Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tasfiye memuru vekili, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun olarak yapıldığını, tasfiye memurunun yasal bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ihyası istenen Tasfiye Halinde Sömmez Kuyumculuk Gıda İnşaat Nakliyat Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin tasfiye sonucu 29/09/2017 tarihinde ticaret sicil kaydının silindiği, ancak bu şirket aleyhine Gebze 1....

    Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. TTK'nın 547/2. maddesine göre, ek tasfiye işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişi tasfiye memuru olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada tasfiye memurunun hasım gösterilmesi gerektiğinden, birleşen dosyada dava dilekçesinde açıkça davalı olarak tasfiye memurunun gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Nitekim bu konudaki Yargıtay 11. HD'nin emsal nitelikteki 04.10.2022 tarihli ve 2022/5423 Esas, 2022/6617 Karar sayılı 14.09.2022 tarihli ve 2022/4408 Esas 2022/5855 Karar ve 06.09.2022 tarihli 2022/4108 Esas ve 2022/5553 Karar sayılı kararları da bu yöndedir. İlk derece mahkemesi tarafından, daha önce şirketi tasfiye eden tasfiye memuru atanmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır....

    CEVAP: Davalı Ticaret Sicili Müdürlüğü vekili, Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, sicilin tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev içinde değerlendirerek sonuca bağlayacağını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun "tasfiye memuru"nda olduğunu, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmasının tasfiye memurunun sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurunun alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçların Notere depo edilmesi yada kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini,bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılarak şirket sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, açılan davanın reddini, müvekkili müdürlük aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini...

      Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 24/10/2012 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde ... Ticaret Limited Şirketi'nin Yalova İş Mahkemesi'nin 2016/444 esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu, davanın tasfiye kararı alınmadan ve tasfiye sonlandırılmadan evvel gerçekleşen meslek hastalığına dayalı davacı kurum ödemelerinin rücuusu istemli olarak 03/11/2016 tarihinde açıldığı, davacının açtığı davanın sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu, tasfiye memurunun tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı,TTK nun 547.maddesinde zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmediğinden davalı tasfiye memurunun zamanaşımı, hak düşürücü sürenin geçtiğine ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. H.M.K.'nın 326-(1) maddesi uyarınca; kanunda yazılı haller dışında, yargı giderleri davada haksız çıkan taraftan alınmasına karar verilir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/49 Esas KARAR NO : 2023/70 DAVA : Şirketin İhyası DAVA TARİHİ : 24/01/2023 KARAR TARİHİ : 27/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP : Davacı tasfiye memuru mahkememize sunduğu 24/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı tasfiye memuru ihyasını istediği Tasfiye Halinde ... ... Ticaret Ltd. Şti.'nin tasfiye sonrası sicilden terkin edildiğini ancak şirket adına kayıtlı ... plakalı aracın tasfiyesinin unutulduğunu, bu nedenle tasfiyenin usulsüz olduğunu, şirket adına kayıtlı aracın ek tasfiyesinin sağlanması için Tasfiye Halinde ... Ticaret Ltd. Şti.'nin ticaret sicile yeniden tescili ile ihyasına karar verilmesini ve son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı ... yasal hasım olduğundan ve dava dilekçesi içeriği ile davanın açılmasına davalı ......

          İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı kurum vekili ve tasfiye memuru temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, ilk derece mahkemesinin kararını davalı tasfiye memurunun istinaf etmemesine göre, davalı tasfiye memurunun yerinde görülmeyen temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....

            Ayrıca davacının davasının kabul edilmesi nedeniyle mahkemece davalı tasfiye memuru aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memuru sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan tasfiye memurunun mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerektiğinden davalı tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 03/06/2014 tarihli 2014/7827 esas ve 2014/10350 karar, 14.05.2014 tarihli 2013/16081esas ve 2014/9303 karar, 27.09.2018 tarihli 2018/3873 esas ve 2018/5790 karar, 22.02.2017 tarihli 2017/279 esas ve 2017/1041 karar sayılı emsal içtihatları) Açıklanan bu sebeplerle davalı tasfiye memurunun yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Somut olayda davalı şirket 04/04/2016 tarihinde tasfiye kararı almış, dahili davalı ... tasfiye memuru olarak atanmış ve şirketin 24/05/2017 tarihi itibariyle tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de davacının, ihyası istenen şirket hakkında rücuen tazminat davası açtığı, dava tarihi terkin tarihinden sonra ise de davaya konu iş kazasının 2013 yılında gerçekleştiği, dahili davalı tasfiye memurunun bu iş kazasından haberdar olmamasının kabul edilemeyeceği, davacının şirketin ihyasını istemekte hukuki yararının bulunduğu, dahili davalı tasfiye memurunun iş kazası sonucu oluşacak borçlar için gerekli parayı ayırmadan tasfiye işlemlerini bitirerek ticaret sicilinden terkin ettirdiği için davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretininden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, dahili davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince...

              Tasfiye memurunun atandığı, ancak 29.03.2010 tarihinde istifa ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Bu durumda, hükmü temyiz eden avukata yeni atanan tasfiye memuru tarafından verilmiş bir vekaletname varsa dosyaya ibraz edilmesi, vekaletnamenin olmaması halinde ise kararın yeni tasfiye memuruna tebliğ edilmesi, yeni tasfiye memuru atanmamışsa, TTK'nun 441/1'nci maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmadığı hallerde yönetim kurulu tasfiye işleri ile görevli olduğundan yönetim kurulu üyelerinin aynı vekile verdiği bir vekaletname varsa dosyaya ibraz ettirilmesi, yok ise yönetim kurulu üyelerine kararın tebliğ edilmesi, temyiz süresi beklendikten sonra, dosyanın Dairemize gönderilmek üzere mahalline geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Mahkemece TTK 547 maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, TTK 547 maddesindeki yasal düzenleme uyarınca son tasfiye memuru da olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Davalı vekilince açılan davada müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olarak yapıldığı ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. İlk derece mahkemesince açılan davada düzenlenen tensip zabtıyla davanın basit usulde görülmesine ve 3 nolu tensip ara kararı ile davalı tasfiye memuruna dava dilekçesi, tensip zabtı ekli olarak duruşma günü bildirir tebligat çıkarılmasına karar verilerek, duruşma gününü de 02.03.2022 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir. Mahkemece tensip ara kararları uyarınca davalı tasfiye memurunun dava dilekçesinde bildirilen ve mernis adresi olduğu anlaşılan adresine tebligat çıkarılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu