Somut olayda davacı vekili; dava dilekçesinde ve 02.07.2014 keşide tarihli ihtarnamede sözleşmenin 31.12.2014 tarihinde sona ereceğini ve TBK 347. Maddesi gereği yenilenmeyeceğini, kiralananın tahliyesini ve 2013 ve 2014 yılları kira bedellerinin tahsilini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....
E. sayılı dosyası ile ... tarihinde takip başlatıldığını, takipte yıllık %16,75 faiz talep edildiğini ve haciz yolu ile tahsilat yapılarak dosyanın kapatıldığını, ancak yapılan senetli takipte TCMB Tebliğleri gereği değişen oranlarda avans faizi işletilmesi gerektiğini, ayrıca TBK 100. Maddesi gereği müvekkilinin faiz ve ferileri üzerinde yapmış olduğu ödemelerin anapara borcundan düşme hakkına sahip olduğunu, müvekkilinden TCMB Tebliğleri ve TBK 100. Maddesine aykırı yapılan şimdilik 250,00 TL tahsilatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile iadesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK 620/1. madde). Ortaklığın kararları, bütün ortakların oybirliğiyle alınır. Sözleşmede kararların oy çokluğuyla alınacağı belirtilmişse çoğunluk, ortak sayısına göre belirlenir (TBK 624. madde). Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur. Ortaklık sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça, bir ortağın alacaklıları, haklarını ancak o ortağın tasfiyedeki payı üzerinde kullanabilirler. Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar (TBK 638. madde) . Burada sözleşmeden değil, doğrudan doğruya kanundan doğan bir sorumluluk söz konusudur....
İcra müdürlüğünün 2016/16947 Esas sayılı dosyasında alacağı karşılayacak miktarda menkul ve gayrimenkul malvarlığı ile başkaca hak ve alacak bulunamadığını, borçlu adına dosyada taraflarınca haciz edilen taşınmaz bulunmuş ise de söz konusu taşınmazın kamu alacakları ve diğer alacaklarla haciz olup alacağı karşılayacak malvarlığının olmadığını ve aciz halinde bulunduğunu, davalının taşınmazını borcun doğumundan sonra devrettiğini ileri sürerek, öncelikle İİK. 277. ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptaline, olmazsa TBK. 19. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesini talep etmiştir HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, İİK.nın 277. Maddesi Uyarınca Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK 19. Maddesi uyarınca Tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça öncelikle İİK.nın 277. Maddesi Uyarınca Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa TBK 19. Maddesi uyarınca Tasarrufun iptali talebinde bulunulmuştur....
Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246....
Bir şeyin teslimine ilişkin edimlerde tevdi hakkı başlıklı 6098 sayılı TBK 107. maddesinde de "Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlunun, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği, tevdi yerini ifa yerindeki hakimin belirleyeceği, bununla birlikte ticari malların hakim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebileceği" hükmü getirilmiştir. Davalı tarafın mahkememizce alınan beyanına göre TBK 107. maddelerine uygun şekilde davrandığını iddia ve ispat edemediği, yine ilgili maddeye göre de temerrüde düştüğü, alacaklının temerrüdü koşulları oluştuğundan tevdi mahalli talebinin kabulü ile, talep eden şirkete ait deponun tevdi mahalli olarak tayinine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
TBK. nin 297. maddesine göre bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde bağıştan dönme (rücu) hakkının kullanılıp kullanılmadığının araştırılması da zorunludur. Öte yandan, TBK.'nun 297/3.madde hükmüne göre; bağışlayan sağlığında geri alma sebebini öğrenememişse, mirasçıları ölümünden başlayarak bir yıl içinde bağışlamayı geri alma hakkını kullanabilir. Bu durumda davacıların mirasbırakanların payına ilişkin açtıkları bu davada mirasbırakanların ölüm tarihi gözetildiğinde 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği tartışmasızdır. Hâl böyle olunca, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir....
-TL'nin davalı ... müteselsilen tahsiline, Satın alınan arazinin rayiç değerinin adi ortaklığın işbu arazi için ödemiş olduğu tutardan düşüklüğü nispetinde adi ortaklığın zarara uğradığının sabit olduğunu, bu durumun, hem TBK m. 626 ve hem de TBK m. 630/f.1 in atfıyla uygulanacak olan TBK m. 506/f.2 uyarınca açıkça sadakat borcuna aykırılık teşkil ettiğini, dava tarihi itibariyle olası maddi zararların davacı tarafça belirlenmesi ve hesaplanmasının mümkün olmadığını ve ancak mahekemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile belirlenebileceğini, davanın bu kısmını belirsiz alacak davası olarak açılmakla olduğunu, işbu yükümlülüğün ihlali dolayısı ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak, müvekkili şirketin tespit edilecek maddi zararının en az 10.000,- TL lik kısmının davalı ... müteselsilen tahsiline, Dava dilekçesinde anlatılan, hatalı proje seçimi kararının hem TBK m. 628 ve TBK m. 630/f.1 hem de TBK m. 630/f.1'in atfıyla uygulanacak olan TBK m. 506/f.2 uyarınca özen borcuna açıkça aykırılık...
Ancak bu ek süre, TBK nda öngörülen süreden daha uzun olamaz.'' şeklinde, 6. maddesinde ise ''Bu kanunun 5. maddesi uygun düştüğü ölçüde TBK nda öngörülen diğer süreler hakkında da uygulanır.'' şeklinde düzenleme yapılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşkın haciz şikayetinin reddinin yerinde olmadığını, dosya borcunun işlemiş faiz kısmına TBK md. 120 uyarınca itiraz ettiklerini, itirazları doğrultusunda faiz hesabının TBK md.120 mucibince hesaplanmasını talep etmiş olmalarına rağmen yerel mahkemenin bu hususta hiçbir inceleme yapmadan usule ve yasaya aykırı şekilde şikayetin reddine karar verdiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında icra takibinde bulunulduğu takibin kesinleştiği, davacı tarafından haczin aşkın olduğu iddiası ile şikayette bulunulduğu ve işlemiş faiz kısmına TBK md. 120 uyarınca itiraz ettiklerini, itirazları doğrultusunda faiz hesabının TBK md.120 mucibince yapılmasının talep edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....