Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/700 E. sayılı dosyası ile devam ettiğini, müvekkilinin uhdesindeki paranın sahte belge kullanılmak sureti ile alındığını, eylemin suç teşkil ettiğini, davalının da yurt dışında yaşıyor olduğunu, işin mahiyeti gereğince davalının adresine, tebligat ve duruşma yapılmaksızın davalının Samsun İli, Atakum İlçesi ve Aydın İli Didim İlçesi sınırlarında bulunan taşınmaz malvarlıkları üzerine, takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını, taleplerinin uygun bulunmaması halinde mk. md. 1010 gereğince davalının adına kayıtlı taşınmazları üzerinde tasarruf yetkisinin kısıtlanması için tapu siciline şerh verilmesini, ihtiyati haciz veya tasarrufun kısıtlanması kararının hükmün infazına kadar devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, davacı vekilinin ihtiyati haciz ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir. Bu düzenleme ile yasa, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına iki halde gidilebileceğini öngörmüştür. Bunlardan birincisi sınırlandırmayı ailenin ekonomik varlığının korunması gerekli kılmalı, ikincisi ise evlilik birliğinden doğan mali bir yükümlülüğün yerine getirilmesinin bunu gerektirmesidir. Her iki halde de yasa, sınırlandırmanın ölçülü olmasını aramıştır. Ölçülülük, sınırlandırma ile ulaşılmak istenen amaç bakımından sınırlandırmanın gerekli ve orantılı olmasını gerekli kılar. Hangi malvarlıklarına ilişkin olduğu somut olarak gösterilmeksizin genel ve soyut nitelikte tasarruf yetkisi kısıtlamasına gidilemez. TMK.nun 406.maddesinde düzenlenen vesayet gerektirir istisnai haller dışında eşin tüm mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması (kısıtlanması) mümkün değildir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tasarruf Yetkisinin Sınırlandırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Eşlerden birinin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını düzenleyen Türk Medeni Kanununun 199. maddesi, evliliğin genel hükümleri içinde yer alır ve evlilik devam ettiği sürece aktif olan bir hükümdür. Evlilik sona ermişse, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına gidilemez. Yabancı mahkemece tarafların boşanmalarına karar verilmiş, bu karar Türk mahkemesince tanınmış, tanıma kararı da kesinleşmiştir. Artık davacının, tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin talebi konusuz kalmıştır....

    Bu hüküm sayesinde hâkim, eşlerin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına yönelik önlem niteliğinde olmak üzere, bu tür tasarrufların diğer eşin rızasına bağlı olduğuna karar verebilecektir. Ancak bu kararın verilmesi yeterli olmayıp, maddenin ikinci fıkrası bu durumda hâkime gerekli diğer önlemleri de kararlaştırma yetkisini tanımaktadır. Maddenin üçüncü fıkrasında hâkimin, eşlerden birinin taşınmazlarıyla ilgili olarak tasarruf yetkisini kısıtlaması hâlinde, daha özel nitelikte bir önlemi alabileceği de hükme bağlamıştır. Bu hükme göre, hâkimin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin önlemin tapuya şerh edilmesine kendiliğinden karar vermesi mümkün olmaktadır. Böylece eşlerin mal kaçırma yolu kapatılmıştır.''açıklaması yer almaktadır....

    Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir. Hangi malvarlıklarına ilişkin olduğu somut olarak gösterilmeksizin genel ve soyut nitelikte tasarruf yetkisi kısıtlamasına gidilemez. TMK.nun 406.maddesinde düzenlenen vesayet gerektirir istisnai haller dışında eşin tüm mal varlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırlandırılması (kısıtlanması) mümkün değildir. Somut olayda, tarafların evlilik birliği içerisinde satın alınan ve davalı eş üzerine tescil edilen dava konusu mesken niteliğindeki taşınmazın davalı eş tarafından kredi borcu ödenerek satılacak hale getirildiği, bu taşınmazda davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak hakkının bulunduğu, taşınmazı davalının satma hazırlığında olduğu gerekçesiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2022 NUMARASI : 2021/570 ESAS - 2022/147 KARAR DAVA KONUSU : Tasarruf Yetkisinin Kısıtlanması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü....

    İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. 2012/1667-3751 -2- Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehdarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir....

      İcra İflas Kanununun 91.maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010.maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de terkini mümkündür. Somut olaya gelince; davacı dava konusu taşınmazı 03.11.2007 tarihinde kayıtta bulunan 23.08.2006 tarihli haciz şerhi ile yükümlü olarak satın almıştır....

        İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması halinde veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi İcra İflas Kanununun 110. maddesi uyarınca da borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple haczin kalkması halinde de şerhin terkini mümkündür....

          Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesi değişik iş esası üzerinden TMK 199. madde gözetilmek suretiyle davalı erkek adına kayıtlı gayrimenkuller üzerinde tasarruf yetkisinin kısıtlanması açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de davacının iddiasını destekler mahiyette HMK 390/3. madde gereğince haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek herhangi bir delil, belge ibraz etmediği dikkate alındığında ilk derece mahkemesince verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğunda davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu