Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda temlik işlemi ile temlik eden, borç ilişkisinden çıkar ve onun yerine alacaklı sıfatıyla alacağı devralan üçüncü kişi geçer. Alacakla ilgili her türlü (dava açma, takip yapma, temlik etme... gibi) hukuki işlemler bu üçüncü kişi tarafından yapılır. Somut olayda; ... 3.Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2015/164 esas 2016/381 karar sayılı ilamına dayalı olarak, temlik eden alacaklı.. tarafından borçlu aleyhine 08/08/2016 tarihinde ... 8.İcra Müdürlüğünün 2016/10433 esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, ancak takip talebi öncesinde; ilamdan kaynaklanan alacağın,... 1.Noterliğinin .../07/2016 tarih 05361 yevmiye numaralı temlikname içeriğine göre tüm ferileri ile birlikte ...'a temlik edilmiş olduğu, bu defa temlik alan tarafından davacı borçlu aleyhine ... 8.İcra Müdürlüğünün 2016/19035 esas sayılı dosyası ile 06/10/2016 tarihinde ilamlı icra takibi başlatılması üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....

    Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/67 Esas sayılı dosyasında ibraz etmiş olduğu 08/10/2007 tarihli dava dilekçesinin 6 no'lu bendindeki açıklamalar uyarınca alacağın şirkete temlik edilmediğinden haberdar olduğu kabul edilmiş ise de, anılan dava dilekçesinde gerek 6 no'lu bentte gerekse de dilekçenin bütününde davacının, temlikin şirkete yapılmadığını bildiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi, davacının temlik iradesinin şirkete yönelik olmasına rağmen şirkete temlik edilecek olan alacağın davalı A.. B..'a temlik edildiğinden ve davalı, davacı iradesi hilafına zenginleştiğinden, davacının, davalı A.. B.. yönünden husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekirken, anılan hususlar nazara alınmaksızın, yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

      Davacının dava konusu alacağını temlik ettiği Av. ...’nın işbu davada vekili olarak görev yaptığının anlaşılmasına göre vekil ile müvekkil arasındaki Avukatlık Kanununun 47. Maddesinde düzenlenen temlik yasağı nedeniyle temlik alanın davanın tarafı haline gelmeyeceği, temlik alanın karara karşı istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunmadığının anlaşılmasına göre istinaf dilekçesinin reddi gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davada taraf sıfatı bulunmayan temlik alan vekilinin istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE, 2-İstinafa başvuran tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK'nun 361/1.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde TEMYİZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE 17.02.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        e temlik ettiğini, bu temlik kapsamında alacağın teminatını teşkil eden ipoteklerin de temlik edildiğini, böylece alacak üzerinde hukuki tasarruf hak ve yetkisi kalmadığını, ipoteğin fekkini de talep edemeyeceğini, ipoteğin temlik/fek işleminin Tapu Sicil Müdürlüğünce gerçekleştirilmemesinde hiçbir sorumlulukları bulunmadığını bildirerek davanın husumetten reddini istemiştir....

          a temlik ettiğini, bu nedenle davalarını temlik alan şahsa yönelttiklerini beyan etmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporlarına göre davaya konu çeklerde bulunan ciro imzalarının davacı şirket yetkililerine ait olmadığı, davalı bankanın icra takibi yapmakta kötüniyetli olmadığı, davalı bankanın icra dosyasındaki alacağını temlik ettiğinden davalı banka yönünden karar verilmesine yer olmadığı, dava konusu çeklerden dolayı davacının temlik alana karşı borçlu olmadığı gerekçesiyle davalı ...'nın dava ikame sonrası dahili davalıya temliken haklarını devretmiş olduğu anlaşılmakla bu yönüyle davada sıfatı kalmadığından davalı ...'na yönelik olarak karar ittihazına yer olmadığına, mevcut çeklerden dolayı davacı yanın temlik alan ...'...

            Temlikin varlığı halinde temlike konu olan alacağın temlik tarihi itibarıyle varlığının araştırılması zorunludur. Somut olayda mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek, temlikin varlığından haberdar olan davalının, temlikten sonra dava dışı temlik eden şirkete ödeme yapılmış olması nedeniyle dava kabul edilmiş ise de bu durum, temlik tarihi itibariyle dava dışı ............ Ltd. Şti.'nin, davalıdan alacaklı olduğunu ortaya çıkarmaz. Kaldı ki temlik tarihinden sonra davalı ve dava dışı ............ Şti. arasındaki akdi ilişkinin sonlandırıldığı da iddia edilmemiştir. Bu nedenle mahkemece bilirkişilerden alınacak ek rapor ile 05.03.2009 temlik tarihi itibarıyla dava dışı ............ şirketinin davalıdan alacaklı olup olmadığının saptanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile varsayıma dayalı olarak davanın kabulü doğru olmamış, kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir....

              Temlik alan davacı ... vekili, 23.12.2008 tarihli ıslah dilekçesine ekli 02.08.2008 tarihli temlik sözleşmesini ibraz ederek, alacak temlik sözleşmesine istinaden, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL olarak açılan davanın 430.400 TL olarak ıslahı ile ıslah edilen bu miktarın faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ..., ..., ..., ... vekilleri ile davalı ..., ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, temlik alan davacı ... vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 09.03.2015 tarihli kararı ile onanmıştır. Temlik alan davacı ... vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

                Tasarrufun konusunu oluşturan "temlik T7 T4 AŞ tarafından diğer T5 Şirketi'ne borcuna karşılık yapıldığı, 13/02/2015 tarihli "temlik sözleşmesi"nde ve davalı tarafın cevap dilekçesinde bu hususun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Yine, davalı borçlunun aciz halinde olduğu da uyuşmazlık konusu olmayıp davalı (temlik alan) T5 tarafından diğer davalı (borçlu-temlik eden) T7 Tic. AŞ aleyhine İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün 2015/5123 Esas sayılı dosyasında 14/02/2015 keşide tarihli ve 36.500 TL miktarlı çeke istinaden icra takibi yapılmıştır....

                A.Ş ye temlik ettiği, temlik alan vekilince icra dosyasının yenilenerek borçlulara ödeme emrinin gönderilmesinin talep edildiği, temlik eden banka tarafından takipten feragat edilmesi ve ibraname düzenlenmesi nedeniyle temlik eden davalı tarafından alacağın istenemeyeceği icra dosyası üzerinden alacak talebinde bulunulması nedeniyle davacının bu davalıya karşı dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, temlik edenin taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle temlik alan yönünden davanın kabulüne, diğer davalı temlik eden yönünden davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı ......

                  Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir. Kural budur. Şu hale göre temlik anına kadar borçlu temlikin dışında iken temlik anından itibaren evvelki alacaklı temlik işleminin dışına çıkmaktadır. Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir....

                    UYAP Entegrasyonu