Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

    Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

      Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK’nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK’nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

        Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

          Zira, bu iddia ve gerekçeler yasal dayanağı olmayan davayı kabul edilebilir hale getirmediği gibi, açılacak alacak ve tazminat davaları ile birlikte İİK nun 264/1 maddesine göre istenecek ve mahkemece kabul edilecek ihtiyati haciz kararı ile yukarda ileri sürülen muhtemel tehlikede ortadan kaldırılabilir. Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

            Dosya kapsamına göre yukarıda özetlenen dava dilekçesinde belirtilen safahata göre söz konusu trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepli alacak için davacı tarafından açılan ve yukarıda dava dilekçesinde özetlenen sürece bağlı olarak sonuçta ----- Esas sayılı sayılı dosyası üzerinden işlem gördüğü belirlenmiştir....

              Ltd şti ile davalı ...Ltd Şti kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/4 ve 12/2 maddesine göre hesap edilen 1.800 TL nisbi avukatlık ücretinin davacı ...'dan alınıp Davalı ... Ltd şti, davalı ... Ltd şti ile davalı ... Ltd Şti .ne verilmesine, D-Davacılar ..., ... ve ... tarafından gerek birleşen dava dosyasına konu gerek asıl dava dosyasına konu manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine Asıl dava belirsiz alacak davası olarak açıldığından ve miktar belirtilmediğinden ve Birleşen davada miktar belirtildiğinden Davalı ... Ltd şti, davalı... Ltd şti ile davalı ...Ltd Şti kendisini vekaletnameli vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/4 ve 12/2 maddesine göre hesap edilen 1.800 TL nisbi avukatlık ücretinin davacı ...'dan alınıp Davalı ... Ltd şti, davalı... Ltd şti ile davalı ......

                Asliye Hukuk Mahkemesi ise, manevi alacak tutarına göre Sulh Hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacı davalıya ait aracın çarpması sonucu yaralanması nedeniyle,fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı ile manevi tazminat talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 600,00TL maddi tazminat davası açmış, ıslah dilekçesiyle de 5.000,00TL manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi ve iş sözleşmesi ile hizmet ilişkisinin bulunmaması, maddi ve manevi olmak üzere toplam 5.600,00 TL tazminat istemiyle dava açılmış olması ve dava tarihi itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırının 5.490,00 TL olmasına göre,uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Eyüp Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Borçlu, menfi tespit ve istirdat davası açarsa yahut alacaklı genel mahkemede dava açarsa, hükmolunan tazminatın tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve dava lehine sonuçlanan taraf için, daha önce hükmedilmiş olan tazminat kalkar" düzenlemesine yer verilmiştir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, takip borçlusunun borca itirazının İcra Mahkemesi tarafından incelenmesi neticesinde, takip alacaklısı aleyhine hükmolunan kötüniyet tazminatının tahsili, takip alacaklısının genel mahkemelerde alacak davası açması halinde bu dava sonuna kadar duracak, alacak davasının alacaklı lehine sonuçlanması halinde de bu tazminat kalkacak ve alacaklı kötüniyet tazminatı ödemekten kurtulacaktır. Bu anlamda, takip alacaklısı aleyhine İcra Mahkemesi tarafından hükmedilen kötüniyet tazminatının akıbeti, genel mahkemelerde alacaklının açtığı alacak davasının sonucuna göre belirlenecektir....

                    Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, 6100 sayılı HMK'nın 107. maddesinin "Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmenin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklı hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir ...." hükmünü haiz olduğu, davanın manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacıların davanın açıldığı tarihte manevi tazminat alacağı miktarını kendilerinin belirleyebileceği ve davanın açıldığı tarihte alacağın miktarı ya da değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilme imkanının bulunduğu, manevi tazminat isteminin manevi tazminatın bölünemezliği kuralına aykırı bir biçimde kısmı veya belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı, davacının dava dilekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak açtığı ancak davanın belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığı, bu durumda HMK'nın 114/1-h maddesi gereğince davacının hukuki yararının bulunmadığı...

                      UYAP Entegrasyonu