Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e temlik edildiği belirlenmiştir. Söz konusu 11.05.2010 tarihli temliknamenin konu bölümünde, temlik eden bankanın,.. İcra Müdürlüğü'nün 2008/8144 esas sayılı dosyasına konu alacağının, temliknamede yer alan kayıt ve şartlarla, toplam 3.000.000,00 USD'lik kısmını ve bu alacağın teminatını teşkil eden ipoteği devir ve temlik ettiği ve yine “açıklamalar” kısmında da temlik alan ...'in, 3.000.000,00 USD ile sınırlı olmak kaydı ile takip dosyasında tek başına tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğunun belirtildiği görülmüştür. 11.05.2010 tarihli temliknamede, temlik tarihi itibari ile alacak 3.000.000,00 USD ile sınırlı olarak temlik edildiğinden, dosya borcunun hesabında, 3.000.000,00 USD'lik kısım için varsa temlik tarihinden sonraki ödemelerin dikkate alınması ve faizin de, faize faiz yürütülmesine yol açmayacak biçimde temlik tarihinden itibaren hesap edilmesi gerekmektedir....

    Şahsi hak, üçüncü kişiye temlik edilmişse ve koşulları bulunmaktaysa, üçüncü kişi kazandığı şahsi hakka dayanarak arsa sahibini bir şey vermeye veya yapmaya zorlayabilir. Belirtmek gerekir ki, temlik alanın ifa talebine muhatap olan borçlu (arsa sahibi) bu talebe hemen uymak zorunda değildir. Devralan ... alacaklı (üçüncü kişi) temlik işlemini ve kendisinin ... alacaklı sıfatını ispat etmiş olsa bile, borçlunun (arsa sahibi) ona karşı bir takım itiraz ve defilerde bulunmak imkanına bulunmaktadır. Gerçekten, BK.m.167’ye göre “Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir”. Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik işlemi olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defiler ... alacaklıya (temlik ... üçüncü kişiye) karşı da ileri sürülebilir hale gelir....

      Bu durumda temlik eden şirketin iflas edip etmediği, iflas etmiş ise temlik tarihi olan 20/02/2012 tarihi itibarıyla temlik veren şirket yetkilisi Sabahat Birsin'in temlik yetkisinin bulunup bulunmadığının araştırılmaması doğru değildir. 2-Davanın dayanağı 20/02/2012 tarihli temliknamedir. Temlik alan davacı temlik tarihinde dava dışı temlik veren .... davalıdan dava konusu miktar kadar alacaklı olduğunu ispatla yükümlüdür. Bilirkişi rapor ve ek raporlarına, davalının ticari defterler ve kayıtlarına göre davalı yan 31/12/1999 tarihi itibarıyla temlik veren şirkete 230,71 Euro borçlu gözükmektedir.Davalının bu miktardan daha fazla borçlu olduğunun usulüne uygun delillerle ispatlanması gerekir. Bilirkişi raporunda belirttiği üzere davalı ve temlik eden arasında düzenlenen protokolün 10. maddesinde öngörülen müşteri listesi ibraz edilememiştir....

        AŞ.ne temlik edildiği belirtilmiştir. Alacak temlik edildikten sonra, temlik edilen alacak karşılığında ... AŞ.nden mal alınması alacağın temliki işleminin hukuki niteliğini değiştirir bir işlem olarak kabul edilemez. ... AŞ. 20.04.2000 tarihli ... AŞ.ne gönderdiği yazıda da alacağını ... San.Tic. AŞ.ne temlik ettiğini, temlik işlemlerini yürütmeye ve imzalamaya ... San.Tic. AŞ.nin yetkili olduğunu, bu temliknamenin damga vergisinin makbuz karşılığı ödenmek üzere temlik bedelinin içinden düşüleceğini belirttiğine göre ... AŞ. alacağını temlik etmesi nedeniyle temlik konusu alacak yönünden davacı olma hakkı ortadan kalkmıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R Dava, temlik alacağına ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yüklenici (temlik eden) ile davalı arasındaki sözleşmenin 24.1.5.maddesi ile temlik yasağı kabul edilmiş ise de, temlik edilen alacağın bu yasağa rağmen bir kısmı ödenmiş olduğundan temlike borçlunun onay verdiği, bu nedenle temlikin geçerlilik kazandığı kabul edileceğinden temlik yasağına dayanılamaz. Ancak BK.nun 167/1.maddesi gereğince borçlu temlik edene karşı ileri sürebileceği defileri temellük edene karşı da ileri sürebilir....

