Dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde taşınmaz üzerinde Yapı ve T4 lehine 240.000,00 TL borç için 27/09/2012 tarih 25117 yevmiye nolu ipotek kaydının bulunduğu, ipotek akit tablosunun tetkikinde ipoteğin 6555 parsel 1.kat C3 blok 8 nolu bağımsız bölüm için 240.000,00 TL bedelle fekki bildirilinceye kadar geçerli 1. Derecede değişken faizle 27/09/2012 tarihinde 25117 yevmiye numarası ile tesis edildiği, resmi senette Abdurrahman Çiftçi ile Yapı ve Kredi Bankası arasındaki anlaşmaya göre bankanın gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki tüm şubeleri tarafından Abdurrahman Çiftçi lehine açılmış ve açılacak konut, finansman kredileri, tüketici kredileri ve her türlü krediler nedeni ile bankaya doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 240.000,00 TL'ye kadar olan kısmı ile tesis edildiğinin yazıldığı, dava konusu taşınmazın 10/02/2014 tarihinde 4367 yevmiye nolu işlemle ipotekle yükümlü olarak davacı tarafça satın alındığı, davalı banka tarafından İstanbul 10....
İcra Müdürlüğü'nün 2019/921 talimat sayılı dosyasından 19.11.2021 tarihinde yapılan ihale ile taşınmazının satıldığını, satış ilanında 2 no'lu taşınmaz şeklinde açıklanan taşınmaz için elektronik satış ilanı verilmediğini, satış ilanının elektronik ortamda yapılmasının icra müdürlüğünün takdirine bırakılmış bir husus olmayıp yasal bir zorunluluk olduğunu, taşınmazın niteliğinde hata yapıldığını, satış ilanında sanki 2 ayrı taşınmaz varmış gibi ilan yapıldığını ve iki ayrı saatte satış gerçekleştirildiğini, taşınmazın bir tane olduğunu, taşınmazın müvekkiline miras yoluyla intikal ettiğini, taşınmazdaki hissesinin tek bir satışta ihale edilmesi gerektiğini, satış isteyen alacaklının varlık yönetim şirketi olup, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143/5. maddesi hükmünce KDV ve damga vergisinden istisna olmakla bu hususun satış ilanında belirtilmemiş olmasının ihalenin feshi sebebi olduğunu, taşınmazın ihalesinden KDV alınacağı kabul edilse dahi satış ilanında KDV oranının yanlış ve fazla...
ne Samsun 6.Noterliğiin 23082 keşide numaralı ve 27/08/2018 tarihli ihtarnamesi ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, proje, maket ve şartnamelere aykırı olarak yapılan eksik ve ayıplı imalatlar nedeniyle bedel indirimi talep edildiğini, davalı bankanın kullandırmış olduğu bağlı kredi nedeniyle TKHK'nun 30- 35 hükümleri doğrultusunda sorumlu olacağının belirtildiğini, istinaf incelemesinde olan Samsun 2.Tüketici Mahkemesinin 2019/38 Esas sayılı dava dosyası ile müteahhit APG İnşaat Yatırım A.Ş.'ne eksik ve ayıplı ifa nedeniyle bedel indirimi ve yine APG İnşaat Yatırım A.Ş. ve Ziraat Katılım Bankası A.Ş.'ne kira kaybına yönelik dava ikame edildiğini, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda 26.597,00- TL tutarında eksik ve ayıplı ifa nedeniyle değer kaybının tespit edildiğini, müteahhit APG İnşaat Yatırım A.Ş. ile Ziraat Katılım Bankası A.Ş. Arasında 01/02/2016 tarihli garantörlük sözleşmesi imzalandığını, müteahhit APG İnşaat Yatırım A.Ş., davalı Ziraat Katılım Bankası A.Ş.'...
Davacı tarafın itirazlarına gelince; taşınmazın satış ilanın tebliğine ilişkin olan hukuki düzenlemelere uyulmaksızın yasal düzenlemelere aykırı ve eksik işlemler ile yapılan ihalenin geçersiz olduğunu, taşınmaz satış ilanı incelendiğinde taşınmaz hakkında genel olarak bilgi verildiğini ve bu durumda ihalenin feshi gerektiğini, dosyada taraflara usulüne uygun bir tebligat yapılmadığını, taşınmazların icra dairesi marifetiyle satılmasında kanunda belirtilen usul uygulanmadığını, taşınmazların satış talebinden nihayet üç ay içinde icra dairesi tarafından açık arttırma ile satışa çıkması gerektiğini, arttırma ilanının ilgililere tebliğ edilmesi gerektiğini, birinci ve ikinci ihalenin yapılacağı yer, gün ve saatin önceden ilan edilmesi gerektiğini, bu satış ilanının alacaklı borçlu ve tapu kütüğündeki ilgililere ve aile konutu olması durumunda borçlu olmayan eşe tebliğ edileceğini,bu usüle de uyulmadığını, bundan dolayı ihalenin feshi gerektiğini iddia etmiştir....
kiralama bedelini ödediğini veya ödememesi gerektiğini ve yahut bedelin istenebilir olmadığını, Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi ve HMK'nın 200. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca yasal delillerle kanıtlayamadığı anlaşıldığından, davalının sözleşme hükümlerine göre malın aynen iadesi ile yükümlü olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İhalesi yapılan taşınmaz üzerinde Ziraat Bankasının ipoteğinin bulunduğu, bankaya yazılan müzekkere cevabına göre "Güncel borç miktarının 174.723,00 TL, ipotek bedelinin 360.000,00 TL ve 250.000,00 TL'nin altında satışlarına muvafakatlarının bulunmadığı," dikkate alındığında 250.000,00 TL üzerinde taşınmazın satılması nedeniyle rüçhan alacağının karşılandığı, taşınmaz satış kararında satış ilanının gazetede ilan edilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de sonradan yerel gazetede taşınmazın satış ilanına karar verilip ilanının yapıldığı, söz konusu yerin otel, fabrika ve buna benzer nitelikte bir yer olmadığı, ulusal gazetede ilan yapılmasına gerek bulunmadığı ayrıca internetten e teklif verenler ile ihale alıcısı dışında nakti teminat alınmamış ise de bu durumun ihalenin feshi nedeni değildir....
Maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep edildiği, mahkemenin de 19/08/2019 tarihli tensip tutanağının 9 nolu ara kararı ile teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararının kabulüne karar verildiğini, ancak mahkemece dosya içerisinde senedin varlığına dair kanıt bulunamadığı gerekçesiyle senedin iptaline yönelik taleplerin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davacı tarafından, davalıdan satın alınan dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu iddiası ile açılmış sözleşmenin feshi, satış bedeli olarak ödenen peşinatın iadesi, borçlu olmadığının tespiti ve satış sözleşmesi gereğince verilen senedin iptali ve iadesi istemine ilişkindir....
Yine aynı yasa 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bu durumda İDM tarafından davacının tüketici işlemi niteliğinde olan konut satış sözleşmesi nedeni ile aldığı konuttaki hukuki ayıbın giderilmesini istediği, nitekim satıcının da davada taraf gösterildiği ve ayıbın giderilmemesi halinde TKHK 11. Madde uyarınca sözleşmenin feshi ile bedel istediği gözetilmeksizin davanın salt ipoteğin fekki olarak nitelendirilmesi ile verilen görevsizlik kararı açıklanan yasal düzenlemelere aykırı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İDM kararının kamu düzenine ilişkin yönlerden yapılan inceleme neticesinde kaldırılmasına, dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Şii. ilk devri yaptığı T3'a ihtarda bulunarak kendileriyle yapılan protokol kapsamında ödeme taahhütlerine uyulmadığı bahsiyle, taşınmaz devir sözleşmelerinin feshi ihtarında bulunduğunu, akabinde ÇINAR Denizcilik Ltd, Şti. müvekkili şirkete 09.11.2017 keşide tarihli ihtarname ile T3 ile olan devir sözleşmesini feshettiğini bu sebeple gayrimenkulün şirketlerine devir ve teslimi talep ettiğini, bu durum üzerine müvekkili şirket tarafından, Beyoğlu İS....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı ... iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır....