AŞ.ne temlik edildiği belirtilmiştir. Alacak temlik edildikten sonra, temlik edilen alacak karşılığında ... AŞ.nden mal alınması alacağın temliki işleminin hukuki niteliğini değiştirir bir işlem olarak kabul edilemez. ... AŞ. 20.04.2000 tarihli ... AŞ.ne gönderdiği yazıda da alacağını ... San.Tic. AŞ.ne temlik ettiğini, temlik işlemlerini yürütmeye ve imzalamaya ... San.Tic. AŞ.nin yetkili olduğunu, bu temliknamenin damga vergisinin makbuz karşılığı ödenmek üzere temlik bedelinin içinden düşüleceğini belirttiğine göre ... AŞ. alacağını temlik etmesi nedeniyle temlik konusu alacak yönünden davacı olma hakkı ortadan kalkmıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçeyle davanın kabulünde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 24/12/2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; davaya konu “alacağın temliki” sözleşmesinin şekil şartlarına uymadığını muvazaa nedeniyle batıl olduğunu, davacının davada aktif ehliyetinin bulunmamakta olduğunu, davacı tarafın dava konusu alacağı temlik aldığını beyan ettiğini, dava konusu temlikname incelendiğinde temlike konu alacağın borçlusunun “... Kimya San. Ve Tic. Ltd. Şti” olduğu belirtildiğini, davalı tarafın böyle bir unvanı olmadığını, davacı ile temlik eden arasında imzalanmış olan temlik sözleşmesinin içeriğinin doğru olmadığını, iş bu nedenle de geçerli bir temlik olmadığından davacının aktif ehliyetinin bulunmamakta olduğunu, temlik eden ile davalı arasında imzalanmış olan eser sözleşmesinde temlik yasağı bulunduğundan davalının temlik sözleşmesine dayalı olarak bir alacak talebinde bulunamaz olduğunu, davalı ile “......
Mahkemece iş bu dosyamızda, davacı temlik alanın kesinleşen kararla 67.812,54 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; temlik nedeniyle borçlu olunan miktar temlik eden ile temlik alan arasında kesinlik arz etmektedir. Alacağın temlikinde, borçlu asıl alacaklıya borçlu olduğu miktar kadar temlik alana borçlu olduğu gibi, temlik eden alacaklının borçlu nezdinde doğmuş ya da doğacak bir alacağı bulunmadığı takdirde borçlunun temlik alan alacaklıya karşı bir sorumluluğu söz konusu değildir. Somut olayımızda, dava dışı yüklenicinin davalı idare nezdinde hakedişlerden dolayı 8.012,80 TL alacaklı olduğu, ancak bu alacağının da davalı idare tarafından yüklenicinin borcundan dolayı icra dosyasına yatırıldığı, yüklenicinin başkaca bir alacağı olmadığı anlaşıldığından idarenin sorumluluğuna gidilmesi doğru olmamıştır....
ye temlik ettiklerini beyan ederek temlik sözleşmesini ve temlik alan şirkete ait vekaletnamesini sunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre ... ... .... Mad. İşl. San. ve Tic. A.Ş. yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş,hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı ... ... .... Mad. İşl. San. ve Tic. A.Ş.'nin 26.07.2015 tarihli temlik sözleşmesi ile davadan kaynaklanan alacağını ... End. .... San. Tic. A.Ş.'ye devrettiği ve temlik sözleşmesi örneğini mahkemeye bildirdiği anlaşılmaktadır. Temliğin mahkemeye bildirilmesinden itibaren temlik edenin davada sıfatı kalmamıştır. Mahkemece temlik alanın davacı yerine geçtiği kabul edilerek temlik alan yararına karar verilmesi gerekirken aktif dava ehliyeti kalmayan temlik edenin ismi mahkeme kararında gösterilerek temlik eden yönünden karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Hukuki niteliği açısından alacağın temliki, temlik eden alacaklı ile temellük eden şahıs arasında yapılan bir sözleşmeye dayanılarak meydana gelen kazandırıcı bir tasarruf işlemidir. Temlik işlemi, belirli alacağı, temlik edenin malvarlığından çıkarıp, temellük edenin malvarlığına geçirir. Alacaklının tek taraflı bir hukuki muamelesi değil, temlik alanla yaptığı bir sözleşmedir. Alacağın devri ile birlikte, alacaklı değişir, alacak hakkı devralana (3. kişiye) geçer. Devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde tasarruf etme yetkisi kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer....
Hukuki niteliği açısından alacağın temliki, temlik eden alacaklı ile temellük eden şahıs arasında yapılan bir sözleşmeye dayanılarak meydana gelen kazandırıcı bir tasarruf işlemidir. Temlik işlemi, belirli alacağı, temlik edenin malvarlığından çıkarıp, temellük edenin malvarlığına geçirir. Alacaklının tek taraflı bir hukuki muamelesi değil, temlik alanla yaptığı bir sözleşmedir. Alacağın devri ile birlikte, alacaklı değişir, alacak hakkı devralana (3. kişiye) geçer. Devralan daha önce temlik edene ait olan alacak hakkını kesin olarak iktisap eder; bunun üzerinde tasarruf etme yetkisi kazanır. Temlik eden alacaklının da bu aşamadan sonra artık tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığından bu alacağa dayalı olarak herhangi bir hukuki işlem yapması mümkün değildir. Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan 3. kişi geçer....
-TL bedelle müvekkiline temlik edildiğini, ancak işlem yapmak üzere icra müdürlüğüne gidildiğinde 13.10.2011 tarihinde dosyaların icra dairelerinde davalı şirket vekilince kapatıldığı (kapalı-haricen tahsil) ve dosyadaki tüm hacizlerin kaldırıldığını öğrendiğini, yani temlik tarihinde ortadan kalkan ve bedelsiz olan dosyaların müvekkiline temlik edilmiş olduğunu ileri sürerek 63.000 TL temlik bedelinin 03.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek avans faizi (ticari faizi) ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
Temlik tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 183. maddesine göre, yasa, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça, alacaklı alacağını, borçlunun onayı aramaksızın, başka bir kimseye temlik edebilir. Aynı Kanun'un 188/1. maddesinde de, borçlunun temliki öğrendiği zaman temlik edene karşı sahip olduğu savunmaları temellük edene karşı da ileri sürebileceği düzenlenmiştir. Bu madde hükmünde de anlaşılacağı üzere bir alacağın devri borçlunun hukuksal durumunu ağırlaştırmamalıdır. Temlik zamanında temlik edenin alacağının davalıda bulunması gerekir. Kısaca davalının, temlik edene ödeyemeyeceği, başka anlatımla hakedişinden kesmesi gereken tutarları davacıya ödemesi beklenemez....
Fakat temlik alanın ifa talebine muhatap olan borçlu (arsa sahibi) bu talebe hemen uymak zorunda değildir. Devralan kimse temlik işlemini ve kendisinin yeni alacaklı sıfatını ispat etmiş olsa bile borçlu (arsa sahibi) ona karşı bir takım itiraz ve defilerde bulunmak imkanına sahiptir. Gerçekten BK m.167’ye göre “Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri,temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir “. Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defiler yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürülebilir hale gelir....
"İçtihat Metni"Temlik Eden davacı ... vekili avukat ... ile Temlik Alan Davacılar; 1-... vekili avukat ..., 2-... Turz. İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti. vekili avukat Şükrüye Sevin Çağlayan ile davalı ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında Marmaris 3. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30/03/2016 tarih ve 2015/364-2016/295 sayılı hükmün Temlik Eden davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşuldu. KARAR Dosyanın incelenmesinde; dava konusu alacak davacı tarafından, ...’e 17.12.2015 tarihinde ve ... Turizm İnşaat Taahhüt ve Tic. Ltd. Şti.’ne 01.12.2015 tarihinde temlik edilmiştir. Alacağı temlik alan kişilerin kararı temyiz etmediği anlaşılmakla, HMK'nın 125/2 maddesi gereğince temlik eden davacı ...'ın kararı temyiz etme hakkı olmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temlik eden davacı ...'...