ya kayıtsız şartsız ve gayrikâbili rücu olmak üzere Borçlar Kanununun 183. ve devamı maddeleri gereği devir ve temlik etmiştir. 2) Temlik Eden, Muhatap'tan, temlik olunan miktar kadar alacaklı olduğunu ve bu alacağını, daha önce hiç kimseye temlik etmediğini, kabul ve beyan etmektedir 3) Temlik Eden, Temlik Edilen alacağın varlığından ve temlik borçlusu Muhatap'ın aczinden sorumlu olduğunu, temlik konusu alacak temlik borçlusu Muhatap tarafından Temellük Edene ödeninceye kadar, borçtan sorumlu olmaya devam edeceğini, temliğe rağmen lehine temlik yapılanın alacağının tamamı için temlik edene karşı haciz ve iflas yolu ile takipte tam yetkili olduğunu, temlik edilen alacağın temlik borçlusu tarafından ödenmemesi halinde, Temlik Edene başvurulmasını kabul, beyan ve taahhüt eder. Temlik Eden, iş bu temliknamenin bir nüshasını, bilgi ve gereği için Muhatap ... Hayvancılık Tarım İnş. San. Tic, Ltd. Şti.'...
Bu sebeple temlik sözleşmesinin, temlik edenin tek taraflı irade beyanı ile fesh etme imkanı bulunmamaktadır. Bu sebeple dava konusu--- numaralı temlikname, temlik taraflarının ---- temliknamenin de, devreden konumundaki davalı ----tek taraflı irade beyanı ile fesh edilemeyecektir. Böyle bir durumda tarafların alacakları bir 3. Kişiye temlik etmedilerse ------ mümkündür. Fakat dava konusu olayda alacak hem bir tasarruf işlemi olarak geri temlik edilmemiş hem de alacak 3. Kişi konumundaki davacıya temlik edilmiştir. Mevcut durumda davalı----geçerli olmayan bir fesih işlemine dayanması bu fesih işlemi dışında eser sözleşmesindeki temlik yasağı ile ilgili kendine ilk başvuru anında bu def-iyi ileri sürmemesi sebebiyle, temlik sözleşmesini sonradan zımnen onaylamış sayılacağı, bu bakımdan ilgili temlik sözleşmesinin geçerli olduğu, anlaşılmaktadır....
Alacağın temlikinin rızai, kazai ve kanuni olmak üzere başlıca üç çeşidi vardır: Rızaî temlik; alacağın temlik eden ile temellük eden arasında yapılan bir anlaşmayla temlik edilmesidir ki 6098 sayılı TBK'nın 183- 194 maddelerinde düzenlenmiş olan temlik nev’i de budur. Kanunî temlik; alacağın muayyen vakıaların gerçekleşmesi üzerine kanundan ötürü bir başkasına temlik edilmesidir ki, bunun en tipik misalini ölüm vakıasının gerçekleşmesi hâlinde ölen kimseye (murise) ait alacakların kanundan ötürü mirasçılara intikâl etmesi teşkil eder. Burada alacaklar, rızaî temlikteki gibi bir hukukî muameleyle değil, kendiliğinden intikâl etmektedirler. Kazaî temlik ise; alacağın bir mahkeme hükmüyle temlik edilmesidir. Meselâ mirasçılar mirasın taksiminde anlaşamadıkları için mahkemeye başvurarak taksimin hâkim tarafından yapılmasını talep ettikleri takdirde hâkim, bu talep üzerine hisseleri teşkil edip mirasçılara tahsis eder....
Av. ... ile temlik alan davalı ... Yönetim A.Ş vek. Av. ... aralarındaki menfi tespit davası hakkında ... Asliye 2. Ticaret Mahkemesi’nden verilen 2017/904 esas ve 2017/1373 karar sayılı 07.12.2017 tarihli hükmün temlik alan davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dairemizin 24.06.2019 tarihli daire eksikliğin giderilmesi talebini içeren yazıda, dava konusu alacağın davalı ...Yön. AŞ'ye (eski ünvan Standard Varlık Yön. AŞ) temlik edildiğini gösteren dosya içindeki belgelerde davaya konu ... İcra Dairesi'nin 2012/11290 sayılı takip dosyası veya .... Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/599 sayılı dosya numaralarının bulunmadığı belirtilerek bu dosya numaralarından birini gösteren temlik belgesinin eklenmesi istenmiş, 02.07.2019 elektronik imza tarihli cevabi yazıda, temlik belgesinin ibraz edildiği belirtilmiş ise de; ekli belgedeki listede, dava konusu alacağın ... AŞ’den ... Yön....
Mahkemece 01.04.2009 tarihli protokol başlıklı belgede temlik eden ...’ın genel ve her türlü özel yetkilere sahip oğlu ...’ın imzasının bulunduğu, bu protokolde açıkça takip ve davaya konu bononun davacı tarafa iadesinin öngörüldüğü, tarafların aralarındaki alacak borç ilişkisini yeniden yapılandırdıklarının anlaşıldığı, bu protokolün taraflar arasındaki önceki tarihli tüm protokolleri kapsadığı, temlik edenin kötü niyetli olarak icra takibine devam ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davaya konu bonodan dolayı davacıların temlik alan davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, bononun iptaline, asıl alacağın %40’ı oranında haksız takip tazminatının davalı temlik alandan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı temlik alan ... tarafından temyiz edilmiş, mahkemece temyiz posta masraflarının yatırılması için temlik alan davalıya tebligat çıkarılmış, mahkemenin 26.12.2012 tarihli 2010/346 Esas sayılı ek kararı ile temyiz posta masrafının süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle davalı temlik alanın...
Kredi Kooperatif’inden 19.08.2014 tarihli “Alacağın Devri” adlı belge ile temlik almıştır.Alacağın temliki hükümleri uyarınca temlik alan alacaklı temlik veren kişiye ait hakları devralır.Borçlu, temlik alan kişiye yönelik temlik veren kişiye karşı ileri sürebileceği şahsi defileri ileri sürebilir.Bu durumda mahkemece temlik tarihi itibariyle icra takip dosyasındaki temlik verenin alacağı bulunup bulunmadığını bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilerek söz konusu icra dosyası nedeniyle davacının fazla bir ödeme yapıp yapmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine uygun düşmeyen hatalı hukuki değerlendirme sonucu eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 08/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliği'nin 13.09.2012 gün ve ... yevmiye numarasıyla düzenlenen temliknameyle yüklenici şirketin hakediş alacağından 250.000,00 TL'nin kendisine temlik edildiğini iddia ederek, temlik bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Alacağın temliki, temlik tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Kural olarak, alacaklı borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Alacağın temliki ile birlikte, alacaklı değişir, alacak devredenin malvarlığından çıkarak devir alanın mal varlığına girer. Alacağı temlik eden artık alacağın ödenmesini borçludan isteyemez, bu hak alacağı temlik alan yeni alacaklıya aittir. Geçerli bir temlikden söz edebilmek için yasanın ve sözleşmenin aradığı şekil şartına haiz olmasının yanında sözleşmede devir yasağının da bulunmaması gerekmektedir....
M.. arasında düzenlenen 13.12. 2010 tarihli sözleşmenin 11.5. maddesinde yüklenici her türlü hakediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına temlik edemez düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda sözleşmenin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 162. maddesi uyarınca davalı idarenin muvafakatı bulunmadan davacının alacağını temlik etme yetkisi bulunmamaktadır. Sözleşmedeki temlik yasağı def'i davanın açılmasından sonra dava konusunu devir alan ve davacı sıfatını kazanan kişiye karşı da ileri sürülebilir. O halde temlik yasağı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetli olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle kararın temyiz eden temlik alan yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden temlik alan Z.. D..'e geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, hemen belirtilmelidir ki, temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işlemine neden olan sözleşmenin ifa ile sonuçlanmasına bağlıdır. Devralan kimse temlik işlemini ve kendisinin yeni alacaklı sıfatını ispat etmiş olsa bile borçlu (iş sahibi) ona karşı bir takım itiraz ve defilerde bulunmak imkanına sahiptir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesine göre “Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir”. Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defiler yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir hale gelir. Bütün bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Az yukarıda sözü edildiği üzere davanın dayanağı temlik işlemi olduğundan mahkemenin kabulünün aksine mülkiyet aktarımı istemi yönünden davada davalı Kooperatife husumet düşer....
Temlik alan Alternatifbank A.Ş. yargılama sırasında temlik aldığı alacağı Final Varlık Yönetimi A.Ş.'ye devrettiğinden bu şirket davalı safında yer almıştır. Temlik alan şirketin davalı bankadan temlik konusu alacağı isteyebilmesi için; yüklenicinin davalı banka ile yaptığı sözleşme kapsamında iş bedeli alacağının kalması, bunun belirlenmesi için de sözleşmenin bankaca feshedilmesi nedeniyle işin kesin hesabının çıkarılarak varsa yüklenici alacağının temlik alana ödenmesi gerekir. Alınan bilirkişi raporları ve ek raporlar bu içerikten yoksundur. Özellikle kesintiler miktarı ile bankaca bildirilen zarar kalemleri aynen benimsenip, kesinti miktarlarının doğru olup olmadığı incelenmemiştir. Davada faturalandırılmış 642.417,27 TL alacağın tahsili talep edilmişse de, temlikten sonra davalı iş sahibince 12.03.2012 tarihinde sözleşme feshedilmiş ve bu tarihten sonra da dava dışı temlik eden yüklenici tarafından imalât yapıldığı ileri sürülmemiştir....