Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre mahkemece davanın kabulü ile davaya konu şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması ve yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamasına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....

    un vasisi ...' un ihya edilen şirkete münferit ve yetkili tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memurunun mevcut sıfatı karşısında ücret takdirine yer olmadığına, kararın bir örneğinin ticaret sicil müdürlüğüne gönderilmesine ve ilanına dair karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının ... ile tasfiye memuru ... aleyhine açmış olduğu davanın kabulüne, Davada ihyası talep olunan "Tasfiye Halinde ... Şirketinin ... 4.İş Mahkemesinin ...E.sayılı dava dosyasında davaya dahilinin sağlanması, bu şirkete yönelik her türlü tebliğ işleminin gerçekleştirilmesi, kararın kesinleşmesi ve infazı ile ilgili her türlü iş ve işlemlerinin sağlanması" açısından ...nün ... sicil numarasında kayıtlı "Tasfiye Halinde ... Limited Şirketi"nin ek tasfiye suretiyle ihyasına, 2-Adı geçen şirketin en son tasfiye memuru gözüken ...'un vasisi ...'...

      Davalı tasfiye memurunun aynı madde gereğince tasfiye memuru olarak atanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davalının şirketin önceki tasfiye memuru olması nedeniyle ücret takdir edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı tarafından tasfiye sırasında yapılacak giderlerin, yapılacak ek tasfiye giderleri içinde dikkate alınacağı tabiidir. Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz mevcut olduğundan bu durumu bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun tasfiyeyi kapatması ve HMK'nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun tüm istinaf sebep ve gerekçeleri yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı ...'...

        in, hükmü temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen davalı tasfiye memurunun temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmü temyiz etme yetkisi bulunmayan ... ve ...'in temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı tasfiye memurunun temyiz itirazlarının REDDİ ile hükmün ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatıran tarafa iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

          O halde davalı tasfiye memurunun tasfiyesini yaptığı şirket hakkında İzmir 15.İş Mahkemesinin 2015/628 E.sayılı dosyasında derdest bir davası olduğu halde bu davayı gözetmeyerek ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerini bitirerek 30.12.2019 tarihinde tasfiyenin sonuçlanmasına sebebiyet verdiği açıktır. Tasfiye işlemleri yapılırken davacının iş akdinden kaynaklanan alacak davası derdest olduğu halde bu davalar bitirilmeden tasfiyenin sonuçlandırılmış olmasında davalı taraf kusurludur....

            İcra dosyalarındaki takiplerin 07.01.2020 ve 01.02.2019 tarihlerinde başlatıldığı, ihyası talep edilen şirketin ise; son tescilinin 17.08.2021 tarihinde yapıldığı, davalı tasfiye memurunun derdest takip ve davayı dikkate almaması nedeniyle tasfiyenin eksik yapıldığı, aleyhine hüküm verilen tarafın HMK'nın 326. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sorumlu tutulacağı, tasfiye memuru aleyhine hükmedilen yargılama giderlerinin ihya sonrası yapılacak tasfiye bilançosunda dikkate alınabileceği anlaşılmaktadır. Davalı ... Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda bulunduğundan ve kanuni görevini yapan Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün harç ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması mümkün değildir. Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, icra takibini bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

              İlk derece mahkemesince duruma göre her zaman tasfiye memurunun görevinin sona erdirilebileceği veya değiştirebileceği ve tasfiye memurunun kişiliğine karşı kararların HMK'nun 341.maddesinde sayılan istinafa tabi kararlardan olmadığı anlaşılmakla tasfiye memuru T1'nin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Tüm bu nedenlerle tasfiye memuru T1'nin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle; 1- Tasfiye memuru T1'nin istinaf başvuru dilekçesinin HMK'nın 341....

              Davacı vekili 20/02/2023 tarihli dilekçesi ile, davalı tasfiye memurunun şirketi müdür olarak yönettiği yıllarda ve sonrasında tasfiye kararından sonra uzun süre tasfiye edilmemesi sebebiyle şirketi zarar soktuğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının ortak sıfatında uğramış olduğu zarara ilişkin şimdilik 25.000 TL. nin müvekkiline ödenmesini talep ettiği anlaşılmıştır. TTK.nun 555.maddesinde " şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler." düzenlemesi mevcut olup, davacının tasfiye memurunun sorumluluğu kapsamında tazminat istemiyle açtığı bu davada kendi zararlarından ve şirket zararından bahsederek zararın kendisine ödenmesini talep etmektedir. Ancak yasa gereği zararın şirkete ödenmesi mümkün olup davacının yasal dayanağı bulunmayan talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                Maddesinde; " Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. " hükmü düzenlenmiştir. ... TSM'nin 04/04/2022 tarihli yazısına göre, ihyası talep edilen şirketin 29/06/2009 tarihinde tasfiye kapanış tescili sonucu terkin edildiği anlaşılmıştır. Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabına göre tasfiye memurunun ... olduğu anlaşılmakla tasfiye memurunun ihya davasında yasal hasım olduğu dikkate alınarak davacı tarafa ...'...

                  nin borçları olduğunu ve tasfiye memurunun TTK 236. maddesi gereğince bu borçları ödemediğini, TTK 446/2 maddesi gereğince tasfiye memurunun sorumlu olduğunu belirterek fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla tasfiye memurunun kanun hilafına hareketle oluşan zararlarından şimdilik 10.000,00 YTL'nin ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16.06.2008 havale tarihli ıslah dilekçesinde talebini 149.670,00 TL olarak artırmıştır. Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalının tasfiye memuru olarak bildiği yönetim giderlerini ödemeyerek ve karşılığını ayırmayarak TTK.'...

                    UYAP Entegrasyonu