Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı tasfiye memurunun bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 05/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
in tasfiye memuru olarak atanmasına karar verildiğini, şirketin tasfiye işlemlerinin 21/11/2011 tarihinde sonuçlandığını, vergi inceleme raporu doğrultusunda sahte belgelerin bilerek kullanıldığı iddiası ile tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi, vergi ziyai cezası ile gecikme cezasına ilişkin vergi ceza ihbarnamelerinin tasfiye memuru ...'e tebliğ edildiğini, tasfiye memurunun itiraz etmemesi üzerine kesinleşerek, borcun şirket tarafından vadesinde ödenmemesi sebebi ile yıllar önce ortaklıktan ayrılan müvekkili adına anılan borçlar için ödeme emri düzenlendiğini, tasfiye memurunun seçimine dair 07/05/2009 tarihli ortaklar kurulu kararının yoklukla malul olduğunu, kararın altında imzası bulunan ortak...'in karar tarihinde ölü olduğunu ileri sürerek 07.05.2009 tarihli ortaklar kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket tasfiye memuru, davanın reddini istemiştir....
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, tasfiye işlemini usulsüz olarak yapan ve terkinin yapılmasına neden olan tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekmesine rağmen davayı açan kişinin tasfiye memuru olması nedeniyle davada taraf teşkilinin sağlanması yanında tasfiye işlemlerinin usulsüz olarak gerçekleştirmiş olması nedeniyle davanın açılmasına sebebiyet verenin davacı tasfiye memuru olup yargılama giderlerinden sorumlu bulunduğu göz önünde tutularak, davacı yargılama giderleri ile sorumlu tutulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerektirici nedenlerle: 1- İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün Merkez-... sicil numarasında kayıtlı iken TTK'nun geçici 547. maddesi uyarınca tasfiye sonunda sicil kaydı kapatılan Tasfiye Halinde ......
un tasfiye memuru olarak atanmasının mümkün olmaması durumunda, mahkememizce resen bir tasfiye memuru belirlenmesi gerektiğini belirterek öncelikle hizmet tespit davasına konu olması nedeniyle ...Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün ...sicil nosunda kayıtlı ...Ltd. Şti'nin ihyasına, son tasfiye memuru ...'un tasfiye memuru olarak atanmasına, herhangi bir sebeple son tasfiye memurunun yeniden tasfiye memuru olarak atanmasının mümkün olmaması durumunda mahkememizce resen seçilecek bir kişinin tasfiye memuru olarak atanmasına, bunun da mümkün olmaması halinde taraflarınca bilahare bildirilecek kişinin tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı...Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde, dava konusu şirketin, olağan tasfiye sonucu ticaret sicilden terkin edildiği, husumetin tasfiye memuru...'...
Şti'nin ihyası gerektiğini, mahkemece dava açmaları için yetki ve süre verildiğini, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ... sicil numarası ile kayıtlı iken tasfiye kapanışı yapılarak terkin edilen Tasfiye Halinde ... Ltd. Şti. 'nin tüzel kişiliğinin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/856 E. sayılı dosyası nedeniyle ihyası ile ticaret siciline tesciline, ek tasfiye işlemlerinin yapılması bakımından son tasfiye memurunun atanmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tasfiye memuru ...'ye yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu durumda, şirket sicilden terkin edildiğinden gerekçeli kararın bu davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceğinden; davacı tarafa şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilip, ihyası halinde şirket tasfiye haline geri döneceğinden, Türk Ticaret Kanunu'nun 556 ve 450. maddeleri yollamasıyla Türk Ticaret Kanunu'nun 219/1. maddesi uyarınca tasfiye halindeki şirket tüzel kişiliğini davalarda tasfiye memurunun temsil etmesi gerektiğinden, gerekçeli kararın ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin önceki tasfiye memuru ...'ın 14.09.2009 tarihinde vefat ettiği temyiz formunda belirtildiğinden yeni atanacak tasfiye memuruna tebliği sağlanarak, temyiz süresinin beklenmesi ve temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliğ edilerek, temyize cevap süresinin beklenmesinden, sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 14.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kararı, davalı tasfiye memuru temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 547/2. maddesi "Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir." hükmünü haiz olup, mahkemece, şirketin ihyasına karar verilmesinin yanı sıra 6102 sayılı TTK'nın 547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru atanması ile tescil ve ilanı gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım olup, yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı, tasfiye memurunun, tasfiyeyi usul ve yasaya uygun olarak yapmaktan sorumlu olup, tasfiye kararından önce şirket ortağı olduğu, tasfiye kararının 17/09/2021 tarihinde tasfiye memurunun katıldığı ortaklar kurulu kararı ile alındığı, 05/05/2017 tarihinde açılıp, 05/02/2019 tarihli kararla sona eren, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı ile 06/07/2023 tarihinde kesinleşen, icra takibine dayanak davada verilen ilama ilişkin icra takibinin 13/03/2019 tarihinde başlatıldığı dikkate alındığında, tasfiye memurunun gerek dava, gerekse icra takibinden haberdar olmasına rağmen ihya davasına konu dava dosyası ve icra takibini dikkate almaksızın tasfiyeyi kapatmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, usulsüz tasfiye nedeniyle hakkında dava açılmasına sebebiyet vermesine bağlı olarak yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği dikkate alınarak, davalı tasfiye memuru yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu...
Somut olayda mahkemece; tasfiye sürecinde tasfiye memurunca gerekli ilanların yapıldığı davacı tarafından ilan süresi içerisinde başvurulmadığı, tasfiye memurunun bu davanın konusundan haberdar olduğunun ispatlanamadığı dikkate alınarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, davalı T4 davada yasal hasım konumunda bulunduğu, davalı tasfiye memurunun ise tasfiyeden aşamasında davacının alacağından bilgisi olduğunun sabit olmadığı, terkin tarihinin 23/08/2019 tarihi olduğu, davacının alacak davasının ise bu tarihten sonra 21/08/2020 tarihinde İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/266 esas sayılı dosyasında açıldığı, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun kusurlu olduğunun da kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır....
Lastik Kapl inş Mad San ve Tic Ltd Şti hakkında verilen ek kararın tasfiye memuru ...’a “ ...” adresinde TK 35. maddeye göre tebliğ edildiği anlaşılmışsa da, Ticaret sicil Memurluğu tarafından bildirilen tasfiye memurunun adresinen “-...” adresi olduğu gibi, tasfiye memuru tarafından en son bildrilen adresin de aynı olduğu anlaşıldığından, ek kararın “-...” adresinde yöntemince tasfiye memuruna tebliği ile ek karara karşı temyiz süresinin geçirilmesi beklendikten sonra, gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, bu eksiklik giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....