kapsamında temlik edebileceği alacağının gerçek miktarının bilirkişi aracılığıyla belirlenerek bir karar verilmek üzere mahkememiz kararı kaldırılmış; Dosya yeni esasımıza kaydedilmiş olup; Mahkememiz ile-------- arasındaki varılan sonuçların------ tarihli yazının kesin bir borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı hususunda toplandığı; bunun kesin bir borç ikrarı niteliğinde kabulü halinde bu tarihten sonra temlik edene yapılması gereken ödemelerin esasen davacıya yapılmasının gerekeceği ancak aksi halde temlik içeriğinin belirlenmesi ve temlik içeriğine göre davacıya yapılması gerekirken temlik edene yapılan ödemelerin tespitiyle hüküm kurulması gerektiği ortaya çıkmış, Mahkememizce de artık bu belgenin kesin borç ikrarı niteliğinde bir belge olmadığı kabul edilmiş, Bu çerçevede uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyetinin ---- tarihli raporunda, davalı ile dava dışı temlik eden -----------arasındaki ilişkinin niteliği gereği davacının temlikten kaynaklanan bir alacağı...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile temlik eden arasında yapılan sözleşmede açıkça temlikin alıcı sıfatı ile davalının onayına bağlı tutulduğu, borçlu ile alacağını temlik eden alacaklı arasındaki sözleşmenin, borçlunun onayı olmaksızın alacağın devrine engel teşkil ettiği gibi davacının temlike konu olan alacağın belgelerini davalıdan değil kendi akidi olan temlik edenden alması gerekeceği, 6098 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi uyarınca temlik eden (devreden) dava dışı şirketin bu belgeleri davacı temlik alana (devralana) vermekle yükümlü olduğu, temlik sözleşmesinin tarafı olmayan borçlu ile ilgili kanunda bu şekilde bir yükümlülük düzenlenmediği, ... 4....
in, temlik işleminden önce davacıdan 16.000,00 TL tahsilat yaptığı ve kendisine ... Müdürlüğü'nün 2012/6825 sayılı dosyasından kaynaklanan borcunun sona erdiği yönünde ibraname verdiği, temlik işleminin yazılı şekilde yapıldığı ve geçerli olduğu, davacının temlik edene karşı ileri sürebileceği tüm def'ileri temlik alana karşı da ileri sürme hakkı bulunduğu, bu nedenle, davacının, temlik işlemiyle birlikte alacaklı sıfatını kazanan davalı ...'a takip konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığı gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalı ... hakkında açılan davanın ise kabulü ile, davacının takip konusu bonolardan dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, ayrıca davalı ...'...
Mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasında davalının temlik edene takip miktarı kadar borçlu olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, ancak temlik edenin borçlu olduğu bir takip dosyasından davalıya gönderilen haciz ihbarnamesine davalının cevap vermiş olması nedeniyle artık davalının temlik edene olan borcunu temlik edenin borçlu olduğu icra dosyasına ödeyerek borçtan kurtulacak olması karşısında davacının alacağını takip ve dava konusu yapmasının haklı olmadığı, temlik edenin bu olguları bilmesine rağmen takip ve dava açmasında hukuki değerlendirme hatasına düştüğü ve kötüniyetli sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davanın temlik edilmesinden sonra davayı açan ... tarafından davadan feragat edilmesi yok hükmünde olup bu hususun mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca temlik alanın davacı konumuna geçtiği nazara alınarak yargılamaya devam edilmesi yerine yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temlik alan... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temlik alan ...'a geri verilmesine 04.03.2013 gününde karar düzeltme yolu açık olarak oybirliğiyle karar verildi....
Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir. Kural budur. Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır. Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, müvekkili hakkında başlatılan takipte alacaklı Türk Ekonomi Bankasının dosya hesabına göre, bütün alacak kalemlerini T3 devir ve temlik ettiğini, temlike ilişkin muhtıranın icra müdürlüğü tarafından kendilerine gönderildiğini, temlikin usulsüz olduğunu, temliknamenin usulsüz ve muvaazalı şekilde yapıldığını öğrendikten sonra dava açtıklarını, mahkemece davalarının reddine karar verildiğini, temlik yapılmasına rağmen davalının bankaya ödediği temlik bedeline ilişkin ödeme belgesini icra dosyasına sunmadığını, ulaşılan dekontta, temlik bedelinin yazılı sözleşmede belirtilen rakamlar üzerinden yapılmadığını, taraflar arasında icra müdürü önünde yapılan yazılı sözleşme rakamı ile temlik bedeli olarak ödenen rakam arasında uyuşmazlık olduğunu, açılan davanın süre yönünden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dosyanın diğer borçlusu Hüseyin Özdemir ile alacaklı tarafın kuzen olduğunu, temlik öncesi Hüseyin Özdemir adına kayıtlı olan...
Ve Yapı Kredi ...tarafından kullandırılmış olan kredilerine ilişkin alacakların temlik alınmasına rağmen, ... Varlık'a yapılan ödemelerin hangi alacağa ilişkin yapıldığının ödeme dekontlarında yer almadığı, ... tarafından ... ...ye çeşitli tarihlerde dekonta bağlanmış olarak 324.986,00 TL'lik ödemenin yapılmış olarak gözüktüğü, ancak bu ödemelerin hangi şirketin hangi bankadan olan alacağına ilişkin olarak yapıldığının belirlenemediği, bu durumda davacı ... temlik sözleşmesi ile dava konusu alacağa temlik aldığını kanıtlayamadığı, ... davalı Müflis ......
Ticaret Limited Şirketinin davalı şirketten fatura numaraları yazılı olan alacağını müvekkiline 06/08/2013 tarihli 18884 yevmiye no.lu noterden temlikname ile temlik ettiğini, temliknameden bir suretin aynı gün noterlik tarafından resmi tebligat yoluyla davalıya bildirildiğini, temlikname akabinde davalı şirket ile defalarca görüşüldüğünü, fakat davalının temlik edilen tutarı müvekkiline ödemediğini, bunun üzerine Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2013/13839 sayılı dosyası üzerinden müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafça iş bu takibe kesin hesap yapılmaması ve temlik edenin kesin hesap alacağının belirlenmemesi nedeniyle itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, temlik edenin faturalarına davalının itiraz etmediğini, yani temlik edenin faturaya dayalı alacaklarının kesin hesaba zaten dönüştüğünü, kaldı ki davalı tarafından temlik tarihinden sonra temlik eden ......
5.3 nolu maddesine dayandığını ve temlik edene karşı ileri sürebileceği takas / mahsup itirazını temlik alana karşı da sürme hakkının bulunduğunu, bu hukuki durumun temlik alanın temlik edenin hukukundarı fazlasına sahip olmadığı prensibi ile Türk Hukukunda kabul gördüğünü ve mahsup neticesinde kalan bakiyeyi temlik alana ödediğinden, faturalardan dolayı dava tarihinde ne temlik edene ne de temlik alan davacıya karşı bir borcunun bulunmadığını savunduğunu, buna rağmen, ... 7....