışmasızdır. (Bkz Yargıtay 11. Huuk Dairesi'nin 11.04.2014 tarih, 2013/2083 Esas, 2014/7207 Karar sayılı kararı) Ancak 6100 sayılı HMK'nın 297/2....

        Sonuç olarak somut olayda resen incelenecek hususlarda tenfiz engeli bulunmadığı; hakem kararının özel hukuka ilişkin tahkim sözleşmesine konu olabilecek bir uyuşmazlık olduğu, kararın kamu düzenine aykırı bir yönünün ve savunma hakkının kısıtlandığına dair bir delilin bulunmadığı, taraflarca ispatı gereken hususlarda davalı tarafça tenfiz engeli bulunduğuna yönelik bir delil sunulamadığı anlaşılmaktadır....

          İnşaat'ın taraf olmadığı bir tahkim anlaşmasına göre alınmış hakem kararının, tenfiz edilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple hakem kararının tenfizi talebinin 5718 sayılı MÖHUK m. 62/a ve New York Konvansiyonu m....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece teminat yatırılması koşuluyla ihtiyati haciz kararı verildiğini, itirazların ise reddedildiğini, kararın kaldırılması gerektiğini, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257 sayılan şartların gerçekleşmesinin gerektiğinin tartışmasız olduğunu, sadece vadesi gelmiş para borcu hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceğinin hüküm altına alındığını, taraflar arasında görülmekte olan tanıma/tenfiz davasının bulunduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini, 5718 sayılı MÖHUK Kanunu 59.maddesinde yabancı ilamın kesin hüküm veya kesin delil etkisinin mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceğine ilişkin olduğunu, kesinleşmemiş tenfiz kararlarının icra edilebilir nitelikte olmadığını, emsal Yargıtay kararları gereğince tenfiz kararı kesinleşmeden alacağın vadesinin geldiğinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını ve ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinin hükme...

              UYAP Entegrasyonu