Ayrıca ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmamalıdır. Somut olayda; dava, ödeme emrinin iptali talebi olup, dava konusu ödeme emirlerinin tahsil işlemlerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı istenmiştir. İstinafa konu ihtiyati tedbir talebi davanın esasına ilişkin olup, yargılamayı gerektirdiği, yargılamayı gerektiren konuda ve nihai hüküm etkisini doğuracak mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinin 19. fıkrasında iş mahkemesine başvurulmasının alacakların tahsilini durdurmayacağı düzenlemesi karşısında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği de gözetilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak değerlendirilerek müsbet ya da menfi bir karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca davacının dava dilekçesindeki talebinin ihtiyati haciz istemi olduğu kabul edilerek karar verilmesi yerinde olmuş, buna karşın davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebini de ayrı bir talep olarak değerlendirerek bu talebi için de karar verilmesini istemesinde yukarıda anlatılan hususlar gözetildiğinde usul ve yasaya uyarlık bulunmadığı anlaşılmıştır....
Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise az olduğu, ayrıca faiz talebi olduğu halde bu hususta hüküm kurulmamasının hatalı olduğu, tüm bu nedenlerle kadın için hükmedilen tedbir nafakasının Dairemiz karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine, tedbir nafakasına muaccel olduğu tarihten itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği anlaşıldığından kadın vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, erkek vekili istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi üzerine mahkemece, ........2010 tarihli tensip tutanağı ile, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ihtiyati tedbir kararının dava sonuna kadar devamına karar verilmiş, ancak davalı tarafın 26.04.2012 tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmesi üzerine mahkemece, 26.04.2012 tarihli ek karar ile konulan tedbirlerin kaldırılması cihetine gidilmiş, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına yönelik ek karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 382/d maddesinde göre; ihtiyati tedbir, çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddede ise "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği " belirtilmiştir....
Şti. tarafından davacı aleyhine anılan sözleşmenin 8.4.1 maddesi kapsamında borçlu bulunulmadığının tespiti talebi ile yukarıda açıklandığı üzere mahkememizin 2016/521 esas sırasında açılan davada 17/05/2016 tarihli tedbir kararı ile söz konusu teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesine dair HMK 389 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararında yazılı teminatın yatırıldığı, kararın davalı bankaya bildirildiği, bu durumda bankanın tedbir kararı kendisine tebliğ edilen ve ödemeden men edilen 3. kişi konumunda olduğu, tedbir kararının kaldırıldığı bildirilmedikçe bankanın teminat mektubu tahtında ödemede bulunamayacağı (banka teminat mektupları ve kontrgarantiler Prof. Dr. Seza Reisoğlu, Ankara 2 ve 3, sayfa 312), ayrıca HMK 398 maddesi uyarınca bankanın mevcut ihtiyati tedbir kararına uymayarak ödeme yapması halinde ilgili banka çalışanlarının hapis cezası ile cezalandırılmalarının söz konusu olabileceği kanaatine varılmıştır....
dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zoründadır.” denildiğini, kendisinin tapu iptali ve tescil talebini Manisa, Ahmetli İlçesi, Kestelli Mahallesi Muhtarlığında yapılmış olan harici satım senedine dayandırdığını, ayrıca hem bu senette, hem de başkaca tanıklarının olduğunu, haklılığı yargılama sonunda ortaya çıkacak olsa da dilekçesine eklediği delilleri ile haklılığının yaklaşık olarak da ispatlandığını, mahkeme ihtiyati tedbir talebini, ihtiyati tedbir talebi yargılamayı gerektirdiğinden reddine şeklinde gerekçe ile reddettiğini, bu gerekçeye dayanarak reddin kabul edilebilmesi için açılmış bütün davalardaki ihtiyati tedbir taleplerinin mahkemelerce reddinin gerektiğini, çünkü her ihtiyati tedbir talebi yargılamayı gerektiren bir dava konusuna dair olarak talep edileceğini, bütün ihtiyati tedbir talepleri yargılamayı gerektirir nitelikte olduğunu, yasadaki ihtiyati tedbir hükümlerinin...
Ancak tespit edilen bu hukuka aykırılıklar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararda hukuka aykırılıkların niteliğine göre eksikliklerin dairemizce dosya üzerinden tamamlanması mümkün olup, davada ihtiyati tedbir talebi yönünden yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılması ve dairemizce ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü yönünde yeniden hüküm kurulması ve 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/2. maddesi hükmü gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında kararla, davacının tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile, 2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2022/967 E....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, kesinleşen yönlerden yeniden hüküm kurulması, davalı-karşı davacı kadın yararına vekalet ücreti takdiri yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise tedbir nafakası ve ziynet talebi ile ilgili olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına ve özellikle daha önce kesinleşen boşanma ve tazminatlar yönünden yeniden hüküm kurulmasının sonuca etkili olmadığının ve davalı-karşı davacı kadının ziynet talebi ile...
nda sular durulmuyor" başlığı ile kaleme aldığı yazı kişilik haklarına saldırılıdığını belirterek uğradığı manevi zararının davalılar tarafından tazminini ve hukuka aykırı yayının kaldırılması, durdurulması ve önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 18/02/2013 tarihli ara karar ile davanın halen derdest olması, ihtiyati tedbir talebinin de davanın esasını çözecek mahiyette olması sebebi ile tedbir talebinin reddine karar vermiştir....
AŞ.’nin ....İcra Müdürlüğü’nün 2009/13788 sayılı dosyasına yatırdığı 180.000 TL’nin üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir istenen 180.000 TL’nin dava konusu ile ilgisi bulunmadığı gibi ihtiyati tedbirinde üzerine tedbir konacak malın çekişme ve dosya konusu olması gerektiğinden ve dava alacak davası olup, tedbire konu 180.000 TL’nin dava dışı alacaklı hakkında bulunduğu anlaşılmakla, koşulları oluşmayan tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı ihtiyati tedbir isteyen vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....