DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Türk Borçlar Kanunun 56. Maddesine göre, Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir hükmünü taşıdığı açıktır. Manevi tazminat, haksız fiil sebebiyle bozulan ruh dinginliğini kısmen de olsa giderme amacı güden bir tazminat türüdür. Burada amaç kişinin zenginleşmesi değil manevi tatmine ulaşmaktır....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava; haksız fiil (tehdit ve hakaret) sebebiyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Ceza dava dosyası içeriği ve toplanan diğer deliller itibariyle haksız fiillerin sabit olduğu, olayda haksız tahrik bulunmadığı anlaşılmaktadır. Tarafların sosyo ekonomik durumu, olay tarihi itibariyle paranın satın alma gücü, olayın oluş şekli, hakaret ve tehdit teşkil eden sözler, manevi tazminatın hukuki mahiyeti ve diğer hususlar gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu kanaatine varılmıştır. Haksız fiillerde temerrüt olay tarihinden başlar. Dolayısıyla haksız fiil tazminatında olay tarihinden faiz istenmesi ve hükmedilmesi hukuka uygundur. Tüm bu sebeplerle aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Davalı karşı davacı vekili ise davanın reddini savunmuş karşı dava ile de davacının müvekkiline hakaret ettiğini iddia ederek manevi tazminat istemiştir. Mahkeme, özetle, tarafların manevi tazminat istemlerine konu olayların, avukat olan davalının müvekkiline 250,00 TL borcu kalan davacı hakkında 300,00 TL üzerinden icra takibi başlatması üzerine konunun görüşülmesi sırasında karşılıklı tartışmaları sonucunda meydana geldiği, her iki tarafın da manevi tazminat istemine konu ettikleri tehdit ve hakaretlerin meydana gelmesinde etkili oldukları, hukuka aykırı davranışlarında müterafık kusurları bulunduğu, her iki tarafın da davranış ve fiilleri ile zarar veren olayların doğmasında ortak oldukları ve zarar veren olaylara kendi kusurlu hareketleri ile sebep oldukları gerekçesi ile davanın ve karşılık davanın reddine karar vermiştir....
Davacı vekili; davalının müvekkiline yönelik tehdit eylemi nedeniyle ceza mahkemesinde yargılanarak ceza aldığını, davalının haksız eylemleri sonucu tedirgin olduğunu, doktor olan müvekkilinin ameliyatlarını ve randevularını iptal etmek zorunda kaldığını, davalının eylemleri sonucu gelir kaybına uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; ceza dosyası içeriği ve tanık beyanlarından davalının, davacıya yönelik tehdit eyleminin sabit olduğu, davacının davalının tehdidi nedeniyle bir kısım ameliyatlara giremediğini bu şekilde maddi kayıbının oluştuğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise, kısmen kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 49. maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olayda, davacı yararına manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı oluştuysa hükmedilen manevi tazminat tutarının somut olayın özelliklerine ve manevi tazminatın amacına uygun miktarda olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hakaret, tehdit ve kasten yaralama nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalılar T4 ve T3 vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava konusu olaya ilişkin davalılar T4, T3, T6 hakkında, hakaret, tehdit, basit yaralama suçundan Ankara 20....
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline farklı zamanlarda birden fazla hakaret ve tehdit içerikli mesajlar attığı, müvekkilinin bu tehditlerden etkilenerek uzun süre dışarı dahi çıkamadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının son derece düşük olduğu, karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretine denk olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tam olarak kabulünü istemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrarlayarak müvekkilinin gönderdiği mesajların tek seferlik olup tehdit ve cinsel taciz içeren cümleler kurmadığı, engelli olan müvekkili aleyhine hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, hakaret ve tehdit haksız filine bağlı manevi tazminat isteğine ilişkindir....
Somut olayda, olayın gerçekleşme biçimi ve sonuçları, hakaret ve tehdit içerikli sözlerin niteliği, olay tarihinde paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumu ile manevi tazminat takdirine ilişkin yukarıda açıklanan ilkeler de nazara alındığında, ilk derece mahkemesi tarafından hükmolunan manevi tazminat tutarının dava konusu olayın özellikleri ve manevi tazminatın amacına uygun miktarda olduğu, az olmadığı kanaatine varılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde, usul ve esas yönünden bir hukuka aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 353/1- b.1 maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/09/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 24/09/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kasten yaralama ve hakaret eylemine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, davalı tarafından fiili saldırıya uğramak suretiyle yaralandığını ve hakarete uğradığını belirterek manevi tazminat talep etmiştir....
Olay anıyla sınırlı olmak üzere davacı site yöneticisinin davalı kat malikinin sorununa kayıtsız kalması hali dikkate alındığında, davacıya karşı davalı T3'ın işlediği basit tehdit ve basit yaralamadan dolayı hükmedilen 500,00'er TL manevi tazminat hak ve nesafete uygun olsa da, davacının iş yerinde maruz kaldığı hakaret eylemlerinden dolayı, olay tarihi, tarafların ekonomik durumları ve yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen 500'er TL manevi tazminat miktarı düşüktür. Bu nedenle davacı vekilinin hakaret eylemlerinden dolayı manevi tazminat miktarının düşük olduğuna dair istinaf nedeni yerindedir. 3- Davacı her iki davalının eylemlerinden dolayı ayrı ayrı sorumluluğunu talep ederek manevi tazminatı bölmüştür. Davalıların eylemleri farklı olup, her eylem nedeni ile ayrı manevi tazminat koşulları oluşmuştur....
Dosya kapsamından davacının davalı hakkında başlattığı icra takibinin kesinleşmesi üzerine yapılan haciz nedeniyle icra personeliyle beraber davalı borçlunun adresinde bulunduğu, haciz işlemi yapılırken bu duruma tepki gösteren davalının demir boru ile davacının üzerine yürüyerek, "Seni öldüreceğim" şeklinde tehdit içeren söz söylediği, TBK’nın 58. maddesi kapsamında davacı lehine manevi tazminat ödetilmesi koşullarının oluştuğu anlaşılmaktadır. Manevi tazminat miktarı yönünden yapılan incelemede; Kişilik hakları saldırıya uğrayan kimse Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi hükmü uyarınca manevi tazminat adı altında bir miktar para ödetilmesini isteyebilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı Kanunun 51. maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır....