Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Dairesi'nin 2017/38083 esas ve 2017/38106 esas sayılı takip dosyalarından gönderilen ödeme emri ve 103 davetiyelerinin usulsüz tebliğ edildiği belirterek usulsüz tebliğ şikayetinde bulunduğu ve ayrıca her iki takip dosyasından haczedilen taşınmaza yönelik İİK'nın 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince davacının 103 davetiyelerinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayeti bakımından olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmadan, sadece ödeme emirlerinin usulsüz tebliğine yönelik şikayet incelenerek sonuca gidildiği, takip dosyaları içeriğinden alacaklının, ödeme emirlerinin tebliğinden ve şikayete konu taşınmaza haciz konulduktan sonra her iki takip dosyasında da 18/01/2018 tarihinde borçluya 103 davetiyelerinin tebliğ edilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce 103 davet yazılarının hazırlandığı, ne varki takip dosyaları suretleri içerisinde 103 davetiyelerinin tebliğine ilişkin tebligat mazbataları bulunmadığı, yargılama sırasında...

Somut olayda, 20/07/2017 olan takip tarihinde tutuklu olan şikayetçi borçluya bir temsilci tayin etmesi için süre verilmeden ödeme emri gönderilerek 26.07.2017 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edilmek istendiği, İİK'nun 54/1 maddesine göre yapılan tebliğ işlemi geçersiz olduğu anlaşıldığından, taleple bağlılık kuralı gereğince, icra mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetli olmuştur....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet eden vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Şikayet eden vekili, müvekkilinin takip tarihi ile kesinleşme tarihinin daha önce olduğunu, kendisine sadece satış ilanının tebliğ edildiğini, kıymet takdir tutanaklarının tebliğ edilmediğini belirterek sıra cetvelinin iptalini ve ihalenin feshini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili müvekkilinin kesin haczinin şikayet edenin haczinden önce olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, şikayet edenin ilk kesin hacze 6183 sayılı kanunun 21.maddesi uyarınca iştirak hakkı bulunmadığı belirtilerek davanın reddini savunmuş, şikayet eden vekili kararı temyiz etmiştir....

    Somut olayda, borçlunun icra mahkemesinden talebi ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin olup, HMK'nun 26. maddesi gereğince hakim tarafların talebi ile bağlıdır. Buna rağmen talep aşılarak icra emrinin iptaline karar verilmesi anılan yasa hükmüne aykırıdır. Mahkemece borçlunun talebi ile bağlı kalınarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca icra emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      uygulandığını belirterek şikayetin kabulüne, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu tespitine, ıttıla tarihinin 10/10/2019 tarihi olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Şti hakkında faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin borçlu şirkete "Evrak memuru İprahim Taş imzasına teslim." şerhi ile 02/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ işlemi sırasında borçlu şirket yetkilisinin adreste bulunup bulunmadığının sorulmadığı, tebliğ yapılan şahsın tebligatı almaya yetkili memur veya müstahdem olup olmadığının tebliğ mazbatasına tevsik edilmediği görülmekle, davacının usulsüz tebligattan haberdar olduğu 10/02/2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin olarak 7 günlük şikayet süresi içerisinde 11/02/2021 tarihinde mahkemeye başvurduğu görülmüş olup, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...

      Maddesi gereğince tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli olup muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulünün gerekmesine davacı borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin aksinin ispatlanmamış olmasına, istinaf olunan ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, dava dışı borçluya ait aracın satımı sonucunda düzenlenen sıra cetvelinin taraflarına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin haciz tarihinin birinci sırada yer alan şikayet olunanın haciz tarihinden önce olduğunu, şikayet olunanın alacağı işçi alacağı olsa bile önceliğinin olmadığını, ancak garemeye girebileceğini, alacağın işçi alacağı olup olmadığının da belli olmadığını, ayrıca yapmış oldukları satış masraflarının da eksik hesaplandığını ileri sürerek, sıra cetvelinin düzeltilmesi ile alacaklarının birinci sıraya kaydını şikayet ve talep etmiştir....

        Dosya incelendiğinde; davacılardan T2 icra emrinin 17.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacılar vekilinin işbu davayı 07.02.2020 tarihinde açtığı, davacılar vekili borçlu şirket yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası bulunmakla birlikte T2 yönünden icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasında bulunmadığı, esasen davacı T2 icra emrinin bizzat tebliğ edildiği, bu durumda davacı T2 tarafından ileri sürülen iddialardan 7 günlük şikayet süresine tabi olan hususların ilk derece mahkemesince süreden reddi, kamu düzeninden olan ve süreye tabi olmayan şikayet sebepleri bakımından işin esasının incelenmesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesince süreye tabi olan hususlara yönelik şikayet başvurusunun süreden reddi gerekirken esastan reddi doğru değildir. Bu durumda yukarıda belirtilen açıklamalara göre istinaf incelemesi, davacı T2 yönünden kamu düzeninden olan hususlar çerçevesinde, diğer davacı ECS Gay. Yat. Ort. Ltd....

        Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğinin birlikte sakin ibaresiyle...e yapıldığını, ... ile birlikte oturmadığını, tebliğin usulsüz olduğunu ve takipten 25.10.2021 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin 25.10.2021 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

          UYAP Entegrasyonu