            İflas İdare Memurları a)... b)... c)... birleşen dosyalar davalıları 1- ...A.Ş. vek.Av. ... 2- Temlik Alan ... AŞ (temlik eden: ...A.Ş.) vek.Av.... 3-... A.Ş. vek.Av. ... 4- Davalı temlik Alan( Yeni unvanı) ... AŞ (temlik eden: ... A.Ş. ) arasında görülen dava hakkında ... (Kapatılan) 19. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 20/11/2013 gün ve 2011/52-2013/289 E.- K. sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 03/03/2016 gün ve 2015/6728-2016/3785 E.-K. sayılı ilamına karşı birleşen dosyalar davalıları ... A.Ş. vekili ile Temlik Alan ... AŞ (temlik eden: ... A.Ş.) vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan birleşen dosyalar davalıları ...A.Ş. vekili ile Temlik Alan ... AŞ (temlik eden: ......

              CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 24/12/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu “alacağın temliki” sözleşmesinin şekil şartlarına uymadığını muvazaa nedeniyle batıl olduğunu, davacının davada aktif ehliyetinin bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın dava konusu alacağı temlik aldığını beyan ettiğini, dava konusu temlikname incelendiğinde temlike konu alacağın borçlusunun “... Kimya San. Ve Tic. Ltd. Şti” olduğu belirtildiğini, davalı tarafın böyle bir unvanı olmadığını, davacı ile temlik eden arasında imzalanmış olan temlik sözleşmesinin içeriğinin doğru olmadığını, iş bu nedenle de geçerli bir temlik olmadığından davacının aktif ehliyetinin bulunmamakta olduğunu, temlik eden ile davalı arasında imzalanmış olan eser sözleşmesinde temlik yasağı bulunduğundan davalının temlik sözleşmesine dayalı olarak bir alacak talebinde bulunamaz olduğunu, davalı ile “......

                ye temlik ettiklerini beyan ederek temlik sözleşmesini ve temlik alan şirkete ait vekaletnamesini sunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre ... ... .... Mad. İşl. San. ve Tic. A.Ş. yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı ... ... .... Mad. İşl. San. ve Tic. A.Ş.'nin 26.07.2015 tarihli temlik sözleşmesi ile davadan kaynaklanan alacağını ... End. .... San. Tic. A.Ş.'ye devrettiği ve temlik sözleşmesi örneğini mahkemeye bildirdiği anlaşılmaktadır. Temliğin mahkemeye bildirilmesinden itibaren temlik edenin davada sıfatı kalmamıştır. Mahkemece temlik alanın davacı yerine geçtiği kabul edilerek temlik alan yararına karar verilmesi gerekirken aktif dava ehliyeti kalmayan temlik edenin ismi mahkeme kararında gösterilerek temlik eden yönünden karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

                  Mahkemece iş bu dosyamızda, davacı temlik alanın kesinleşen kararla 67.812,54 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; temlik nedeniyle borçlu olunan miktar temlik eden ile temlik alan arasında kesinlik arz etmektedir. Alacağın temlikinde, borçlu asıl alacaklıya borçlu olduğu miktar kadar temlik alana borçlu olduğu gibi, temlik eden alacaklının borçlu nezdinde doğmuş ya da doğacak bir alacağı bulunmadığı takdirde borçlunun temlik alan alacaklıya karşı bir sorumluluğu söz konusu değildir. Somut olayımızda, dava dışı yüklenicinin davalı idare nezdinde hakedişlerden dolayı 8.012,80 TL alacaklı olduğu, ancak bu alacağının da davalı idare tarafından yüklenicinin borcundan dolayı icra dosyasına yatırıldığı, yüklenicinin başkaca bir alacağı olmadığı anlaşıldığından idarenin sorumluluğuna gidilmesi doğru olmamıştır....

                    Hukuki niteliği açısından alacağın temliki, temlik eden alacaklı ile temellük eden şahıs arasında yapılan bir sözleşmeye dayanılarak meydana gelen kazandırıcı bir tasarruf işlemidir. Temlik işlemi, belirli alacağı, temlik edenin malvarlığından çıkarıp, temellük edenin malvarlığına geçirir. Alacaklının tek taraflı bir hukuki muamelesi değil, temlik alanla yaptığı bir sözleşmedir. Alacağın devri ile birlikte, alacaklı değişir, alacak hakkı devralana (3. kişiye) geçer. Devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde tasarruf etme yetkisi kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer....

                      UYAP Entegrasyonu