Bu haliyle, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihinin aksini gösterir bir yazılı delil de mevcut olmadığına göre, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne karar verilmesi ve bildirilen öğrenme tarihine göre diğer şikayet ve itirazlar da süresinde olduğundan, bu şikayet ve itirazlar da incelenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebliğinin usule uygun olduğuna dair aksi yönde tespit yapılarak sair şikayet ve itirazların esasına yönelik inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. İstinaf başvurusu yerinde görülmüştür....
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun gerekçeye yönelik olarak kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine "Usulsüz Tebliğ Şikayetinin KABULÜ ile; Merzifon İcra Müdürlüğünün 2023/13 Esas sayılı dosyasından davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ tarihinin 30/01/2023 tarihi olarak DÜZELTİLMESİNE" dair yeni bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin, Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi başlıklı 35/1. maddesinde ise; “Tebliğ bir mazbata ile belgelendirilir. Bu mazbatanın .....e) Tebliğ tarihini.... içermesi gerekir” düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda, borçlu şirkete tebliğ edilen, şikayet konusu icra emrini içerir tebliğ mazbatasında tebliğin ne zaman yapıldığı belirtilmediğinden, anılan tebliğ yukarıda anılan düzenlemelere göre usulsüzdür. O halde, mahkemece, borçlu şirketin usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca, tebliğ tarihinin, borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi olan 01.07.2014 tarihine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "Bilirkişi 27.12.2021 tarihli raporunu dosyaya sunmuş, bilirkişi raporunda şikayete konu tebliğ mazbatasında davacıya atfen atılan imzanın mevcut mukayese imza ve yazılarına kıyasla davacının eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği anlaşılmıştır. Denetime açık mahkememizce de tasdik gören bilirkişi raporu karşısında şikayete konu tebliğ mazbatası üzerindeki şikayetçi/borçluya atfen atılan imzanın şikayetçinin eli ürünü olmadığı anlaşıldığından usulsüz tebliğe ilişkin şikayet kabul edilmiş, icra dosyasındaki tebliğ tarihinin başkaca bir iddia ve dosyada aksine delil bulunmadığından beyan edilen öğrenme tarihi olan 20.10.2020 günü olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir...'' şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin Kabulüne, İstanbul Anadolu 19....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, usulsüz tebliğ işleminin tespiti ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine yönelik şikayet niteliğindedir. İlk derece mahkemesince, Dairemizin 16/09/2020 tarih, 2020/202 Esas ve 2020/811 Karar sayılı ilamı ile; "Takip dosyasının incelenmesinde, şikayette bulunan Av. T2 adına düzenlenen, borçlu “Merve Demir” tarafından verilen 11/11/2019 tarih ve 16861 yevmiye numaralı vekaletnamenin 14/11/2019 tarihinde harçlandırılarak icra dosyasına sunulduğu, ancak vekilin takip dosyasında herhangi bir talepte bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, öğrenme tarihinin borçlu vekilinin icra dosyasına vekaletname ibraz ettiği 14/11/2019 tarihi olarak kabulü mümkün bulunmamaktadır (Yargıtay 12. HD'nin 2017/8617- 2018/8512 E-K sayılı ilamı da aynı yöndedir)....
Bu durumda tebliğ tarihi muhatabın bildirdiği öğrenme tarihidir (HGK'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). O halde mahkemece, borçludan tebligatı öğrenme tarihi sorulup tespit edildikten sonra, şikayetin süresinde olduğu tespit edilirse veya borçlu bir tarih bildiremezse en geç dava tarihi öğrenme tarihi sayılarak buna göre ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, tebligatın iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. Öte yandan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Bu düzenlemeye göre şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas ise de bu tarihin aksi yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda davacıya tebliğe çıkarılan ödeme emrinin 28/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tebligattan 14/12/2021 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek icra mahkemesine şikayetin 15/12/2021 tarihinde yaptığı görülmektedir. Ancak şikayete konu takip dosyasının yapılan incelemesinde takip dosyasına Av. Fatoş Özge Haksal Toprak tarafından 22/02/2021 tarihinde davacı borçlu şirket adına vekaletname sunulduğu, adı geçen vekilin 27/05/2021 tarihinde de vekillikten çekildiğine yönelik dilekçe sunduğu görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, şikayetçi borçluların ödeme emrine tebliğ işlemine yönelik şikayetlerinin kabulü ile her iki borçlu yönünden ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, öğrenme günü 09/06/2020 tarihinin ödeme emri tebliği olarak düzeltilmesine, her iki şikayetçi borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde takibin dayanağı belge suretinin ekli olduğu belirtilmediğinden bu yöndeki şikayet haklı olmakla birlikte her iki borçlu yönünden ödeme emri tebliğ işlemindeki usulsüzlüğüne yönelik şikayetin kabulüne bağlı olarak taleple bağlı kalınarak öğrenme gününün ödeme emri tebliği olarak düzeltilmesine karar verildiğinden, konusu kalmayan bu şikayet yönünden esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatlarına dayalı borç ilişkisinin bağlayıcı ve geçerli olmadığı yönündeki iddianın haklarında ilamsız takip başlatılmasından dolayı icra dairesine 7 günlük yasal sürede borca...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Şikayet eden vekili, müvekkilinin takip tarihi ile kesinleşme tarihinin daha önce olduğunu, kendisine sadece satış ilanının tebliğ edildiğini, kıymet takdir tutanaklarının tebliğ edilmediğini belirterek sıra cetvelinin iptalini ve ihalenin feshini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili müvekkilinin kesin haczinin şikayet edenin haczinden önce olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, şikayet edenin ilk kesin hacze 6183 sayılı kanunun 21.maddesi uyarınca iştirak hakkı bulunmadığı belirtilerek davanın reddini savunmuş, şikayet eden vekili kararı temyiz etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Eldeki başvuru usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Takip şekline göre borçlunun icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması da zorunludur. Bir diğer anlatımla, borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğindedir. İİK'nın 16/l. maddesi gereğince şikayetin, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. Somut olayda; İstanbul 14....