Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davacı tarafça tapulu taşınmazın harici satın alınmış olduğu, bu nedenle tapu iptali ve tescili isteminin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla tapu iptali ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; 4721 sayılı TMK'nin 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Somut olayda; her ne kadar Düziçi Tapu Müdürlüğünün 13.03.2015 tarihli dilekçesinde dava konusu taşınmazın bir kısmının 67 parsel kapsamında bir kısmının tescil harici alanda kaldığı bildirilmiş ise de daha sonraki tarihte yapılan keşif akabinde 09/09/2015 havale tarihli fen bilirkişisi .. tarafından düzenlenen raporda ve ekindeki krokide elektronik alet ile ölçüm yapıldığı, elektronik ölçüm sonucunda dava konusu A harfiyle gösterilen kısmın tescil harici bırakılan yerde kaldığı belirtilmiştir....

    KARAR Davacı, davalının babasına ait 6 parselde kayıtlı taşınmazdaki payını 14.9.2002 tarihli harici senetle 11.000.00 YTL’ye satın aldığını,satışın geçersiz olduğunu ileri sürerek ödediği bedelin yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı,davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen “harici satış senedi” başlıklı belge ile davalının murislerinden intikal edecek olan tapulu taşınmazdan 8.550 metre kare’nin davacıya satışı ve zilyetlik haklarının devrine ilişkindir. Satışa konu tapulu taşınmazın haricen satışı Medeni Kanun 706 madde, Borçlar kanunun 213 madde, Tapu Kanunu 26. madde, Noterlik Kanunun 60 madde hükümleri çerçevesinde geçersizdir....

      Mahkemece, tapulu taşınmazların harici satışının mümkün olmadığı gerekçesiyle iptal ve tescil davasının, harici satış sözleşmesinin yapıldığı tarih itibarıyla Borçlar Kanunu’nun 66.maddesindeki 1 ve 10 yıllık zamanaşımının geçtiği gerekçesiyle tazminat davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davanın, tapulu yerde sürdürülen zilyetliğe değil, 1961 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın idari yoldan ... adına tapuya tescil edildiği 2003 yılına kadar davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap koşullarının oluştuğu iddiası ile açıldığı belirtilerek, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplandıktan sonra, 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde belirtilen koşulların davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

          Mahkemece 02.04.2014 tarihinde keşif yapılmış, tedavüllü tapu kayıtları, tanık beyanları, keşif rapor ve krokileri ile 22.07.2978 tarihli satış senedi değerlendirilmiş, tarafların murisleri arasında yapılan anlaşmaya göre tapulu taşınmazın harici sözleşme ile satıldığı, satışının geçerli olmadığı, buna göre dosyanın neticelendirileceği düşünüldüğünde adilane ve hakkaniyete uygun karar çıkmayacağı; harici satıma değer verilmesi gerektiği sonucuna varılmış, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve karşı davalı ... ve vekili temyiz etmiştir Asıl dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, karşı dava harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil olmaz ise TMK 724 maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine harici satın almaya dayalı karşı davanın kabulüne karar verilmiştir....

            Mahkemece, tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olduğundan TMK'nin 763. maddesine göre taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerektiği, taraflar arasında menkul hükmünde olan taşınmazın mülkiyetinin devri için satış sözleşmesi yapıldığında ve taşınmazın zilyetliği alıcıya devredildiğinde alıcı mülkiyet hakkını kazanacağı, somut olayda tarafların 24.02.2009 tarihinde 300 m2 alanlı taşınmazın satışına yönelik sözleşme yaptığı, sözleşmede satışa konu taşınmazın sınırları belirtilmediği gibi satış bedeli de açıkça belirlenmediği, yine tüm dosya kapsamından sözleşme yapıldıktan sonra bu yerin davacının zilyedliğine geçtiği hususu ispatlanamadığı, şu halde davacı bu satış sözleşmesine dayanarak mülkiyet hakkını kazanamayacağı, dava konusu 816 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına esas belgelerinde 854,18 m2 yüzölçümlü olarak davalı ... adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, 816 parsel sayılı taşınmaz ile 24.02.2009 tarihli satış senedinde bildirilen taşınmazın yüzölçümleri aynı olmadığı...

              Bozma Kararı Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 23.10.2018 tarihli ve 2016/9495 E-2018/6161 K sayılı kararı ile “...Taraflar arasında imzalanan 25.04.2000 tarihli noter tarafından düzenlenen "Düzenleme Şeklinde Zilyetliğin Devri Sözleşmesi" içeriğinde kök tapu kaydın sınırlarında yer alan zeytincilik taşlarının numaraları belirtilmek suretiyle taşınmazın sınırlarının tarif edilmesine rağmen, davalı tarafından tapusuz olduğu vurgulanarak taşınmazın zilyetliği devredilmiştir. Tapu maliki ... ... tarafından taşınmazın tapulu olduğunu gizlenerek davacı tarafın yanıltıldığı, aslında tapulu olan taşınmazın davalı tarafından, tapusuz gibi gösterilmek suretiyle "satış vaadi sözleşmesi" yerine "Zilyetliğin Devri Sözleşmesi" yapıldığı anlaşılmaktadır....

                Taraflar arasında sözlü yapılan ve bilahare tarihsiz gayrimenkul satışı durum tespiti tutanağı ve 2.1. 2006 tarihli ek sözleşme ile davacının tapulu taşınmazlarını davalıya haricen sattığı ve davalının 15.371 DM ödeme yaptığı anlaşılmaktadır, mahkemeninde kabulü bu yöndedir.Taşınmaz satışına ilişkin olarak düzenlenen harici sözleşme, M.K.’nun 634., B.K.’nun 213. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler. 10.7.1940 tarih ve 2/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme 2010/8251-15800 Kararına göre geçersiz taşınmaz satışında verilen satış bedeline alıcı faiz, taşınmazın kullanılmasından dolayı da satıcı ecrimisil veya kira bedeli isteyemez. Mahkemece, bağlayıcı nitelik taşıyan Tevhidi İçtihat kararına rağmen, ecrimisil bedelini belirleyerek buna hükmetmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                  Mahkemece dava tarihinden sonra yapılan toplulaştırma işlemi gerekçe gösterilerek ve Hazine adına 2011 yılında oluşturulan tapu kaydının dayanağı toplulaştırma işleminin idari yoldan iptali sağlanmadıkça davanın dinlenme olanağı olmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Ne varki dava; tapulu yerde sürdürülen zilyetliğe değil, 1975 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmazın dava tarihi olan 09.09.2008 tarihine kadar davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle iktisap koşullarının oluştuğu iddiası ile açılmış olup dava tarihi itibariyle taşınmaz tespit harici yerdir. Öte yandan taşınmazın toplulaştırması sonucu oluşan 212 parsel sayılı taşınmaz da halen Hazine adına tapuda kayıtlıdır....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile satın aldığı iddiası ile açılmış tapu iptali tescil istemine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 09.10.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu