Mahkeme ise davacının ihtiyati haciz talebine karşılık , 20/06/2022 tarihli tensip zaptının 9/a Bendinin ara kararındaki " Davacı vekilinin talebinin içeriğine ve anlatıma göre talebin 6100 sayılı HMK.madde 389 vd madde hükümlerine göre ihtiyati tedbir talebi olduğu, HMK.m.389 hükmüne göre ihtiyati tedbirin ancak uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, davanın hizmet akdine dayalı işçilik alacak ve tazminatı davası, diğer bir ifadeyle para alacak talebi olduğu, davacı vekilince tedbir konulması istenilen taşınır ve taşınmaz malların doğrudan uyuşmazlık konusu olmadığı, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte geçici hukuki koruma tedbir kararı verilemeyeceği, diğer taraftan ihtiyatı tedbir taleplerinde HMK.m.393/3 hükmüne göre yaklaşık ispat kuralının geçerli olduğu, buna karşın dava konusu uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiği ve henüz davacı tarafın alacak talebinde haklı olup olmadığının yaklaşık da olsa bilinemediği ve şimdiden verilecek tedbir kararının dava konusu asıl uyuşmazlığı...
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle; 1- Davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile 6/10/2020 tarihli ara kararın kaldırılmasına ve HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca davalı tarafın ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazın kabulü ile mahkemece verilen 02/09/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA, 2- Davalı taraftan alınan 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
GEREKÇE : Öncelikle belirtmek gerekir ki;Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde TMK 184/6 ncı md.gereğince gizlilik kararı verilmesi talebinde de bulunmuştur.Oysa bu husus ile ilgili dava dilekçesinde de talebi mevcut olup istinaf başvurusuna konu edilen 26.01.2022 tarihli ara karar sadece ihtiyati tedbir talebine yöneliktir.Anılan ara kararda gizlilik talebine ilişkin herhangi bir karar bulunmadığı gibi belirtilen talep HMK 389 ncu md.kapsamında da bulunmadığından istinaf başvuru dilekçesinin netice bölümünün ilk paragrafındaki gizlilik kararı verilmesi ile ilgili talebin istinafen incelenmesi mümkün olmamıştır. HMK 389 ncu maddesi kapsamında yapılan ihtiyati tedbir talebi yönünden; 6100 sayılı HMK'nun onuncu kısmının birinci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389....
nin hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması talebi hakkında bu aşamada verilen bir karar bulunmadığından Dairemizce anılan talebe ilişkin istinaf incelemesi yapılamayacağı, mahkemece anılan talebin her zaman değerlendirilebileceği anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davalı ... A.Ş.'ye kayyım atanmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, talep dilekçesinde yer alan davalı ... A.Ş.'nin hisselerinin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması talebi hakkında ilk derece mahkemesince karar verilmesinde muhtariyetine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
H.M.K'nın 399/I. madde hükmüne göre "lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf ihtiyati tedbir talebi bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle mükelleftir." Yani tedbir talebi bulunan taraf talep tarihinde haksız olacak veya tedbirin gerekleri süresinde yerine getirilmediğinden kendiliğinden kalkmış olacak ya da tedbir itiraz üzerine kaldırılmış olacaktır. Yine aynı yasanın 396. meddesinde ise durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi ya da kaldırılması düzenlenmiştir....
oluşturan eylemlerinin tespiti ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir....
İş Mahkemesinin 2018/186 Esas sayılı dosyada verilen 11.11.2020 tarihli ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasına, 3- Gerekçe bölümünde belirtilen şekilde değerlendirme yapılarak tedbir talebi konusunda yeniden bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine, 4- Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının talebi halinde davacıya iadesine, 5- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesi tarafından verilecek olan kararda değerlendirilmesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31.12.2020 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi....
Davacı vekili tarafından davadan önce değişik iş dosyası ile taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında verildiğini iddia ettiği bonolardan dolayı borçlu olmadığını, bonoların tahsili halinde telafisi imkansız zararlara uğrayacağını belirterek tedbir konulması talep edilmiş, mahkemece 2022/159 Diş, 2022/161 K. Sayılı, 19/08/2022 tarihli karar ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile bonoların takibe konu edilmemesi, takibe konulmasında halinde takibin durdurulmasına karar verilmiş, daha sonra davacı vekilinin talebi üzerine 25/08/2022 tarhli ek karar ile talebin kısmen kabulü ile 55.000 USD bedelli 13 adet bononun 3. Kişilere ciro edilmemesine karar verilmiştir. Menfi tespit davasının açılması üzerine davaya bakan mahkemece 05/09/2022 tarihli ara kararı ile değişik iş dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararlarının devamına karar verilmiştir....
Davacının, Mahkememizce verilen tedbir kararından önce İstanbul ......
Mahkemece davacının bu tedbir talebi hakkında verilen 01/08/2022 tarihli ara kararında sonuç olarak; Davacının takibinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine, ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın yatırılacak teminat karşılığı alacaklıya ödenmemesine karar verilmiştir. Davalı ... vekili mahkemenin bu kararına karşı verdiği itiraz dilek- çesinde özetle; müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, müvekkilinin davaya konu senette yer alan davacı borçlu ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, senede karşı senetle ispat zorunluluğunun bulunduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili dilekçesinde özetle; bu bononun davacının mü- vekkilinden aldığı borca karşılık düzenlendiğini, müvekkilinin paraya ihtiyacı olması üzerine bu bononun davacının bilgisi dahilinde diğer davalı alacaklıya verildiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesi talebi olduğu görülmüştür....