Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, trafik kazası neticesi ölüm nedeni ile ölenin yakını tarafından açılan destekten yoksun kalmaya dair maddi tazminat istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacı tarafça, ......... sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı .... plakalı münibüsün karşı yönden gelen trafiğin şeridine geçerek dava dışı sürücü ...... sevk ve idaresindeki ...... plakalı araç ile çarpışması şeklinde meydana gelen kazada, ....... plakalı araçta yolcu olarak bulunan eşi ......vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma nedeni ile maddi tazminat talep edilmiştir....

    Dava, İİK 99.madde gereğince alacaklı tarafından açılmış 3.kişinin istihkak iddiasının reddine ilişkindir. 1- Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı 3. kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İİK 97/13.maddesi gereğince takibin talikine karar verilmiş ve istihkak davası reddedilmişse 3.kişinin alacaklıya tazminat ödemesine karar verilir.Somut olayda 3.kişinin istihkak iddiası reddedilmiş ise de takibin talikine karar verilmediğinden alacağın %40 üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün %40 icra inkar tazminatı yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Müşteki alacaklı vekili icra mahkemesine başvurusunda; davalı gerçek kişilerin İİK'nun 338/1. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına, bankanın İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Reddedilen tazminat miktarı üzerinden kendisini vekille temsil ettiren banka lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yanlış ise de; bu husus banka tarafından temyiz konusu yapılmadığından bozma nedeni sayılmamıştır....

        İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca 3. kişiye gönderilen haciz ihbarnamesine itiraz edilmesi halinde alacaklı bu iddianın gerçeğe aykırı olduğunu iddia ederek 3. kişinin cezalandırılması istemi ile birlikte tazminat talebinde bulunabileceği gibi yalnızca cezalandırma ya da yalnızca tazminat isteminde bulunabilir. Diğer bir deyişle alacaklı hem cezalandırma hem de tazminat talep etmek zorunda değildir. 3. kişi hakkında cezalandırma isteminde bulunulması halinde İcra Ceza Mahkemesinde şikayetin görülmesi gerekir iken sadece tazminat isteminde bulunulması halinde tazminat istemi İcra Hukuk Mahkemesinde genel hükümlere göre görülür....

        Maddesi (1- f) bendi ve 2004 Sayılı İİK'nun 258/3. fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi....

        Haciz ihbarnamesinin davalı T3 04.05.2015 tarihinde tebliği üzerine, davalı tarafça 08.05.2015 tarihinde itiraz edildiği, davacı alacaklı tarafça İİK 89/4. Maddesine dayanılarak açılan tazminat davasında Mahkemece İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesi 2016/215 E sayılı dosyası ile eldeki dava dosyasının konusu, tarafları ve icra dosyasının aynı olduğu anlaşıldığından davanın HMK 114 maddesi uyarınca derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verildiği, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Davacı alacaklı tarafça İstanbul Anadolu 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/215/Esas 2020/116 Esas sayılı dosyasında 11.04.2016 tarihinde açılan davada 3....

        362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

        gelince; Dava faturaya dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olup, hüküm altına alınan alacak likit (belirlenebilir) nitelikte olduğundan davacı lehine İİK.’nun 67/2. maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacının tazminat talebinin reddi doğru olmadığı gibi, davalının takipten önce yaptığı 19.081.01 YTL’lik ödemenin davacı kayıtlarında da gözükmesine rağmen, ödenen miktar düşülmeden davalı hakkında icra takibi yapılması davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu gösterdiğinden İİK.’nun 67/2. maddesi uyarınca red edilen miktar üzerinden davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi de isabetli görülmemiştir....

          Mahkemece, tebligatın usulsüz yapılarak ihalenin kesinleştirilmesi işlemine karşı İİK 5. maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı aleyhine açılması gerektiği, icra takibinde ödemenin yapılıp borçlu olmadığının belirlenmesinden sonra bu davanın açılması gerektiği ve icra takibindeki borç ödenmeyip borçlu olmadığının tespiti kararı da bulunmadığından yasal şartları oluşmayan davanın reddine karar vermiştir. Dava, davalıların haksız eylemine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dairemizin 2006/14041 esas 2007/701 karar sayılı kararı emsal gösterilerek İİK 5. maddesi uyarınca davanın Adalet Bakanlığı aleyhine açılması gerektiği, ayrıca icra takibinde ödemenin yapılıp davacının borçlu olup olmadığının belirlenmesinden sonra bu davanın açılması gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verdiği anlaşılmaktadır. Ancak somut olayda alacaklı davalı ...'nın ......

            tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Temyiz istemi, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin 20.09.2021 tarihli ek kararına ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davalı vekiline 10.08.2021 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 06.09.2021 tarihinde verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu