Hukuk Dairesince "..davanın borçlunun ölümünden sonra bir yıllık süre dolmadan açıldığı, bu durumda bu aşamada TBK 617. maddesinin (B.K. 517) olayda uygulama yerinin bulunmadığı, İddianın ileri sürülüş biçimi ve mahiyeti itibariyle davada TBK 618.maddesi (B.K. 518) hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacının açıkça TBK. nun 617. maddesine dayalı olarak tapu iptali ve tescili talebinde bulunduğu, TBK. nun 618. maddesine dayalı bir talebinin bulunmadığı gözetilerek davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin hükmü ortadan kaldırılarak oyçokluğuyla davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, "...Türk Borçlar Kanununun 618. maddesinde açıkça belirtildiği üzere sadece borçlunun iflası halinde, iflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir para talep edebilir....
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafından ödenen bedelin TBK 177 maddede yazılı bağlanma parası olduğu, aracın 3. Kişiye satışının yapıldığı ,davacıya geri ödenmeyen kapora bedelinin iadesi gerektiği anlaşılmakla açılan davanın kabulü ile davacı tarafından ödenen 10.000,00-TL nin TBK madde 177 uyarınca temerrüd tarihi olan 07.09.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile dacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
Dairesince ........2013 gün 2013/4789 Esas, 2013/16690 Karar sayılı kararı ile hükmün faiz yönünden TBK 120/... uyarınca bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, tarafların tacir olması nedeniyle akdi faizi TTK' nın .../... maddesi uyarınca serbestçe belirleyebilecekleri, TBK' nun 120/... maddesi sınırlamasının tacirler için uygulanamayacağı, ilk bozma kararı gereği bozma ilamına uyularak faize hükmedildiği gerekçesiyle aylık %... işlemiş faiz uygulanması gerektiği belirtilerek bozmaya karşı direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'na eklenen geçici .../.... maddesi uyarınca öncelikle inceleme yetkisi olduğu anlaşılmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I ... .... ......
Ticari mümessil, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı, işletme sahibi adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya ve onun adına işletmenin amacına giren her türlü işlemleri yapmaya yetkili olup açıkça yetkili kılınmadıkça, taşınmazları devredemez veya bir hak ile sınırlandıramaz (TBK 548). Ticari mümessillik ticaret siciline tescil olunur. Ancak işletme sahibi tescilden önce de temsilcinin yaptığı işlemden sorumludur (TBK. 542/2). İşletme sahibinin, ticari mümessil dışında, duruma göre başka yardımcılardan da yararlanması mümkündür. Bu yardımcılardan, konumu ve yetkileri bakımından, ticari mümessile en çok benzeyeni ticari vekildir Ticari mümessillik gibi ticari vekalet de, TBK'nun 40 vd. maddelerinde düzenlenmiş temsilin ticari hayatın ihtiyaçlarına uydurulmuş bir türüdür. Dolayısıyla ticari vekalet, ticari mümessillik gibi tek taraflı hukuki işlemle verilen bir temsil yetkisini içerir....
Maddesi gereğince TBK’nun 347.maddesinin, birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen on yıllık uzama süresi dolmuş olan sözleşmeler yönünden 01.07.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak olup, TBK 347.madde metninde de görüleceği üzere ihtar ‘’…her uzama yılının bitiminden itibaren en az üç ay önce...’’yapılmalıdır denilmekle, kanunun düzenlemesinden verilen üç aylık sürenin asgari süre olduğu bildirimin uzama yılının bitimine üç ay kala kiracının elinde olmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. 6101 Sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ile TBK 347 maddesinde verilen fesih imkanının konut ve çatılı işyeri kiraları sözleşmeleri bakımından bir defaya mahsus olmak üzere ertelenmesinin gerekçesi; TBK 347/1 maddesinin derhal uygulanması sonucunda kiracıların zarara veya mağduriyete uğramalarının ve doğması muhtemel sorunların önlenmesidir....
Konut ya da çatılı işyeri niteliğindeki bir taşınmazı iktisap eden kimse dilerse eski malik ile kiracı arasında yapılmış sözleşmeye dayanarak sözleşmenin sonunda bir ay içinde, dilerse TBK.’nun 351. maddesi uyarınca edinme günü de dahil olmak üzere edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla edinme tarihinden itibaren altı ay sonra ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. İhtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir....
TBK.’nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Kiralanana ait yazılı kira sözleşmesinin 01/01/2005 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesi TBK.' nun 347/1 maddesi gereğince kiracı bir yıl olan süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadığından aynı koşullarla birer yıl süre ile uzayarak davanın açıldığı tarihe nazaran 01/01/2015 tarihinde sona ermiştir. Dava yukarıda açıklaması yapılan TBK.'...
Somut uyuşmazlıkta davalının TTK 493 hükümlerince devir yükümlülüğünün doğup doğmadığı, gerçek bedel miktarı gibi hususlar çekişmeli olup davalının TBK 107 kapsamında bir temerrüdünden bahsetme imkanı bulunmadığı gibi alacağın temlikine ilişkin TBK 187. Maddesindeki şartlarında olayda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin reddine ilişkin aşağıdaki şeklide karar verilmiştir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, bir kişinin sorumluluğu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakimin zarar gören aksini istememiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar vereceğini, TBK 202 maddesi uyarınca dava açıldığını, davaya Yahya Beyce'nin cevap verdiğini, diğer davalıların cevap vermemesinin bu durumun her iki davalının aleyhlerine çıkabilecek kararın kendilerine zarar getirmeyeceği konusunda garanti verilmiş olma ihtimalini akla getirdiğini, dava dilekçesinde davanın neden TBK 202 maddesi göre açıldığının açıklandığını, hakimin kendiliğinden uygulamak zorunda olduğu TBK'nın 60 ve HMK 33 maddesine göre değerlendirme yapması ve yargılamayı TBK 202. maddeye göre yapmasının zorunlu olduğunu, İİK 277 madde göre karar vermesinin mümkün olmadığını, TBK 202. maddesinin şartlarının davacının daha çok lehine olduğunu, davanın işletme devri nedeniyle değil gayrimenkullerin devri sebebiyle açılmış...
TBK m.331 de düzenlenen bu fesih türünün kullanılabilmesi için, taraflar arasında akdedilen geçerli bir kira sözleşmesinin varlığı, kira sözleşmesinin devamını tarafları için beklenemez kılan haklı sebeplerin var olması ve haklı sebebe dayanan kiralayan ve kiracının, TBK. m. 329 maddesine göre (üç ay) ve TBK. 330.maddesine göre (üç gün) yasal fesih bildirimi süresine uyarak fesih bildiriminde bulunması gerekmektedir. Olayımıza gelince; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 10/01/2019 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı, tarafların imzalarını inkar etmediği anlaşılmaktadır. Kiralanan yer işyeri olup 6098 sayılı TBK’nın konut ve çatılı işyeri kirası hükümlerine tabidir....