Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyaya celp olunan nüfus kayıt örneğinden tasfiye memuru ...' in 26/08/2014 tarihinde vefat etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlık TTK'nın 547. maddesine dayalı olarak açılmış ihya talebine ilişkin olup tasfiyeyi yapan tasfiye memurunun ölmüş olması nedeniyle davada taraf teşkilinin tamamlandığının kabulü gerekir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, mahkemece davanın kabulü ile birlikte, önceki tasfiye memurunun vefat etmiş olması nedeniyle, yeni bir tasfiye memurunun görevlendirilmesi isabetlidir (Yargıtay 11. HD 2014/6312 E 2014/12952 K 07.07.2014 T.), ancak dava dilekçesinde tasfiye memuru'nun ismi belirtilmediği halde mahkemece ÖLÜ TASFİYE MEMURU ...'e karşı açılan davanın HMK'nın 114/1-d ve 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Bu nedenle istinafa başvuran davalı olarak karar başlığında yer alan ... A.Ş. Vekili olarak bu şirket adına Av. ...'ın istinaf başvurusunun HMK'nın 355....

    Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği, tasfiye dışı kalan söz konusu araç yönünden de ek tasfiye yapılmasının gerekli olduğu ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu davacı-tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak ... tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı ... Sicil Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1-Davanın TTK'nin 547....

      Davalı tasfiye memuru daha önce tasfiye işlemleri için kendisinin seçildiğini,takdirin mahkemede olduğunu beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının iş bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu, davalı tasfiye memurunun pasif husumet ehliyetinin olduğu belirtilerek davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sicil numarasında kayıtlı ... Şirketi'nin (Eski ünvan ...) davacı tarafından Bandırma İş Mahkemesi'nin 2022/58 Esasta derdest olan dava ile sınırlı olmak üzere ihyasına, Tasfiye Memuru olarak eski tasfiye memuru ...'nin (TC No:...) atanmasına karar verilmiştir....

        şirketin ihyası istemine yönelik olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket tasfiye memurunda olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı şirket tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerektiği, mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinden tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekirken bu doğrultuda karar verilmemesi yerinde görülmemiş ve söz konusu eksiklik yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın, bu nedenle davacı lehine kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne ,davalı ... vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kabulü ile Düzce Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 3988 sicil numarasında kayıtlı iken 25/12/2015 tarihinde tasfiye süreci sonlandırılarak sicilden terkin edilen Emek Uluslararası Nakliyat ve Dış Ticaret A.Ş 'nin Bakırköy 3....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tasfiye kurulunun üyelerinin azli davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı olduğu kooperatifin tasfiye aşamasında olduğunu, 25.06.1997 tarihli genel kurulda alınmasına karar verilen ve üzerinde kooperatif tarafından konut yapılan arsanın önceki tasfiye kurulu üyesi... adına tescil edildiğini, müvekkillerinin ihtarlarına rağmen tasfiye kurulu üyelerince taşınmazın kooperatif adına tescili için dava açılmadığını, davalıların tasfiye kurulundan beklenecek dikkat ve özeni göstermediklerini ileri sürerek, tasfiye kurulu üyesi olan davalıların azledilerek yerlerine ..., ... ve ...'ın tasfiye kuruluna seçilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            < Davacı anonim şirketin 1989 takvim yılına ilişkin beyannamesini vermemesi üzerine takdir komisyonu kararına dayanılarak davacı şirket adına kurumlar vergisi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir. ...Vergi Mahkemesi … günlü ve … sayılı kararıyla; davacı şirket adına yapılan tarhiyata karşı şirket temsilcisi tarafından dava açıldığı, ancak şirketin 5.5.1988 tarihinde tasfiyeye girdiği, bu tarihden sonra idare ve temsil yetkisinin tasfiye memurlarına ait olduğu bu nedenle davanın temsil yetkisine haiz tasfiye memuru veya tasfiye memurunun tayin edeceği vekil tarafından açılması gerekirken şirketin eski temsilcisi tarafından açılmasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir....

              Davalı yasal hasım tasfiye memuru ... vekili, şirketin verdiği tasfiye kararı uyarınca yasal ilanları yapıp, bunların kesinleşmesinin akabinde 30/09/2009 tarihinde tasfiyenin kapatıldığı ve tasfiye memurunun ibra edildiği, görev ve sorumluğunun bittiği, öte yandan işçilik alacak davası daha önce açılmış ise de, o davada kendisine tebliğin tasfiye kapatıldıktan sonra yapıldığı savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... Sicil Memurluğu, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun tasfiye memuruna ait olduğu, eksik işlem sonucu tasfiyenin kapatılması halinde bu duruma tasfiye memurunun sebebiyet verdiği ve kendilerinin zorunlu yasal hasım olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir....

                Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, tasfiye kararı alındığı tarihte ihyası talep olunan şirketin davalı olarak yer aldığı dava bulunmaktadır. Tasfiye memurunun açılan davadan, davaya konu boğulma olayından haberdar olmadığına ilişkin itirazı yerinde değildir. Hal böyle olunca mahkemece, yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, tasfiye memurunun tasfiye edilen şirket hakkında derdest dava bulunduğu halde tasfiyeye devam ederek tasfiye kapanışı yapılmak suretiyle şirketin ticaret sicilinden terkinine sebep olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan ihyasına karar verilen şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınarak şirket tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak atanan davalı... tarafından tasfiye işlemleri tamamlanarak şirketin tasfiye nedeniyle ticaret sicilinden kaydı 27/12/2006 tarihinde terkin edilmiştir....

                  Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, tasfiye kararı alındığı tarihte ihyası talep olunan şirketin davalı olarak yer aldığı dava bulunmaktadır. Tasfiye memurunun açılan davadan, davaya konu boğulma olayından haberdar olmadığına ilişkin itirazı yerinde değildir. Hal böyle olunca mahkemece, yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, tasfiye memurunun tasfiye edilen şirket hakkında derdest dava bulunduğu halde tasfiyeye devam ederek tasfiye kapanışı yapılmak suretiyle şirketin ticaret sicilinden terkinine sebep olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Öte yandan ihyasına karar verilen şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınarak şirket tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak atanan davalı T3 tarafından tasfiye işlemleri tamamlanarak şirketin tasfiye nedeniyle ticaret sicilinden kaydı 27/12/2006 tarihinde terkin edilmiştir....

                  Öte yandan ihyasına karar verilen şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınarak şirket tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak atanan dahili davalı ... tarafından tasfiye işlemleri tamamlanarak şirketin tasfiye nedeniyle ticaret sicilinden kaydı terkin edilmiştir. İhyasına karar verilen şirket hakkında tasfiye işlemleri tamamlanıp sicilden terkini yapılmadan önce dava açılmıştır. Bu durumda mahkemece, ihyası talep edilen şirketin alınan tasfiye kararı üzerine tasfiye işlemleri tamamlanarak şirket tarafından alınan tasfiye kapanış kararı üzerine ticaret sicilinden terkin edildiği, tasfiye memuruna davanın yöneltilmesi gerektiği, şirketin davalı olarak yer aldığı dava dosyası derdest iken tasfiye işlemlerini tamamlayarak şirketin ticaret sicilinden terkinine sebep olan dahili davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, yargılama giderlerinin dahili davalı üzerinde bırakılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu