WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TBK m. 56). Diğer yandan, kişisel hakları zarara uğrayanların da tazminat talep hakları vardır. (6098 s. TBK m. 58). Burada da kural olarak doğrudan doğruya zarar görme koşulu söz konusudur. Ancak, kişilik değerlerinin kapsam ve çerçevesi hayatın olağan akışına, yerleşik değer yargılarına ve yaşam deneyi kurallarına dayalı olarak belirlenmelidir. Bir kimsenin beden ve ruh tamlığının ihlali sonucunda, onun yakınlarının da korunan varlıkları doğrudan zarara uğramış olabilir. 6098 s. TBK m. 58 hükmü genel bir düzenleme olup, öngördüğü koşullar gerçekleştiğinde ruhsal uyum ve dengesi sarsılanın, kişilik değerlerine saldırı nedeniyle manevi tazminat isteyebilmesi olanağı vardır. Ailenin, kişisel değerler arasında önemli ve üstün bir yeri vardır ve kişilik hakkı aile ilişkilerini de kapsar....

    Ltd ile müvekkili arasındaki sözleşmenin TBK 474 ve devamı maddelerinde düzenlenen "Eser Sözleşmesi" niteliğinde olduğunu, TBK 478 maddesi gereğince davanın zaman aşımına uğradığını, dava konusu 3 adet asansörün 30/12/2013 tarihinde teslim edildiğini, dava açma hakkının 30/12/2015 tarihinde zaman aşımına uğradığını, davanın öncelikle bu nedenle reddi gerektiği, söz konusu eserler ayıplı olmayıp geçici kabul tutanağında bu durumun belirle olduğunu, TBK 475/3 maddesi uyarınca davacıların sözleşmeden dönemeyeceğini, asansörlerinin sökülüp kaldırılmasının aşırı zarar doğuracağının, dönme talebinin TBK 475/1 maddesine de aykırı olduğunu,ortada bir ayıbın bulunmadığını, sadece 3 asansörde arızalara yer verilmiş olmasının yeterli olmadığını belirterek davanın haksızlığını savunmuş aktif husumet yokluğu, zaman aşımı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir....

      un müvekkili banka ile yapılan anlaşma ve itiraz süresi içerisinde sorumlu olduğu borcu ve ferilerini ödeyerek hukuka uygun olarak ibra edildiğini, tahsil edilen 20.677,19 TL vekâlet ücretinin alacaktan düşülmesi gerektiği iddiasının ise doğru olmadığını, icra takibinin TBK m. 100'e göre açıldığını ve müvekkili bankanın öncelikle tahsilatta faiz ve ferilerde düşme yapıldığını belirtmiştir....

        (TBK.58) maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nin 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK 26, 174, 287); bunların dışında BK’nın 49.(TBK.58) maddesi uygulanır. TMK’nin 24. ve BK’nin 49. (TBK.58) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Dosya kapsamından, davacının manevi tazminat isteminin malvarlığında oluşan zarara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu eylem, davacının kişilik haklarına yönelik bir saldırı olmadığı gibi, iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan da değildir. Manevi zararın koşullarını düzenleyen BK'nun 49....

          TBK. nun 301. maddesine göre kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. TBK. nun 316. maddesi uyarınca; kiracı, kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Sözleşmenin kurulması için kira konusu malın teslimi şart değil ise de; sözleşmenin kurulmasıyla birlikte kiracının, kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak borcu doğmuştur. Bu durumda kiracı kiralananı teslim alarak özenle kullanma borcunu yerine getirmekle yükümlüdür. Dosyaya sunulan karşılıklı yazışmalar, davacı Birliğin Yönetim Kurulu Kararları ve şahitlerin beyanlarına göre, taraflar arasında kira sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmaktadır....

            Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246....

              (TBK m. 231/2.). Satıcının ağır kusurlu olarak malı devretmesi (alıcının iğfali) halinde TBK m 225'e göre, satıcı, ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. TBK'nun 231/2'ye göre de 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davacı alıcı yasadan doğan haklarını kullanabilir. Davacı, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve zararlarının tazminini istemiştir. Mahkemece, satış konusu malın ayıplı olduğu kabul edilmiş, bedelden indirime karar vermiştir. Satış konusu granitler davacı tarafından, TSE garantili, I. sınıf ürün kabul edilerek turizm sektöründe faaliyet gösteren otelin kahvaltı salonu, restaurant kafeterya olarak hizmet veren teras zemininde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayın özelliklerine göre, ayıplı ürünleri davacı alıcı kabule zorlanamaz....

                Kiraya veren, yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu 98. maddesinin (6098 sayılı TBK 114.madde) atfıyla aynı kanunun 44. maddesi (6098 sayılı TBK 52. madde) ile TBK 325. maddesindeki düzenleme birlikte değerlendirilerek, davacı kira sözleşmesinin sonuna kadar olan kira bedelini isteyemese de belirlenecek makul süre için mahrum kaldığı kira bedeli hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Yerel Mahkemece, 21.02.2013 tahliye tarihi esas alınarak bu tarihe kadar ödenmeyen kira alacakları ile tahliye tarihinden sonra mahrum kalınan makul süre kira tazminatı da belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                  Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK. nin 244/3. TBK. nin 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir. Ayrıca amacın gerçekleşmeyeceğinin kesin biçimde anlaşılması tarihi ile bu tarihten itibaren BK. nin 246....

                    Nitekim, TBK. nun 644. maddesinde de ortaklığın sona ermesi halinde tasfiyenin, yönetici olmayan ortaklarda dahil olmak üzere, bütün ortakların elbirliği ile yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Bundan ayrı, adi ortaklık sözleşmesi; karşılıklı borçları kapsayan bir sözleşme olmayıp herkesin belli bir amaca ermek için bir takım borçlar altına girdiği bir sözleşmedir. Bu sözleşmeden doğan borçlar, hukuk bakımından birbirinin karşılığı sayılmaz. Ortaklık sözleşmesinde, karşılıklı borç yükleyen (satış veya kira gibi) sözleşmelerde olduğu gibi BK. nun 81. (TBK. nun 97.) maddesi uyarınca, bir akidin borcunu yerine getirmemesi halinde öbürünün de borcunu yerine getirmekten kaçınması söz konusu edilemez. Bir tarafın sermaye koyma borcunu yerine getirmekten kaçınması diğer tarafa ancak, TBK. nun 639/7. maddesi uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshini isteme hakkını verir ve ortaklık hakim kararı ile ortadan kalkar....

                      UYAP Entegrasyonu