WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, tapulu taşınmazların satış ve devirlerinin TMK'nun 706, Tapu Kanunun 26. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuki sonuç doğurmayacağı ve davacı tarafın taşınmazın bedelinin tahsiline yönelik talebinin de Borçlar Kanunu 146 maddesi gereğince zamanaşımına uğradığı gerekçeleri ile reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, 18.03.1970 tarihli harici satış sözleşmesi ve eklemeli zilyetlik nedeniyle TMK. nun 713/1, 996 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde taşınmazın değerinin tahsili isteğine ilişkindir....

    Dava, harici satım ve kazanmayı sağlayan zilyetlik, hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1, ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dava konusu 101 ada 216 parsel 31.03.1988 tarihinde davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Tapuya kayıtlı bir taşınmazın devrinin TMK.nun 706, BK.nun 213 (6098 sayılı TBK.nun 237) ve Tapu Kanununun 26.maddesine göre tapu sicil memuru huzurunda resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Tapu sicilinde kayıtlı bir taşınmazın resmi memur önünde yapılmayan tapu dışı satış ve devri hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Somut olayda taraflar arasında düzenlenen ve taşınmazın mülkiyetini nakil borcu doğuran 13.01.1994 tarihli sözleşme açıklanan nedenlerle geçerli bir sonuç doğurmayacağı gibi, tapulu taşınmazda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyecektir....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. TBK 237. Madde (eski BK 213) uyarınca taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır hükmünü düzenlemiştir. Tapulu taşınmazlar TMK 706, BK 237 ve TK 26. maddeleri uyarınca tapu memuru önünde yapılacak resmi işlem ile devredilir. Bu şekil taşınmazların devrinin geçerlilik şartı olup tapu dışı satışlara taşınmazın mülkiyetinin devri yönünde hukuki değer vermez. Geçerlilik şartı olan bu hükme aykırı düzenlenen sözleşmeler geçersizdir. Bu nedenle tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile devri mümkün değildir. (Yargıtay l.HD 01.07.2008 gün 3589- 8256 sayılı kararı) TMK 730 TK 26 Noterlik kanunu 60 ve 89.maddeler de benzer düzenleme içermektedir. Somut olayda, davacı davalıdan satış vaadi sözleşmesi ile aldığı bağımsız bölümlerden sonra davaya konu dükkan nitelikli bağımsız bölümü haricen aldığını iddia ederek eldeki davayı açmıştır....

      Bundan ayrı, harici satış senetleri sadece tapulu taşınmazın satın alındığı tarihten itibaren kural olarak satın alan kişi veya kişilerin zilyetliğinin hangi tarihte başladığı bakımından kabul edilebilir. Bunun dışında tapulu taşınmazların TMK'nin 706, TBK'nin 237, 2644 sayılı TK'nin 26. maddesi gereğince alım ve satımları resmi şekilde yapılmadığı sürece hukuken geçerli bir sonuç doğurmayıp, alıcıya herhangi bir hak bahşetmez, TMK'nin 713/1. maddesine dayalı istek hakkında da hiç şüphesiz olumlu bir sonuç doğurmaz. Yani, tapulu taşınmazların kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilmesi mümkün değildir. Sadece bunun tek istisnasını TMK'nin 713/2. fıkrasında yer alan hukuki sebeplere dayalı olarak açılan davalar oluşturmaktadır....

        Ortak mirasbırakan ya da elbirliği şeklinde tüm mirasçılar adına kayıtlı bulunan tapulu taşınmazlardaki miras paylarının, mirasçılar arasında harici olarak yazılı senetle satışı geçerli bulunmakta ise de; söz konusu satış senedine dayanılarak iptal ve tescil davasının açılabilmesi için başta geçerli olarak yapılan mirasçılar arasındaki harici satış senedinin geçerliliğini koruması gerekir. Başka bir anlatımla, mirasçılar arasında yapılan harici satış sözleşmesinden dönülmemiş olması gerekir. Somut olayda; dava konusu 156 ada 136 parsel sayılı taşınmazın 21.7.2014 tarih, 8371 yevmiye numaralı işlem ile paylı mülkiyet şeklinde mirasçılara intikal ettiği, paylı mülkiyete geçiren intikal işleminden sonra 18.08.2014 tarih ve 9296 yevmiye numaralı satış işlemi ile davacı tarafından davalı dışındaki diğer mirasçıların hisselerini satın aldığı, taşınmazın 1/8 hissesinin davalı, 7/8 hissesinin davacı adına kayıtlı olduğu görülmüştür....

          Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece, dava konusu tapulu taşınmazın haricen satışının geçersiz olduğu ve taşınmaz üzerine inşa ettikleri yapıların bulunduğu kısımların taşınmazdan ifrazının mümkün olmadığı göz önüne alınarak, davacılar ... ile ... mirasçıları dışındaki davacıların, harici satıma ve zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescil talepleri ile temliken tescil taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 7. Ne var ki, davacıların satış bedelini geri isteyebilmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 97 nci maddesi uyarınca ancak kullanımında bulunan taşınmaz bölümlerinin zilyetliğini bırakmaları halinde mümkün olacağından mahkemece, satış bedelinin davalılardan alınmasına karar verilmekle birlikte, aynı zamanda ve karşılıklı olarak taşınmazın zilyetliğinin de davalılara teslimine karar verilmesi gerekir. 8....

            nın mahkemeye verdikleri 28/03/2013 havale tarihli müşterek imzalı dilekçe ile davayı kabul ettiklerini belirttikleri, davacı vekili, davalı ve vekilinin birlikte verdikleri aynı tarihli dilekçe ile de duruşma günü verilerek dosyanın ele alınmasını talep ettikleri, bunun üzerine mahkemece duruşma günü verilerek 29/03/2013 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği ve kararın temyiz edilmeden 29/05/2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu karara istinaden 2607 ada 26 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ...'a ait 1/5 pay 27/01/2015 tarihinde ... adına tescil edilmiştir. Somut olaya gelince; davacı 29/06/2006 tarinde davalı ... vekili ile aralarında düzenlenmiş olan geçerli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanarak 31/05/2013 tarihinde açtığı davada tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. ... ile ... arasındaki 2607 ada 26 parsel sayılı tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi ile satımına dayalı olarak açılan ve yukarıda açıklandığı gibi Gaziantep 1....

              Davalı ... vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, harici satışı kabul etmediklerini, tapulu taşınmazın harici satış ile devredilmeyeceğini, davacıların murisi ile davalının babası arasında iddia edildiği gibi bir sözleşme imzalanmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, yargılama devam ederken 30.06.2012 tarihinde davalının vefatı üzerine davaya yasal mirasçıları tarafından devam edilmiştir. Mahkemece, yargılama neticesi toplanan delillere göre davaya konu 1157 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi rapor ve krokisinde kullanılan arsa olarak gösterilen 136,57 m2'lik taşınmaz bölümünün alım satımı konusunda dava dışı ... ile davalının murisi ... arasında 06.12.1973 tarihinde harici satım senedi düzenlendiği, satış bedelinin tamamının ...'ye ödendiği, bilahare 16.06.1976 tarihinde aynı taşınmazın yine harici satım sözleşmesi ile davacıların murisi ... tarafından satın alındığı, taşınmazın o tarihten beri davacı yanca kullanıldığı, ...'...

                dayalı tapu iptal ve tescil talebinin değerlendirilmesine, noter satış vaadine konu 402 parsel sayılı taşınmaz için satılan hisse değerinin dava tarihindeki değerinin tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, harici satış sözleşmesine konu 231 parsel sayılı taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespitine, satış bedelinin verildiği tarihteki alım gücünün dava tarihi itibariyle alım gücüne denkleştirici adalet kuralları gereğince uyarlanmasını ve bedelin tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 18.07.2012 tarihli dilekçe ile; dava dilekçesinde adı geçen ... ile kayden tapuda adı geçen ...’nin aynı kişi olmadığını, tapuda adı geçen ...’nin ... karısı ... ve bilinmeyen kişi olduğunu belirterek TMK'nin 713/2. maddesinde...

                  Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. Dava, adi yazılı satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin iadesi ve munzam zararın tahsili istemine ilişkindir. ...-)Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK'nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Haklı bir sebep olmaksızın başkası zararına mal edinen kimse, onu iade ile yükümlüdür. Düzenlenen ......2004 tarihli harici satım sözleşmesi, taşınmazın devrini sağlamayan geçersiz bir sözleşmedir. Geçersiz sözleşmenin bulunması halinde taraflar aldıklarını birbirlerine geri vermek zorundadır....

                    UYAP Entegrasyonu