Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davadaki istemin dayanağı, yüklenicinin yaptığı temlik işlemidir. O yüzden temlikin hüküm ve sonuçlarının ne olduğu yönü üzerinde durulmalıdır. Bir tanımlama yapmak gerekirse; alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Borçlar Kanununun 163. maddesi hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasında yazılı olarak yapılabilir. Ne var ki, alacağın ./.. 2009/12005 - 13139 - 2 - temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına engel değildir. Nitekim uygulamada yükleniciden şahsi hakkını temlik alan üçüncü kişilerin temlik sözleşmesini adi yazılı satış sözleşmesi veya noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak yaptıkları görülmektedir....

    Davadaki istemin dayanağı, yüklenicinin yaptığı temlik işlemidir. O yüzden temlikin hüküm ve sonuçlarının ne olduğu yönü üzerinde durulmalıdır. Bir tanımlama yapmak gerekirse; alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Borçlar Kanununun 163. maddesi hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasında yazılı olarak yapılabilir. Ne var ki, alacağın temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına engel değildir. Nitekim uygulamada yükleniciden şahsi hakkını temlik alan ./.. 2009/12004-13138 -2- üçüncü kişilerin temlik sözleşmesini adi yazılı satış sözleşmesi veya noterde düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak yaptıkları görülmektedir....

      DAVACI (TEMLİK ALAN) TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı Temlik Alan vekili istinaf dilekçesinde özetle; temlik eden banka vekilinin temlik evraklarını dosyaya sunmadığını ve mazeret beyanına da yer vermediğini, kendilerinin de duruşma gününe ilişkin tebligatın gelmediğini, dosyanın müvekkili tarafından 26/03/2019 tarihinde temlik alınmış olduğu, temlik edenin bu durumu bildirmediğini ve beyan etmediğini, temliknamenin mahkemeye beyan edilmesinden kaynaklı temlik alacaklısının da bildirilmemiş olmasının davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin bozmayı gerektirdiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Esas sayılı takip dosyalarındaki alacağın davalı varlık yönetimi şirketine temlik edildiğini, fakat temlik sözleşmesinin bankacılık mevzuatına aykırı olduğunu, ayrıca temlik sözleşmesinden önce borcun temlik eden şirkete ödendiğini ileri sürerek temlik sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşmiş kararı bulunduğunu, Alacağın temlik hükümlerinden kaynaklandığını, bu sebeple görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, temlik verenin müvekkili nezdinde bir alacağı bulunmadığını, aksine müvekkilinin temlik verenden alacağı bulunduğunu, zira temlik verene yapılan ödemelerden ayrı olarak yapılan işin gereği temlik verenin isteği doğrultusunda temlik verenin 3. Şahıslara olan borçlarının müvekkilince ödendiğini, bundan dolayı halen müvekkilinin temlik edenden yaklaşık 50.000,00 TL alacağı bulunduğunu, temlik edenin akaryakıt giderini ... Petrol Ltd. Şti. den karşıladığını, bu şirkete olan tüm borcun müvekkilince ödendiğini, temlik edenin yedek parça almış olduğu ekipmanların parasının da müvekkilince ....'e ödendiğini, temlik edenin SGK giderleri, ASKİ ve AYKOME'ye olan borç ve para cezalarının müvekkilince ödendiğini, yine temlik edenin noterden temlik belgesi düzenleyerek 3....

          kapsamında temlik edebileceği alacağının gerçek miktarının bilirkişi aracılığıyla belirlenerek bir karar verilmek üzere mahkememiz kararı kaldırılmış; Dosya yeni esasımıza kaydedilmiş olup; Mahkememiz ile-------- arasındaki varılan sonuçların------ tarihli yazının kesin bir borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı hususunda toplandığı; bunun kesin bir borç ikrarı niteliğinde kabulü halinde bu tarihten sonra temlik edene yapılması gereken ödemelerin esasen davacıya yapılmasının gerekeceği ancak aksi halde temlik içeriğinin belirlenmesi ve temlik içeriğine göre davacıya yapılması gerekirken temlik edene yapılan ödemelerin tespitiyle hüküm kurulması gerektiği ortaya çıkmış, Mahkememizce de artık bu belgenin kesin borç ikrarı niteliğinde bir belge olmadığı kabul edilmiş, Bu çerçevede uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişi heyetinin ---- tarihli raporunda, davalı ile dava dışı temlik eden -----------arasındaki ilişkinin niteliği gereği davacının temlikten kaynaklanan bir alacağı...

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ile temlik eden arasında yapılan sözleşmede açıkça temlikin alıcı sıfatı ile davalının onayına bağlı tutulduğu, borçlu ile alacağını temlik eden alacaklı arasındaki sözleşmenin, borçlunun onayı olmaksızın alacağın devrine engel teşkil ettiği gibi davacının temlike konu olan alacağın belgelerini davalıdan değil kendi akidi olan temlik edenden alması gerekeceği, 6098 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi uyarınca temlik eden (devreden) dava dışı şirketin bu belgeleri davacı temlik alana (devralana) vermekle yükümlü olduğu, temlik sözleşmesinin tarafı olmayan borçlu ile ilgili kanunda bu şekilde bir yükümlülük düzenlenmediği, ... 4....

              in, temlik işleminden önce davacıdan 16.000,00 TL tahsilat yaptığı ve kendisine ... Müdürlüğü'nün 2012/6825 sayılı dosyasından kaynaklanan borcunun sona erdiği yönünde ibraname verdiği, temlik işleminin yazılı şekilde yapıldığı ve geçerli olduğu, davacının temlik edene karşı ileri sürebileceği tüm def'ileri temlik alana karşı da ileri sürme hakkı bulunduğu, bu nedenle, davacının, temlik işlemiyle birlikte alacaklı sıfatını kazanan davalı ...'a takip konusu bonolardan dolayı borçlu olmadığı gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalı ... hakkında açılan davanın ise kabulü ile, davacının takip konusu bonolardan dolayı davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, ayrıca davalı ...'...

                Mahkemece toplanan delillere göre; taraflar arasında davalının temlik edene takip miktarı kadar borçlu olduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, ancak temlik edenin borçlu olduğu bir takip dosyasından davalıya gönderilen haciz ihbarnamesine davalının cevap vermiş olması nedeniyle artık davalının temlik edene olan borcunu temlik edenin borçlu olduğu icra dosyasına ödeyerek borçtan kurtulacak olması karşısında davacının alacağını takip ve dava konusu yapmasının haklı olmadığı, temlik edenin bu olguları bilmesine rağmen takip ve dava açmasında hukuki değerlendirme hatasına düştüğü ve kötüniyetli sayılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  Davanın temlik edilmesinden sonra davayı açan ... tarafından davadan feragat edilmesi yok hükmünde olup bu hususun mahkemece resen gözetilmesi gerekir. Hal böyle olunca temlik alanın davacı konumuna geçtiği nazara alınarak yargılamaya devam edilmesi yerine yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temlik alan... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temlik alan ...'a geri verilmesine 04.03.2013 gününde karar düzeltme yolu açık olarak oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu