Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun m.50). Bundan ayrı yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz koşullarını taşıdığının mahkemece tespiti gerekir (5718 s. MÖHUK. m.58). Tenfiz kararı sadece yenilik doğurucu (usuli) bir hükümdür. Türk Hukukuna göre, yabancı bir mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme hükmünün verildiği ülke hukukuna göre kesin ve icra edilebilir olması şarttır. Ancak, yabancı mahkeme hükmü Türkiye’de icra edilebilirlik gücüne sadece ve münhasıran Türk Hukukuna göre verilen bir tenfiz kararıyla sahip olabilir....
Dairemiz Kararı Dairemizin 24.01.2019 tarih, 2017/4852 E. ve 2019/698 K. sayılı kararı ile 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 54 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereği Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk Mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması gerektiği, Mahkemece, 03.11.2016 tarihli ve 111618 sayılı Bakanlık yazısına göre Hollanda Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında kararın tenfizini mümkün kılan karşılılık esasını düzenleyen bir anlaşma veya fiili bir durum bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Bakanlıktan gelen cevabi yazıda yabancı mahkeme kararının bir antlaşma kapsamında olmadığı durumlarda, tenfiz davasının Hollanda mahkemelerinin önünde taraf teşkili yapılarak serbestçe değerlendirileceğinin belirtildiği, tanıma ve tenfiz konusunda...
DAVA : Tanıma Ve Tenfiz DAVA TARİHİ : 11/01/2023 KARAR TARİHİ : 05/04/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2023 DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı kurumun 12/08/2007 tarihinde Mevduat Sigortası Kanunun Azerbaycan Cumhuriyet Parlamentosu tarafından kabu edilmesinin arından kurulmuş olup tıpkı Türkiye'de faaliyet gösteren TMSF gibi bireyler tarafından yatırılan paranın kaybedilme riskini azaltmayı ve finans ve bankacılık sisteminin sürdürülebilirliğini ve gelişimini sağlamayı hedeflediğini, kendisine kanunla verilen görevleri icra etmekte olup, bu görevlerden birinin de mahkemelerce iflasına karar verilen ticari bankaların tasfiye sürecini yürütmek olduğunu, bu kapsamda tenfiz istemine konu davanın davacısı ticari banka tasfiye halinde ... ASC'nin tasfiye memurluğunu yürütmekte olduğunu, tenfiz istemine konu kararın davacısı ..., davalısı ise ...'ın sözleşmesel ilişki içinde olduğu ...Enformasyon Tekn. Ltd. Şti. olduğunu, ancak ...Enformasyon Tekn. Ltd. Şti.'...
Henüz tenfiz edilmemiş ve tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığı yargılama neticesinde anlaşılacak olan yabancı bir mahkeme veya hakem kararına istinaden tenfiz davasının başında, tenfize konu kararda hükme bağlanan alacağın ‘vadesi gelmiş bir alacak’ olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Buna karşılık yabancı mahkeme veya hakem kararının tenfizini isteyen alacaklı, tenfize konu karardan başka diğer delillerle veya İİK m. 257/f.2’deki şartların mevcudiyetini ortaya koyarak her zaman ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.Somut olayda, davacı sadece henüz tanıma ve tenfizine karar verilmemiş bir yabancı mahkeme kararına dayanmış olup, bu şekilde yabancı mahkeme kararı tek başına vadesi gelmiş bir para borcunu yaklaşık olarak ispatlamaya elverişli değildir. Dosyada istinaf incelemesinin yapıldığı tarih itibariyle yabancı mahkeme kararına konu alacağın yaklaşık ispatına ilişkin bir belge veya delile de rastlanmamıştır....
Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı Kanunun 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı)....
Gerçekten de, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 5718 sayılı Kanun'un 54/c maddesi uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Kanunda kamu düzeni kavramının zamana ve yere göre değişebilen niteliği gereği bir tanımlama yapılmaktan kaçınılmış ve konunun hakimin takdirine bırakılması tercih edilmiş, ancak kamu düzenine aykırılığın “açıkça” olmasının aranmasıyla bu konuda takdir hakkı bulunan hakime bir sınırlama getirilmek istenmiştir. Bu düzenleme, Türk tenfiz hukukunda, kamu düzeni kavramının izin verdiği ölçüde, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi lehine bir eğilimin bulunduğunu göstermektedir. Doktrinde de bu konuda hakime yardımcı olması bakımından bazı kriterler verilmiştir. Buna göre örneğin Türk tenfiz hakimi “kural olarak” yabancı mahkeme kararının doğruluğunu inceleyemez (revision au fond yasağı)....
koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılmadığını, tanıma ve tenfiz koşulları bulunmamasına rağmen Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, tenfiz istemine konu yabancı Mahkeme kararının müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmaksızın müvekkilinin yokluğunda verildiğini ve kararın Türk kamu düzenine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davacının soyut beyanlarına göre inceleme yapılmadan karar verildiğini, tebligatların Türkiye ile Gürcistan arasındaki anlaşmalara aykırı olduğunu, bahse konu Mahkeme kararı ile adil yargılanma hakkının açıkça ihlal edildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO :2020/568 KARAR NO:2022/540 DAVA:Tenfiz DAVA TARİHİ:17/06/2016 KARAR TARİHİ:22/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ... 2....
Bu açıklamalara göre davacı vekilinin Türk Hukukunun uygulanması gerektiğine yönelik itirazlarının muhatabı merci Türk Mahkemeleri değildir. 2-Davacı tarafın istinaf sebepleri arasında, tanıma/tenfiz yapılmaksızın kesin hüküm değerlendirmesinin yapılmasının mümkün olmadığı bulunmaktadır. Bu kapsamda tanıma ve tenfiz hakkında açıklama yapılması gerekmektedir. Tanıma, MÖHUK'un 58. maddesinde; tenfiz ise 50. maddesinde tanımlanıp açıklanmıştır. Tanıma; yabancı mahkeme kararlarının kesin hüküm kuvvetinin diğer ülkelerde kabul edilmesidir. Bu şekilde bir ülkede alınan mahkeme kararı, ülkedeki etkisini bir başka ülkede de gösterebilecektir....
MÖHUK’da kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Aksi hâlin kabulü, tenfiz hâkimini, üst mahkeme görevini kendinde bulması şeklindeki bir sonuca götürecektir. Tanıma ve tenfiz talebine konu yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığının tespiti, esas itibariyle hâkimin takdirine bırakılmıştır. Ancak hâkim, takdir yetkisini kullanırken milletlerarası özel hukukun varlık sebebini ve bu hukukun genel prensiplerini dikkate almak durumundadır. Bu itibarla tenfiz hâkimi, sırf Türk hukukundakinden farklı maddi ve usul kuralları uygulanarak verildiği için yabancı bir kararı kamu düzenine aykırı sayıp tenfizini ret edemez....