Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK’nun 391/3 ve 394/5 hükümlerine göre sadece ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararlar ile ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararların temyizi mümkündür. İhtiyati tedbire itiraz eden vekilinin, ihtiyati tedbirin kaldırılması isteminin reddine ilişkin önceki kararlara yönelik olarak temyiz yoluna başvurmaması karşısında, yinelenen istemin reddine dair 28.2.2013 tarihli kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Aksi hâl, ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararın hiçbir süreye tabi olmadan her zaman temyiz edilmesinin mümkün olduğu şeklinde kabul edilmesi olanaklı olmayan bir hukuki sonuç doğurur. Bu nedenle temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasında ihtiyati tedbire itirazların reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati tedbire itiraz eden... Konut Yapı Kooperatifi Tasfiye Kurulu vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

      Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbire itiraz davasında talebin kabulüne yönelik ilk derece mahkemesinin kararına yönelik temyiz başvurusunun, söz konusu karara temyiz başvuru imkânı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılamıyorum....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı Kooperatif vekili itiraz dilekçesinde özetle; Mahkemenin ihtiyati tedbir kararına istinaden, Antalya İli, ... İlçesi, ... Mah., ... Mevkii, ......

          Maddeye göre üçüncü kişinin menfaati etkilendiği hallerde ihtiyati tedbire itiraz hakkı vardır. Davalının da ihtiyati tedbire itiraz hakkı vardır. Mahkemenin ihtiyati tedbire itirazı duruşmalı olarak incelemediği , gerekçeli olarak da bir karar yazmadığı görülmektedir. UYAP taki ara kararların başka hususlara ilişkin olduğu , duruşma tutanaklarında da itiraz hakkında değerlendirme yapılmadığı ve son celseki kararın ilk yapılan itiraza ilişkin olmadığı görülmüştür. Oysaki ihtiyati tedbire veya hacze itiraz hakkında mümkün olan en kısa sürede murafaa duruşması açılara inceleme yapılmalıdır. Teftiş raporlarında bu sürenin üç haftayı aşması tenkid nedeni yapılmaktadır. Eldeki davada ise yaklaşık 1 yılı aşkın zamandır murafaasının yapılmadığı görülmüştür. Mahkememizce istinaf başvurusunun incelenebilmesi için öncelikle itiraz üzerine bir karar verilmesi gerekmekte olup, bu yönde karar verilmediğinden incelenebilecek bir karar da yoktur....

            Mahkemece, 04.06.2013 tarihli oturumda, tedbire itiraz eden davalı ... (...) vekili ile davacı vekilinin tedbire itiraz hakkında beyanları alınmış ise de, aynı ya da devam eden başka bir oturumda tedbire itiraz hakkında kısa karar verilmemiş, itiraz hakkında ....06.2013 tarihinde dosya üzerinden karar verilmiş ve aynı tarihte gerekçeli karar yazılmış olup, hükmün anılan usule uygun olarak verilmemiş olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. ......

              İhtiyati tedbire itiraz hâlinde mahkemece, anılan kanun hükmü uyarınca itirazın süresinde olup olmadığının öncelikle belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus Yargıtay denetimine elverişli şekilde belirlenmeden itirazın esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-10/10/2006 tarih ve 26315 sayılı Resmî Gazetede Yayımlanan Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş Ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22/2 hükmü uyarınca “Birinci fıkrada belirtilen hususlara ilave olarak faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş veya doğacak fatura veya benzeri belgelerle tevsik edilemeyen alacakları satın alamazlar veya tahsilini üstlenemezler.” Tedbire itiraz hakkında karar verilirken faktoring şirketlerine ilişkin özel düzenleme niteliğindeki bu mevzuat hükmünün gözetilmesi gerekir. Mahkemece bu yön değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                Dava şartlarının incelenmesinde öncelikle mahkemenin görev hususunun incelenmesi gerekmekte olup sair hususların görevli mahkemece değerlendirilmesi gerekir.Mahkeme ihtiyati tedbire itiraz talebinin reddine karar vermiş ise de, ihtiyati tedbire itiraz talebinin de görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden mahkemece ihtiyati tedbire itiraz üzerine inceleme yapılarak karar verilmesi hukuken yerinde değildir.Tüm bu nedenlerle davalının asıl karara yapmış olduğu istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalının ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbire itirazın görevli mahkemece değerlendirilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                  HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere; 1-İhtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Karşı taraf şirket vekili tarafından istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf aşamasında ihtiyati tedbire itiraz eden karşı taraf şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına, 4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair, 5-HMK'nın 302/5. maddesi uyarınca kararın tebliği işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 19/07/2022 tarihinde HMK.'nın 362/1-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi. GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2022 ...... Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır....

                    Mahkemece ihtiyati tedbirin itiraz eden 3. kişi yararına kaldırılmasına dair verilen karar, talep eden asıl davacı vekilince temyiz edilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 394/3. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlâl edilen 3. kişilerin ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren 1 hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilecekleri, 4. maddesinde de itirazın dilekçe ile yapılacağı, itiraz edenin itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazın dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorunda olduğu mahkemenin ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği, gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını vereceği hükmü getirilmiştir. İtiraz eden 3. kişi yetkili hamil olduğunu ileri sürdüğünden itiraz etmekte hukuki yararı bulunmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu