Davalı vekili --------- tarihli duruşmada; Bildiğimiz kadarıyla ödeme emri tebliğ edildikten sonra kapak hesabı yapılarak müvekkilimiz tarafından ödeme yapılmıştır, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda takdir mahkemenindir, şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı vekili------------ tarihli duruşmada; Her ne kadar icra dosyasına ödeme yapılmış ise de yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz devam etmektedir, şeklinde beyanda bulunmuştur. Deliller Tarafların ---------- dosya arasına alınmıştır. ---------- esas sayılı dosyasının -------kayıtları dosya arasına alınmıştır. --------yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır. Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava ------------ ihlali alacağından kaynaklanan itirazın iptali davasıdır....
SONUÇ; Hüküm fıkrasının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret farkı, yıllık izin ücreti alacaklarına, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretine ilişkin paragrafları tamamen çıkartılarak, yerlerine; " Davacı tarafın kıdem tazminatı alacağından net 8097,66 TL., ihbar tazminatı alacağından net 889,49 TL., yılık izin ücreti alacağından net 2310,02 TL., ücret farkı alacağından net 46,67 TL. olmak üzere toplam net 11.343,84 TL. alacağının; Kıdem tazminatı alacağının iş aktinin feshi tarihi olan 04/04/2011 tarihinden itibaren, ücret alacağının ihtarname ile temerrüte düşülen 15/05/2011 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizleri ile birlikte, İhbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının ise yine ihtarname ile temerrüte düşülen 15/05/2011 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizleriyle birlikte Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20/a maddesi uyarınca kat maliklerinden eşit olarak tahsil edilmek üzere...
2-63 sayılı kararında açıklandığı üzere: haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunabileceği, davanın kısmen kabulü halinde ise davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmolunamayacağının gözetilmemesi ve maddi ve manevi tazminat üzerinden ayrı ayrı hesaplanmak suretiyle davalıya iki kez vekalet ücreti tayini temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılmamıştır....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, ancak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına, davacının manevi tazminat talebi üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplanarak hükmedilmiştir....
Bu durum uygulamada hakkaniyete aykırı sonuçlara sebep olduğundan ve konuyla ilgili olarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde de herhangi bir kurala yer verilmediğinden, Dairemizce eski görüşümüzden dönülmüş ve fazla çalışma veulusal bayram ve genel tatil alacağından yapılan indirim sebebiyle reddine karar verilen miktar bakımından, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği kabul edilmiştir. 3-Mahkemece yukarıda açıklandığı üzere fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarından yapılan hakkaniyet indirimi neticesinde davalı yararına vekalet ücreti verilmemesi isabetli olmuşsa da, ücret alacağı yönünden reddedilen miktar olan 207,00 TL için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 12/2. maddesi uyarınca 207,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirdi....
Dava ve karşı dava, sözleşmeden kaynaklanan alacak davalarıdır. Mahkememizce yargılama devam ederken davacı vekili davasından feragat etmiş, karşı davacı vekili de karşı davasından feragat etmiş, birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti istemediklerini de açık açık beyan etmişlerdir. HMK 307 madde gereğince, davadan feragat davayı sona erdiren ve karşı tarafın rızasına bağlı olmayan taraf işlemlerindendir. Her iki tarafın vekaletinde feragat yetkisi bulunmakta olup yapılan feragatler geçerlidir. Bu sebeple mahkememizce taraf vekillerinin karşılıklı olarak vekalet ücreti ve yargılama gideri istemediklerini beyan ettikleri de göz önüne alınarak yargılama giderleri yapanlar üzerinde bırakılmak suretiyle aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur....
(yeni esas 2020/1476 E.) sayılı takip dosyasının icra vekalet ücreti olduğunu, Aksaray 5....
Dosya içeriğinden; davacının davalı işverenler bünyesinde uzun yol şoförü olarak aylık brüt 1.777,50 TL.+ 1.600,00 TL. harcırah ile 02/11/2012- 14/03/2017 tarihleri arası 4 yıl 4 ay 13 gün çalıştığı, davacının iş akdi davalı işverence -firmanın yolcu taşımacılığı işini bırakması gerekçesiyle- feshedildiği ve davacıya kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı ödemesi yapıldığı, davacının bakiye kıdem ve ihbar tazminatı alacağı ile yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ücreti alacağı, hafta tatili ücreti alacağı, UBGT ücreti alacağı bulunduğuna ilişkin iddiasını ispatladığı, hesaplamalar yapılırken davacıya davalı tarafından yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi ile UBGT ücreti alacağı ödemesinin mahsup edildiği, fazla mesai ücreti alacağı ve UBGT ücreti alacağından % 30 oranında, hafta tatili ücreti alacağından % 50 oranında takdiri indirim yapıldığı, zamanaşımı def’inin dikkate alındığı, davalı şirketlerin ortaklarının aynı olduğu, fiili ve organik bağ nedeniyle her iki davalı şirketin de...
DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait iş yerinde 1992 yılında sertifikalı traktör şoförü olarak çalışmaya başladığını, 20.07.2010 tarihinde Tarım-İş Sendikasına üye olduğunu ancak sendikaya üye olduğu için 30.11.2010 tarihinde davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak iş akdinin feshedildiğini, davacının tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat, yıllık izin ücreti ile belirsiz fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, UBGT ücreti, dini bayram ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi sunmuştur....
Davacının istinaf itirazı incelenmesinde; Dosya içeriği, mevcut delil durumu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava tarihi 09/08/2016 tarihi olup, Mayıs, Haziran maaş ücretinin bankaya ödeme tarihinin 29/08/2016 tarihi olup, dava dilekçesinde ücret talebi 1000 TL olduğu dava açıldıktan sonra ödendiği anlaşılmakla, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermesi nedeniyle, mahkemece davalı lehine red vekalet ücreti takdiri hatalı olup, davacının istinaf başvurusunun esastan kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Toplam dava da kabul edilen miktar artı davadan sonra ödenen ücret alacağına dair dava edilen 1000TL' lik rakam da dahil edilerek davacı lehine verilmesi gereken vekalet ücreti yeniden hesaplandığında ilk derece mahkemesince hükmedilen vekalet ücretinde bir değişiklik olmadığı anlaşılmıştır. Hüküm: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı T5 istinaf başvurusunun esastan reddine Davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 22....