Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2013/5496 Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, borçlu şirketin 22/05/2012 tarihinde tasfiyeye girdiğinin ve davalının tasfiye memuru olarak atandığının, 30/05/2016 tarihli Genel Kurulda da şirketin tasfiye kapanışının yapılarak sicil kaydının silindiğinin öğrenildiğini, TTK'nın 541 vd.maddeleri ile 553.maddesine göre davalı tasfiye memurunun icra takibine konu alacaklardan sorumlu olduğunu belirterek davalı tasfiye memurunun haksız eylem ve işlemleri nedeniyle müvekkilini uğrattığı zararlardan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

    İş Mahkemesi 2016/366 Esas sayılı dosyasında tazminat davasının derdest olduğu; bu hale göre, davacının anılan mahkemede açtığı derdest dava nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla; davalı tasfiye memurunun şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yargılama giderleri ve vekalet ücretine yönelik istinaf isteminin incelenmesinde; dava ek tasfiye için şirketin ihyası davası olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket tasfiye memurunda olduğundan vekalet ücreti ve yargılama giderinden davalı şirket tasfiye memurunun sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece yargılama giderleri ve vekalet ücretinden tasfiye memurunun sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. (Yargıtay 11. 27/09/2018 tarih, 2018/3873 Esas 2018/5790 Karar)....

      Kararı, davalı tasfiye memuru temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı tasfiye memurunun bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Karar sayılı ilamı doğrultusunda mahkememizce verilen karar kaldırılarak dosya yeniden mahkememize gönderilmiş, ortadan kaldırma kararı ile birlikte yeni duruşma günü taraflara tebliğ edilmiş, ortadan kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde; Dava Tasfiye memurunun sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasıdır. Tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere, tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere; Davalının dava dışı ...Elt Bilgi İşlem Merkezi Tic. Ltd. Şti.'nin tasfiye memuru olduğu, davalının tasfiye memuru olarak atandığı bu şirketin tasfiye işlemlerinin devam ettiği ve tasfiyesini tamamlamadığı, davalının tasfiye memuru olduğu şirket hakkında davacının dava açarak ve icra takibi yaparak alacağını elde etmeye çalıştığı, ve davalı tasfiye memuru ...'ın davacının bu alacaklarını yok sayarak tasfiyenin tamamlandığı gerekçesi ile davalı tasfiye memurunun sorumlu olduğunu ileri sürerek iş bu davayı açmıştır....

          İş Mahkemesinin ........... esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davada, davalı Tasfiye Halinde ......... Makina San. Ve Tic. Ltd.Şti.'nin tasfiye memuru .........'in vefatı nedeniyle taraf teşkilinin sağlanamadığını, Bakırköy ......... İş Mahkemesi kararı, şirketin tasfiye memurunun vefat etmesi ve yerine başka tasfiye memurunun atanmaması nedeniyle taraflarınca veraset ilamı çıkarıldığını, tasfiye memurunun mirasçılarına mahkeme kararının tebliğ edildiğini, ancak Yargıtay , bu konuda usulü eksiklik gördüğünden kararın bozulduğunu ve davalı şirkete, yada tasfiye memuruna tebligat yapılması hususundaki eksikliğin giderilmesi için dosyayı mahkemesine geri gönderdiğini, Bakırköy .......... İş ,...........

            Önceki, döneme ait olup da, ileride yapılacak inceleme ve araştırma ile tespit edilebilecek olan ve, bu nedenle de tasfiye memurunun bilgisinde bulunmayan, doğumundan onun kusuru olmayan bir kamu alacağından dolayı, salt dağıtım yapmış olmasından bahisle tasfiye memurunun sorumlu tutulmasının hukuksal dayanağı yoktur. ( Turgut Candan, Açıklamalı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Maliye ve Hukuk Yayınları, Ocak 2011, sayfa 166) Somut olayda, dosya içerisinde bulunan ilgili Ticaret Sicili kayıtlarına göre, dava dışı ......

              Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, şirket lehine tesis edilen ipotek kaydını bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekir. Bu kapsamda ilk derece mahkemesinin ihya kararında ve davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353 1.b.1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir....

                Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, tasfiye memurunun tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, tasfiye memurunun bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  A.Ş.nin ihyasına karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, T6 194865- 142392 sicilinde kayıtlı Tasfiye Halinde Sistem Pazarlama Tic. A.Ş.nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sicil Müdürlüğü vekili, savunmasında özetle;tasfiye sürecinde sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının tasfiye memurunun sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye işlemlerinin eksik yapıldığının T6 tespit edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, muhatabın tasfiye memuru olduğunu, yasal konumda olan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                  HMK'nın 326. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden, aleyhine hüküm verilen davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, tasfiye memurunun şirketteki hissesi oranında yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Çünkü davalı sıfatı şirket ortaklığından v değil, tasfiye memurluğundan kaynaklanmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu